4 Nisan 2014 Cuma

Günlük hayatı taçlandıran sünnetler

Günlük hayatı taçlandıran sünnetler


Kim benden sonra unutulmuş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir.” buyuruyor Efendimiz (sas). Yine başka bir müjdesinde ahir zamanda unutulan bir sünnete sarılana 100 şehit sevabı verileceğini belirtiyor. Günlük koşuşturma içerisinde ihmal ettiğimiz ama uygulaması çok kolay olan sünnetleri alışkanlık haline getirmek, hem Efendimiz’e olan sevgimizi artıracak hem de iyi bir Müslüman olma yolunda bize rehberlik edecek.




İslâm bütün insanlığı kucaklayan evrensel bir din. Onun taşıyıcısı olan Allah Resûlü’nün (sas) hayatı da bir o kadar kuşatıcı. Yani, iyi bir Müslüman olma yolunda örnek alacağımız yegane model. Ahzab Suresi 21. ayette, “Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.” buyruluyor. Bu ayet-i kerime Peygamber Efendimiz’i (sas), bizlere yol gösteren en iyi kılavuz olarak işaret ediyor. Yani, bir insanın nasıl yatıp kalkacağını, yiyip içeceğini, ibadet edeceğini, kısaca yaşamın her alanını en iyi bilenin O (sas), olduğunu söylüyor.


Nefes alıp verdiğimiz müddetçe Peygamber Efendimiz’i örnek almamız gerekiyor. O’nun (sas) yaptığını yapıp, uzak durduklarından kaçınmamız şartken, ne yazık ki bir kısım sünnetleri ya hiç bilmiyor ya da bildiğimiz halde uygulamıyoruz. Oysa, her mümin bu örnek hayatı iyi idrak etmek zorunda. “Kim, benden sonra unutulmuş bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir.” hadis-i şerifi de bu yolda yürüyenler için müjde niteliğinde.


Çocuklara selâm vermek


Çocuk yaşta Hz. Peygamber’in (sallallahü aleyhi ve sellem) uzun süre hizmetinde bulunan ve onun davranışlarını en iyi bilen sahabelerden biri olan Enes b. Mâlik’in “Resûlullah çocukların yanından geçer ve onlara selâm verirdi.” rivayeti Şefkat Peygamberi’nin (sas) çocuklara selâm verdiğini ve bunu hiç ihmal etmediğini gösteriyor. Resûl-i Ekrem’in çocuklara selâm vermesi selâmın toplumun her kesiminde yayılması gerektiğine de işaret ediyor.


Yolculuktan gece dönmemek


Resûl-i Ekrem (sas), seyahate çıkacak kişilere, “Seyahate çıkan üç kişi içlerinden birini başkan tayin etsin.” tavsiyesinde bulunuyor. Seyahate perşembe günü çıkmak ve yolculuktan eve gece dönmemek de Efendimiz’in (sas) sünnetleri arasında. Bilhassa iletişim imkanlarının olmadığı dönemlerde yolculuktan gece yarısı habersiz eve gelmek olumsuz durumlara sebep oluyordu.


Her anını duayla geçiren Allah Resûlü, bineğe bindiğinde Zuhruf Suresi’nin 13. ayetini okurdu: “Bunları bizim hizmetimize veren Allah yüceler yücesidir, her türlü eksiklikten münezzehtir. O lütfetmeseydi biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz sonunda Rabb’imize döneceğiz.” Peygamberimiz, bu duayı okuyup bineğinden inmeden ölen kişinin şehit olacağı müjdesini de veriyor.


İşrak namazı kılmak


İşrak namazının fazileti hakkında Kainatın Efendisi şöyle buyuruyor: “Bir kimse sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar zikir ile meşgul olsa, güneş doğunca da iki rekat (işrak) namaz kılsa, bir nafile hac ve umre sevabına nail olur.” Peygamberimiz’in hayatı Cenab-ı Hakk’a ibadetin ve en güzel kulluğun örnekleriyle dolu. Bu anlardan biri de sabah namazından sonraki vakitler. Kerahat vaktinin çıkmasını beklerken Allah’ı zikretmek ve arkasından iki rekat işrak namazı kılmak Efendimiz’den bize emanet sünnetlerden biri.


Secde anında dua etmek


Her anını Allah’a dua dua yalvarmakla geçiren Peygamberimiz, ümmetine şu tavsiyede bulunuyor: “Kulun Rabb’ine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın”, “Allahümme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü secede vechî lillezî halâkahû ve savverahû ve şakka sem’ahû ve besarahû tebâreka’llahü ahsenü’l-hâlikîn.” O’nun, Rabbi’ne en yakın olduğu anda yaptığı dualardan biri.


Yüzüstü yatmamak


Uyurken sağ tarafa, sağ el üzerine ve dua okuyarak yatmak Hz. Peygamber’in sünnetleri arasında. Efendimiz’in eşlerinden Hz. Aişe validemiz, O’nun yatış şeklini şöyle anlatıyor: “Resûlullah yatağa girdiğinde, avuçlarını bitiştirip içine üfler, İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okur, ellerini vücudunun sürebildiği yerlerine sürerdi. Ellerini baş, yüz ve vücudunun ön tarafından sürmeye başlardı ve bunu üç kere tekrar ederdi.” Kainatın Efendisi, yüzüstü yatmayı ise cehennem halkının yatış şekli olarak niteliyor.


Yeni elbiseyi cuma günü giymek


Günlerin seyyidi olarak kabul edilen cuma gününde, güzel giyinmek, güzel koku sürünmek, gusül abdesti almak gibi birçok sünnet bulunuyor. Fahr-i Kainat (sas), “Günlük giyilen elbiseden başka, cuma günleri giyilecek ayrı bir elbisenin olması ne iyidir.” buyuruyor. Kendisi de Yemen kumaşından olan elbisesini, cuma ve bayramlarda giyerdi. Yeni alınan elbisenin de ilk o gün giyilmesi sünnet. Zira Resûlullah, aldığı yeni elbiseyi ilk olarak cuma günü giyer, iki rekât namaz kılar ve eski elbisesini başkasına verirdi.


Aksırınca ne demeli?


İnsan kalbinin atışı, hapşırınca birkaç saniye durur. İnsanın ölüp, tekrar hayata dönmesi gibidir o an. Zira hapşırma esnasında duran kalp tekrar çalışmayabilir. Cenâb-ı Hakk’ın insana tekrar kalbin çalışma nimetini vermesi karşısında, hapşıran kişinin “Elhamdülillah” demesi, orada bulunanların da hapşıran kişiye, “Yerhamükellah / Allah sana rahmet etsin.” diyerek mukabelede bulunması, hapşıran kişinin de tekrar “Yehdînâ ve yehdîkümullah / Allah (celle celalühû) bize ve size hidayet etsin.” demesi, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnet-i seniyyeleri arasında.


Su içme adabı


Hayat kaynağı olan suyu içerken imkânlar ölçüsünde kıbleye yönelmeli, oturarak besmele çekmeli ve bardak sağ ele alınmalı. Peygamber Efendimiz, zaman zaman ayakta su içerek, ayakta su içmenin günah olmadığını da göstermiş. Ebû Hüreyre (r.a) ise Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) su içme adabını şöyle anlatıyor: “Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen de kussun!” Müslim’de rivayet edilen bir hadis-i şerif de suyun üç nefeste içilmesinin hikmetini naklediyor: “Üç nefeste içen kimse suya iyice kanar, böylece susuzluğu teskin edilmiş olur. Suyu üç nefeste içmek sağlığa daha uygundur.”


Yatsı namazından sonra istirahate çekilmek


Günümüzde çokça ihmal ettiğimiz sünnetler arasında yer alıyor yatsı namazı sonrası istirahate çekilmek. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bunu prensip haline getirmiş, çok önemli bir mesele yoksa oturmamayı tercih etmişti. Hz. Aişe Validemiz’in “Hiçbir zaman, Resûlullah yatsıdan önce uyumamıştır ve yatsıdan sonra sohbet etmemiştir.” demesi bunun kanıtı. Peygamberimiz, yatsıdan önce uyumayı ve sonrasında oturup konuşmayı sevmezdi.


Bir ayda üç gün oruç tutmak


Her aydan üç gün oruç tutmak, bunu özellikle kamerî takvim hesabına göre her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde yapmak Peygamber Efendimiz’in sünnetlerinden. Hz. Aişe Validemiz, Nebiler Serveri’nin her ay üç gün oruç tuttuğunu rivayet ediyor. Hatta O (sallallahü aleyhi ve sellem), sefer halinde bile bu günlerde oruç tutmayı ihmal etmemiş, ümmetini de bu konuda teşvik etmiştir: “Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir.”


Mezarlıktan geçerken selam vermek,


Çıplak ayakla namaz kılmamak,


Ayakkabıyı giymeden önce ters çevirmek,


Yemek sofrasında sirke bulundurmak,


Yemek yemeye tuzla başlamak,


Yatmadan önce abdest alıp uyumak,


Bıyıkları en çok kaşla kadar uzatmak,


Tırnak kesmeye şahadet parmağından başlamak...



http://ift.tt/1jIHkPq

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder