31 Temmuz 2013 Çarşamba

Ünal Aysal: Arda dönerse sadece Galatasaray'a döner

Ünal Aysal: Arda dönerse sadece Galatasaray'a döner


Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Atletico Madrid'te forma giyen eski oyuncuları Arda Turan'ın Türkiye'de sadece Galatasaray'a döneceğini söyledi.




Bugün Hintli dünya teknoloji devi HCL ME Tablet ile imzalan sponsorluk anlaşmasında Galatasaray Kulüp Başkanı Ünal Aysal, açıklamalarda bulundu. Başkan Aysal, "Bizim hedeflerimiz arasında seçimde adayı olduğum vakitte belirttiğim gibi dört ana hedefimiz var. Bunlar sportif başarı, mali başarı, kurumsallık ve marka değeri idi. Kulüplerin gerçek değerini yaratan marka değeridir. Bazı kulüplerin değerinin kimisinin yüksek kimisinin az ise bu marka değerinin iyi yaratılıp değerlendirilmediğindendir. Biz Galatasaray olarak Asya ve Avrupa'da Türkiye bayrağını taşımak istiyoruz." dedi.



"ARDA DÖNERSE SADECE GALATASARAY'A DÖNECEK"

Ünal Aysal, Arda Turan'ın Türkiye'de çok sevilen bir futbolcu olduğuna da değinerek, "Arda'nın dönüşü olacaksa da Galatasaray'a olacaktır. Bu sene Arda Galatasaray'a gelir mi konusunda, Atletico Madrid Takımı'nın Arda'ya çok ihtiyacı olduğunu başkanı görüşmemizde söyledi, bu konuyu kurcalamamamız gerektiğini söyledi. Ama Arda sorusu sorulduğuna göre kurcalamamız gerek. Transfer konusunda da daha 34 günümüz var." diye konuştu.



Galatasaray'ın kurumsallaşması hakkında da önemli açıklamalar yapan sarı-kırmızılı Kulüp Başkanı Aysal, "Galatasaray'ın bugün olmazsa olmazıdır kurumsallaşma. Ciddi çalışmalarımız bu sahada yapılmaktadır. Bugün bizimle işbirliği yapan herkes bunun ne şekilde ilerlediğini görmektedir. İstediğimiz şey Galatasaray'da her şeyin tıkır tıkır işleyen düzende çalışmasıdır. Galatasaray çok daha komplike ve derinliği olan bir yapı. Yavaş yavaş bütün her şey toparlanıyor ve geçmişte ihmal edilen her şey artık kontrol altına alınıyor." şeklinde konuştu.



Son dönemlerde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile ilgili anlaşmazlıklar hakkında gelen bir soruya Ünal Aysal, "Bu değişiklikleri zamanında yapmayanlar değişir dedim. Ama ben değiştiririm demedim. Böyle bir gücüm yok. Galatasaray'ın hakkı olduğunu düşündüğüm konularda başka şekilde konuyu intikal ederiz ve bu bizim en doğal hakkımız. Türk oyuncular Avrupa'da Avrupalı statüsünde oynuyorsa, Avrupalıda burada öyle oynamalı. Avrupa'ya girmek için dünya kadar bütçe harcıyor ve mesaj veriyorsunuz ama kendinize geldiğinde gerekli yapılandırmaları yapmıyorsunuz. Ben spor dünyasında Galatasaray olarak beklentimi dile getirdim." ifadelerini kullandı.



GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİK BEYANLAR

Galatasaray Kulübü bünyesinde bulunan Lütfi Arıboğan ve Ebru Köksal hakkında Fenerbahçe Kulübü'nün eleştirilerine de cevap veren Başkan Aysal, "Bu arkadaşlarımız federasyonda profesyonel olarak kurumsal bir yöntemle çalışırlardı. Ben Galatasaray başkanı olarak baktığım zaman o dönemde Fenerbahçe'ye hiçbir zarar getirme niyetinde olmadıkları için bugün Galatasaray'da yönetici olarak görevlerini sürdürüyorlar. Bugün bu arkadaşlar öyle bir durumda olsa yanımda oturuyor olmazdı. Bu arkadaşlara yönelik söylemler sadece gündemi değiştirmeye yöneliktir." diye konuştu.



Fenerbahçe'nin, 'Beşiktaş benim saham da oynayacak' şeklinde bir açıklama yapmadığını belirten Ünal Aysal, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın suçlamalarıyla ilgili bir soruya da şöyle cevap verdi:



"Yazılı bir belgede gelmedi bu konuda. Sadece duyumlarla hareket ediliyor. Bizim sahamızı Beşiktaş ile paylaşmamamızın sebebi Beşiktaş ile alakalı değil. Sadece şekiller var. Bizim tüzüğümüzün 92. maddesi stadımızın kullanılması için kira anlaşması yapmamız adına yetkimiz yok. Fikret Başkan'a bunu genel kurula götürmek istediğimi sundum, o da bunun genel kurula gitmesine gerek olmadığını söyledi." diyerek sözlerini tamamladı.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/unal-aysal-arda-donerse-sadece-galatasaray-a-doner.html

Türkiye’nin dünya mirası geçici varlığı 41’e yükseldi

Türkiye’nin dünya mirası geçici varlığı 41’e yükseldi


Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çalışmaları sonucunda 2013 yılı itibariyle Türkiye'den UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine giren varlık sayısı 41'e ulaştı. Türkiye'den Dünya Mirası Listesine alınan varlık sayısı ise 11 oldu.




Bakanlığın yaptığı çalışmalarla Dünya Mirası Geçici Listesine bu yıl Ceneviz Kale ve Surlu Yerleşimleri, Denizli'de yer alan Laodikeia Antik Kenti, Manisa Salihli'de bulunan Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri ile Ankara, Konya ve Aksaray illeriyle çevrili olan Tuz Gölü olmak üzere dört varlık daha kaydedildi. 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa'da ticaret kolonileri kuran Cenevizlilerden günümüze kalan ve listeye giren eserler ise İstanbul'daki Yoros Kalesi ve Galata Kulesi, İzmir'de Foça Kalesi ve Çandarlı Kalesi, Bartın'da Amasra Kalesi, Düzce'de Akçakoca Kalesi ve Sinop Kalesi oldu.



HRİSTİYANLIĞIN 7 KİLİSESİNDEN BİRİ

Listeye giren diğer varlık, Denizli'nin 6 kilometre kuzeyinde yer alan Laodikeia Antik Kenti. Helenistik kent M.Ö 3. yy'ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kuruldu. Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birine sahip olan ve İncil'de adı geçen kent Hristiyanlık dünyası için çok önemli, çünkü İncil'e göre, Hristiyanlar için kutsal hac merkezi olma özelliğine sahip.



SARDES ANTİK KENTİ

Dünya Miras Geçici Listesine alınan diğer bir antik kent ise Manisa Salihli'deki Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri. Lidyalıların başkenti olma özelliğine sahip olan Sardes Antik Kenti, aynı zamanda antik dünyanın en büyük havrasını bünyesinde bulunduruyor. Marmara Gölü'nün güney kenarında yer alan ve Lidya Tümülüs mezarlık alanı olan Bin Tepe Tümülüsleri ise dünyanın en büyük tümülüs alanı içerisinde.



TUZ GÖLÜ DE LİSTEDE

Listeye eklenen kültür varlıklarından bir diğeri Ankara, Konya ve Aksaray illeriyle çevrili olan Tuz Gölü. Yer altı sularıyla beslenmesi, Türkiye'nin tuz ihtiyacının yüzde 70'ini sağlaması ve en önemlisi de yaklaşık 6 bin civarında kuş yuvalama alanına sahip olması; 279 bitki, 120 bakteri ile 129 böcek türünün yaşamasına imkan veren Tuz Gölü, dünyanın önemli doğal alanlarından birisi. Bu özellikleri Tuz Gölü'nü Dünya Mirası Geçici Listesine girişini sağladı ve bölgesellikten çıkararak uluslararası bir kültür varlığı kimliği kazandırdı.



DÜNYA LİSTESİNDE 981 VARLIK BULUNUYOR

UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen ve tüm dünyada öncelikli olarak korunması için çalışmalar yapılan kültürel ve doğal varlıkların yer aldığı Dünya Miras Listesinde 2013 yılı itibariyle 759 tanesi kültürel, 193 tanesi doğal, 29 tanesi ise karma olmak üzere kayıtlı 981 varlık bulunuyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/turkiye-nin-dunya-mirasi-gecici-varligi-41-e-yukseldi.html

Çöpten yiyecek toplayarak israfa dikkat çekiyorlar

Çöpten yiyecek toplayarak israfa dikkat çekiyorlar


Avrupa Birliği'nde yılda yaklaşık 89 milyon ton gıda israf ediliyor. Yapılan araştırmalar en çok gıdanın evlerde ve market raflarında heder olduğunu ortaya çıkardı.




İhtiyaçtan fazla ve toptan alışverişler bu konuda evde gıda çürümesine yol açan temel sebeplerden. İhtiyaca göre ve teker teker yapılan alışverişlerin çok daha az ziyana sebep olduğunu uzmanlar belirtiyor.



Bütün bu şahsi sebeplerin yanı sıra bir de insanlara ulaşmadan çöpe atılan gıda maddeleri var. Birçok üretici defolu olarak nitelendirdikleri ürünleri direkt olarak çöpe atıyor. Bunlar şekli düzgün olmayan salatalıklar veya boyu kısa kalmış havuçlar dahi olabiliyor.



Bu durum Avrupa Birliği'nin ve bazı sivil toplum örgütlerinin dikkatini çekti ve çeşitli projelerin doğmasını sağladı. Bugüne dek yapılan projelerin büyük kısmı istenilen sonuçları getirmedi.



Son dönemlerde, fakirliğin de giderek arttığı bir dünyada yeni toplumsal oluşumlar ve algılar gelişiyor. Bunlardan bir tanesi 'Containern' adı altında yapılan bir aktivite. Genelde üniversite öğrencilerinden oluşan 2-3 kişilik gruplar gece vakitlerinde torbalar ve el fenerleri ile süpermarketlerin çöp kutularını gereksiz yere çöpe atılmış ve daha yenilebilir gıda ürünleri üzerine araştırıyor. İnternet siteleri kurup sosyal medya vasıtası ile gruplaşan Konteynerciler bu şekilde ekmek, yumurta, sütün yanı sıra sebze ve meyve dahi buluyor.



Bu işi sadece dar gelirlilik yüzünden değil de israfa dur demek adına yaptıklarını söyleyen bazı Konteynerciler bu şekilde neredeyse bazı aylar hiç alışverişe gitmeye ihtiyaç duymadıklarını dile getiriyor. Konteynerciler göre raflarda sadece yeni bir düzen için çöpe atılan birçok taze yiyecekler marketlerin ardındaki çöp kutularında bulunuyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/ekonomi/copten-yiyecek-toplayarak-israfa-dikkat-cekiyorlar.html

Teravih namazını stadyumda kıldılar

Teravih namazını stadyumda kıldılar


Yalova Gönüllü Sivil Toplum Kuruluşları'nın (GÖNÜLDER) organizasyonu ile Yalova Atatürk Stadyumu'nda Enderun usulü teravih namazı kılındı. 4 bini aşkın Yalovalı teravih namazını açık havada kıldı.




Yalova Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen ve yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı programın açılışını GÖNÜLDER Birlik Sekreteri Hacı Ömer Anlayışlı yaptı. Anlayışlı, yaptığı konuşmada "Kuran'ı Kerim ziyafeti ve Enderun teravih namazına hoş geldiniz. Platformumuz 21 dernek ve vakıftan oluşmaktadır. Geleneksel hale gelen Kur-an ziyafetleri ve yaptığımız diğer organizasyonlar birlik ve beraberliğimizin, dernek ve vakıflarımızın, cemaatlerimizin bir araya gelmesinin semeresidir ve bereketidir. Bizi bir araya toplayan rabbimize şükür olsun. Bir araya gelen şer güçler bütün güçleriyle Müslümanların üzerine zehirlerini akıtmakta. Müslümanların kanı oluk oluk akmaktadır. Zalimlere karşı bizim bir araya gelmemize, beraber olmamıza özellikle şu günlerde daha çok ihtiyacımız var" dedi.


Program, Kur'an-ı Kerim okuma Dünya birincisi Güney Afrikalı Abdurrahman Sadien, alanı dolduranlara Kuran-ı Kerim okumasıyla devam etti. Daha sonra Mehmet Kemiksiz ile Enderun Hafızlar Topluluğu alandaki vatandaşlara teravih namazını kıldırdı.


Teravih namazına AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun, Eski Yalova Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, Yalova Kent Konseyi Başkanı Ömer Fitoz ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.



http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/teravih-namazini-stadyumda-kildilar.html

Türkiye helal gıda üssü oluyor

Türkiye helal gıda üssü oluyor


Dünyada 2 milyar tüketiciye hitap eden 2 trilyon dolarlık helal gıda pazarı, Türkiye’yi harekete geçirdi. İki yıldır helal gıda belgesi veren Türk Standardları Enstitüsü’nün kapısını yüzlerce şirket çaldı.




Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapan TSE, 187 şirkete helal gıda belgesi verirken çok sayıda şirket de sırada bekliyor. Yeni hedef ise Türkiye’yi dünyanın helal gıda üssü haline getirmek. Bu kapsamda İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) bağlı olarak çalışan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) Türkiye’de kuruldu.



TSE tarafından 187 şirkete helal gıda belgesi verildi. Irak başta olmak üzere Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile ticaret yapan çok sayıda Türk gıda şirketinin de helal belgesi almak istedikleri belirtiyor. Özel sektör aracılığı ile Türkiye’de çok sayıda firmanın aldığı helal belgesi Temmuz 2011 tarihinden itibaren TSE tarafından da veriliyor. Hedef dünya belgelendirme ve helal gıda pazarından daha fazla pay alabilmek. Dünyada belgelendirme pazarının 200 milyar dolar, helal gıda pazarının ise 2 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. TSE tarafından verilen helal belgelendirmenin herhangi bir zorunluluğu ise bulunmuyor. Firmalar belge aracılığı ile daha çok müşteriye ürün satma imkanına kavuşuyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/turkiye-helal-gida-ussu-oluyor.html

Bordeaux Anatolia Derneği’nden üyelerine iftar ziyafeti

Bordeaux Anatolia Derneği’nden üyelerine iftar ziyafeti


Yıllardır Bordeaux’da hizmet veren Anatolia Kültür Merkezi, iftar çadırında üyelerini ağırladı.




Davetlilerin aileleriyle iştirak ettiği programa yoğun katılım oldu. Büyükler iftarlarını açarken, çocuklar da kendileri için hazırlanan oyun alanında doyasıya eğlendi. Bordeaux’lu Türkler Anadolu'dan uzakta bir Anadolu gecesi yaşattığı için Anatolia Derneği yetkilerine teşekkürlerini ilettiler.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/bordeaux-anatolia-dernegi-nden-uyelerine-iftar-ziyafeti.html

Fenerbahçe'de yolcular ortaya çıktı

Fenerbahçe'de yolcular ortaya çıktı


Kadrosunda 11 yabancı bulunan Fenerbahçe , Oscar Cardozo veya Emanuel Emenike’den birinin alınması halinde 2 ismi göndermek zorunda kalacak. Samuel Holmen’e kadro şişkinliği nedeniyle henüz sözleşme imzalatamayan Sarı-Lacivertli yönetim, 2 yabancı ile yollarını ayırma noktasına geldi.




Teknik direktör Ersun Yanal’ın verdiği rapor doğrultusunda hareket edecek olan yöneticiler, ilk etapta Milos Krasic’in biletini kesiyor. Geçtiğimiz yıl Juventus’tan büyük umutlarla gelen Sırp oyuncu kendisine kulüp bulamadığı için sözleşmesinin feshedilmesi halinde tazminatı ödenecek.



SEVİLLA’YA GİDEBİLİR

Yönetim Krasic’in bir kulüple anlaşması durumunda aradaki farkı ödeyerek göndermeyi planlıyor. Bu arada sezonun başlamasına kısa bir süre kaldığı için çabuk davranmak gerekiyor. Gönderilecek ikinci isim ise Joseph Yobo olacak. Nijeryalı oyuncu ile Salzburg maçı sonrasında masaya oturulacak.



Milos Krasic’e tek teklif Sevilla’dan. İspanyol kulübünün sarı-lacivertli takımdan 2.3 milyon euro kazanan Milos Krasic’e yıllık 900 bin Euro önerdiği belirtildi. Yönetim Krasic’i İspanyol kulübüne satış opsiyonlu olarak kiralamayı düşünüyor. Anlaşma sağlanırsa, Krasic’in ücretinin büyük bölümünü Fenerbahçe karşılayacak.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/fenerbahce-de-yolcular-ortaya-cikti.html

30 Temmuz 2013 Salı

Avrupa'nın en ucuz elektriği Fransa'da

Avrupa'nın en ucuz elektriği Fransa'da


Elektrik tüketiminin soğuk havalar sebebiyle rekor seviyeye ulaşmasıyla EDF yılın ilk yarısında 2.9 milyar Euro kar sağladı.




Fransa’nın kamu tarafından yönetilen dev enerji kurumu EDF (Electricité de France), son üç senede yapılan yüzde 15 zamma rağmen Avrupa'nın en ucuz elektriğinin Fransa’da kullanıldığını iddia etti. Almanya'nın sadece geçtiğimiz Ocak ayında yüzde 12 zam yaptığını vurgulayan EDF Başkanı Henri Proglio'ya göre Fransa'daki elektrik fiyatları Avrupa ortalamasına göre yüzde 35 daha düşük.



Avrupa’nın en büyük elektrik üreticisi EDF, yeni yatırım maliyetlerini karşılayabilmek için elektrik fiyatlarına 1 Ağustos tarihinden itibaren yeni bir zamma gideceğini ve bu zamları Ağustos 2014'te yüzde 5, 2015'te yüzde 3,2 oranında yeni bir artışın takip edeceğini belirtmişti.



İtalya’nın sektördeki büyük markası Edison’daki hisselerini arttıran EDF, geçtiğimiz aylarda da Amerika’da nükleer santral inşa edecek ortak girişimde hisse satın almak için harekete geçmişti.



http://www.zamanfransa.com/haber/ekonomi/avrupa-nin-en-ucuz-elektrigi-fransa-da.html

Bu pazar göl üzerinde kuruluyor

Bu pazar göl üzerinde kuruluyor


Hindistan’ın Keşmir eyaletinin başkenti olan Srinagar; verimli Keşmir Vadisi, Dal Gölü ve yüzen evleriyle meşhurdur.




Tabii evler gölün ortasında olunca, ‘yüzer ticaret’de alışıldık bir manzara oluyor Srinagar’da. Dal Gölü üzerine kurulan ‘yüzen market’ de bunun bir göstergesi. Keşmirliler bahçelerinde yetiştirdikleri sebze meyvelerini, çiçeklerini, gümüş takılarını ve paşmina şallarını ufak teknelerine yükleyip, göl üzerinde satışa çıkıyor. Kimi zaman evleri tek tek dolaşıyor, kimi zaman da diğer tekne sahipleriyle bir yerde demirleyip alıcıların kendilerine ulaşmasını bekliyorlar. Tekneler ağırlıklı olarak envai çeşit sebze ve meyvelerle dolu. Bir Keşmirli domates, biri biber, bir diğeri de kabak satıyor. Keşmirli pazarcıların en büyük arzusu teknelerindeki sebzeleri bitirip evlerine dönmek olsa da onlarca teknenin Dal Gölü üzerinde oluşturduğu manzara turistler için görülmeye değer.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/bu-pazar-gol-uzerinde-kuruluyor.html

Koruyucu aileye verilen Türklerin çocuklarının envanteri çıkarılıyor

Koruyucu aileye verilen Türklerin çocuklarının envanteri çıkarılıyor


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Avrupa ülkelerinde gençlik kurumları tarafından alıkonulan Türk ailelerin çocuklarının envanterinin çıkarıldığını söyledi. Olaylarda ailelere hukuki destek sağlandığını belirten Bozdağ, “Aile ile ilgili ülkenin gençlik daireleri arasında yaşanan sorunun giderilmesi için gerekli adımlar atılmaktadır.” dedi.




Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ‘yurtdışında yaşayan Türk çocuklarının hangi ülkelerde, kaçının ve hangi nedenlerle ailesinden alınarak koruyucu aileye verildiği, verilen ailelerin kimliğine ilişkin bilgilerin ne olduğu hususunda’ devletin ilgili kurumlarının envanter çalışması yürüttüğünü açıkladı. Bu şekilde kaç çocuğun koruyucu aileye verildiğinin envanter çalışması tamamlandığında ortaya çıkacağını kaydeden Bozdağ, “Ancak ilgili kurum ve kuruluşlara gelen başvurular göz önünde bulundurulduğunda başta Almanya, Hollanda, Fransa ve Avusturya olmak üzere diğer AB ülkeleri ve vatandaşlarımızın yaşadığı her yerde sayısı ve yoğunluğu değişmekle birlikte bu tür olaylarla karşılaşılmaktadır.” dedi.



Bekir Bozdağ, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Hollanda’da ailesinden alınarak kadın kadına yaşayan bir aileye verilen Yunus Azeroğlu ile ilgili yazılı sorusunu cevaplandırdı. Yurtdışında yaşayan Türk ailelerinin farklı gerekçelerle ellerinden alınan çocuklara yönelik çalışmaların ilgili kurumlar tarafından yürütüldüğünü belirtti. Sorunun mağduru olan ailelerin Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’na yaptıkları başvurunun ardından ailelere rehberlik ve danışmanlık hizmeti verildiğini belirtti. Gerek duyulan vakalarda hukuki ve maddi destek sağlandığını, olayların raporlanarak kayıt altına alındığını ifade eden Bozdağ, “Aynı şekilde büyükelçiliklerimiz ve başkonsolosluklarımız kamuoyuna yansıyan vakalarda ve gelen başvurular doğrultusunda olaylara müdahale etmekte, aile ile ilgili ülkenin gençlik daireleri arasında yaşanan sorunun giderilmesi için gerekli adımları atmaktadır.” dedi.



BAŞBAKAN KONUYU TAKİP EDİYOR

Bekir Bozdağ, konuyu özel olarak takip ettiğini anlattı. Gerek Yunus Emre Azeroğlu gerekse diğer Türk çocukları hakkında farkındalık oluşturmak, konuyu kamuoyunun gündeminde tutmak amacıyla gelişmeler hakkında sürekli bilgi aldığını, gerçekleştirdiği yurtdışı seyahatlerinde sorunu gündem maddeleri arasında tuttuğunu ve ilgili kurumlara gerekli talimatları verdiğini belirtti. Bozdağ, “Yabancı ailelere verilen çocuklara ilişkin sorun Sayın Başbakan’ımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından da takip edilmekte, ilgili ülkelere gerçekleştirdiği yurtdışı seyahatlerinde yaşanan bu sorun gündem maddeleri arasında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/koruyucu-aileye-verilen-turklerin-cocuklarinin-envanteri-cikariliyor.html

Yavuz Sultan Selim Camii toplu iftarları her milletten Müslümanı kucaklıyor

Yavuz Sultan Selim Camii toplu iftarları her milletten Müslümanı kucaklıyor


Toulouse Ditib Yavuz Sultan Selim Camii tarafından düzenlenen toplu iftar programları Ramazan ayı boyunca devam ediyor.




Toulouse’da yaşayan Türkiye kökenli halkın gayretleriyle birkaç ay önce faaliyete başlayan Yavuz Sultan Selim Camii’nde düzenli olarak verilen toplu iftar yemeklerinde her milletten Müslümanın birlikte oruç açarak kaynaşıyor. Geçtiğimiz günlerde de yoğun katılıma sahne olan iftar programında konuşan işadamlarından Ahmet Bedir, caminin farklı milletlerden Müslümanları aynı çatı altında toplayarak Toulouse halkının ihtiyaçlarına karşılık verdiğini ifade ederek camiinin yapımında katkısı olan hayırseverlere şükranlarını iletti.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/yavuz-sultan-selim-camii-toplu-iftarlari-her-milletten-muslumani-kucakliyor.html

Eskişehir, N’Diaye’yi renklerine bağladı

Eskişehir, N’Diaye’yi renklerine bağladı


Süper Lig ekiplerinden Eskişehirspor, İngiltere’nin Sunderland takımında forma giyen Alfred N’Diaye ile 1 yıllığına kiralık anlaşma sağladı. Fransız futbolcu ile anlaşma Es Es’in Avusturya kampında imzalandı.




Tören sonrası kulüp yöneticileri ile hatıra fotoğrafı çektiren 23 yaşındaki orta saha oyuncusu antrenmana katıldı. Eskişehirspor 2. Başkanı Ahmet Yalçın “Yönetim kurulumuzun ekip çalışması ile N’Diaye satın alma opsiyonu kulübümüzde olmak üzere Sunderland kulübünden 1 yıllığına kiralık olarak aramıza katıldı. Camiamıza hayırlı olsun.” dedi. 1990 yılında Paris’te dünyaya gelen 1,87 m. boyundaki genç yıldız, 2011-2012 sezonunda Bursaspor’da da forma giymişti. Geçtiğimiz sezon Sunderland’de 16 maçta yer alan yetenekli orta saha, 12 karşılaşmada 90 dakikayı tamamladı ve 1 asistlik performans sergiledi



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/eskisehir-n-dlaye-yi-renklerine-bagladi.html

Burak Yılmaz, dünyanın en iyi 20. futbolcusu seçildi

Burak Yılmaz, dünyanın en iyi 20. futbolcusu seçildi


Dünya çapında 18 dilde ve 36 ülkede yayın yapan Goal.com internet sitesinin altıncı kez düzenlediği "Dünyanın en iyi 50 futbolcusu" (Goal 50) listesinde, Galatasaray'ın başarılı golcü oyuncusu Burak Yılmaz 20. sırada yer aldı.




Goal.com internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, 36 ülkede görev yapan 500'den fazla Goal editörünün oylarıyla belirlenen sıralamada, bu yıl ilk kez Türkiye'de forma giyen bir Türk oyuncu, en iyi 50 arasına adını yazdırdı.



Kendine 20. sırada yer bulan Galatasaray'ın golcü oyuncusu Burak Yılmaz, dünyaca ünlü birçok yıldızı geride bıraktı. Yılmaz, iki sezon önce 14'üncü olan Nuri Şahin'den sonra Goal 50'ye girmeyi başaran ikinci Türk oyuncu oldu. Borussia Dortmund'un Türk asıllı oyuncusu İlkay Gündoğan ise listenin 35'inci sırasında yer aldı.



İbrahimoviç'i geride bıraktı

Burak Yılmaz'ın başarısı, Goal tarafından hazırlanan ve tüm dünyaya sunulan tanıtım yazısında şu ifadelerle dile getirildi.



"Geçtiğimiz sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'nin yıldızları arasına giren Galatasaraylı Burak Yılmaz, Goal 50'ye ilk adımını attı. 28 yaşındaki Türk santrfor, Cristiano Ronaldo, Robert Lewandowski, Lionel Messi gibi isimlerin yer aldığı Devler Ligi gol krallığı tablosuna gire en şaşırtıcı isim oldu ve Avrupa futbolunun en bitirici oyuncularından biri haline geldi."



20. sırayı alan Burak Yılmaz, Mario Mandzukic (22), Zlatan Ibrahimovic (25), Mario Götze (26), Luis Suarez (31), Juan Mata (32), Andrea Pirlo (42), Fernandinho (46), Frank Lampard (50) gibi futbol dünyasının önemli isimlerini geride bıraktı.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/burak-yilmaz-dunyanin-en-iyi-20-futbolcusu-secildi.html

İlkay Gündoğan'a sürpriz teklif

İlkay Gündoğan'a sürpriz teklif


Fabregas ve Fellaini transferlerini bir türlü gerçekleştiremeyen Manchester United, alternatif bir isme yöneldi. İngiliz basını, kırmızı şeytanların Türk asıllı oyuncu İlkay Gündoğan'ı gündemine aldığını kaydetti.




İngiliz basınının iddiasına göre; 22 yaşındaki İlkay'ın transferi için 20 milyon poundluk bir ücret yeterli olacak. Takımıyla iki senelik daha kontratı bulunan Türk asıllı oyuncu da daha önceden İngiltere'de oynama sıcak baktığını söylemişti.



Moyes'in İlkay'ı istemesindeki en büyük etkenlerin ise isabetli pas yüzdesi ve orta sahayı organize edebilme yeteneği olduğu












http://www.zamanfransa.com/haber/spor/ilkay-gundogan-a-supriz-teklif.html

Monaco, son kozunu savunmaya saklıyor

Monaco, son kozunu savunmaya saklıyor


Bu yıl yaptığı flaş transferlerle adından söz ettiren Fransa 1. Ligi'nin yeni ekibi Monaco, son transferi savunmaya yapacak. Monaco'nun hedefindeki yeni oyuncunun ise Real Madrid'in Portekizli yıldızı Pepe olduğu iddia edildi.




Fransa 1. Lig ekibi Monaco, sezon başında savunma oyuncularından beklediği verimi alamazsa, bu sorununu gidermek için başvuracağı ismi belirledi. Transfer döneminin biteceği Ağustos ayının sonuna kadar bu konuda acele etmeme kararı alan Monaco'nun, işler yolunda gitmezse çareyi Real Madrid'in savunma oyuncu Pepe'de arayacağı belirtildi.



Yaz transfer döneminde savunmanın ortasında oynayabilecek vasıfta olan Ricardo Carvalho, Isimat-Mirin ve Eric Abidal ile kadrosuna takviyeler yapan Monaco'nun şu aşamada bu isimleri yeterli bulduğu kaydedildi. Bununla birlikte hücum gücu ile ön plana çıkması beklenen Monaco'nun savunması ise futbol otoriteleri tarafından Fransa 1. Lig ekibinin yumuşak karnı olarak nitelendirildi.



Fransa basınında çıkan haberlere göre, transfer dönemi bitmeden savunmadaki olası sıkıntılara esaslı bir çözüm getirmek için Monaco'nun sahibi Rus işadamı Dmitry Rybolovlev'in hayalini kurduğu oyuncunun, Real Madrid'in Portekiz Milli Takımı'nda da görev alan Pepe olduğu yazıldı.



Pepe'nin oyuncu temsilciliğini Jorge Mendes'in yapmakta olması da bu transferi mümkün kılan etmenler arasında göze çarptı. Dmitry Rybolovlev ile iyi ilişkiler kuran ve yaz transfer döneminde Monaco'nun renklerine bağladığı Ricardo Carvalho, Joao Moutinho, James Rodriguez ve Radamel Falcao'nun da temsilciliğini üstlenen Mendes'in bu transferde de başrolü üstlenmek için hazırda beklemesi de dedikoduları doruğa çıkardı.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/monaco-son-kozunu-savunmaya-sakliyor.html

Bombalı saldırıya hedef olan elçilik binası

Bombalı saldırıya hedef olan elçilik binası


Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Türk Büyükelçiliği ek binası, Cumartesi günkü saldırının ardından kullanılmaz hale geldi.




Binayı korumakla görevli özel harekatlerinden birinin şehit olduğu, 4'ünün de yaralandı saldırının ardından bina yerel güvenlik güçlerinin korumasına terk edilmiş.



İç içe üç duvarla korunan bina, patlamanın etkisiyle hasar almış. Kapı ve çerçeveleri yerlerinden söken patlama, duvarlara da zarar vermiş.



Bu arada Somali'deki Türklere yönelik tehditlerin devam etmesi sebebiyle teyakkuz durumu sürüyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/bombali-saldiriya-hedef-olan-elcilik-binasi.html

Rusya: Batının Esed’i devirme planı suya düşecek

Rusya: Batının Esed’i devirme planı suya düşecek


Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Uluslar arası İlişkiler Komisyonu Başkanı Aleksey Puşkov, Batı'nın Esed'i El-Kaide ve diğer radikal gruplarla devirerek, yerine "ılımlıları" getirme planının suya düşebileceğini söyledi.




Twitter'daki sayfasından açıklamada bulunan Puşkov, "Batının Suriye planı, Esed'i El-Kaide ve diğer radikal gruplarla devirmek. Sonrasında da ılımları yönetime getirmek. Ancak bu oyun suya düşebilir…." ifadelerini kullandı.



Cenevre'de toplanacak uluslar arası konferansın Eylül sonunda olabileceği açıklamaları yapan Moskova, Suriye'de şiddetin durdurulması için taraflara çağrıda bulundu.



Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, El-Nusra Cephesi ve Ensar El Hilaf militanlarının Halep'in dışındaki Han Assal bölgesinde hükümet yanlısı yaklaşık 150 kişiyi öldürmesine tepki gösterdi.



Suriye halkına başsağlığı dilenen açıklamada, bölgede devam eden terör eylemleri kınandı. Açıklamada, uluslar arası güçlerin etkisi altında olan tüm taraflar krizin çözülmesi için ellerinden geleni yapmaya davet edildi.



Birleşmiş Milletler verilerine göre Suriye'de devam eden çatışmalarda 100 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/rusya-batinin-esed-i-devirme-plani-suya-dusecek.html

İsviçre'de tren kazası: 40 yaralı

İsviçre'de tren kazası: 40 yaralı


İsviçre'nin batısındaki Vaud kantonunda iki trenin çarpışması sonucu 5'i ağır 40 kişi yaralandı.




Kaza, dün yerel saatle 19.00 sıralarında meydana geldi. Trenlerden biri Granj pre Marnan Garı'ndan çıkmak üzereyken Lozan'dan gelen trenle çarpıştı. Kurtarma çalışmalarına çok sayıda itfaiye, ambulans ve helikopter ile 20 dakika içinde müdahele edildi. Yaralılar çeşitli hastanelere kaldırıldı.



İsviçre federal demiryolu şirketi, Palezeux ve Payerne kentlerini bağlayan tren hattında tüm seferlerin durdulduğunu açıkladı. Geçtiğimiz hafta İspanya'da meydana gelen tren kazasında ise 79 kişi ölmüştü.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/isvicre-de-tren-kazasi-40-yarali.html

Tayland’ın devrik başbakanına “ölüm tehdidi” videosu

Tayland’ın devrik başbakanına “ölüm tehdidi” videosu


Tayland'ın devrik Başbakanı Thaksin Shinawatra'yı öldürme tehdidi içeren video ortaya çıktı. Video hakkında soruşturma başlatıldı.




Youtube video paylaşım sitesine yüklenen görüntüde ellerinde silahlar ve Tayland'ın devrik Başbakanı Shinawatra'ya ait bir resim olan üç kişi görülüyor. Videoda sözcü olarak seçilen kişi, "Neresi olursa olsun, seni ilk gördüğümüz yerde öldüreceğiz." tehdidinde bulunuyor. Tayland gündemi bomba gibi düşen videodaki kişilerin El Kaide üyeleri olduğu iddia ediliyor.



Pheu Thai Partisi yetkilileri videonun sahte olduğunu iddia etti. Videoyu internet ortamına yükleyen kişiyi bulma çalışmaları devam ediyor.



Tayland Milli Güvenlik Kurulu (NSC) Genel Sekreteri Korgeneral Paradorn Pattanatabut, videoda görünen kişilerin El Kaide üyesi olmadığının açık bir şekilde ortada olduğunu belirtti. Giyim tarzlarının El Kaide üyeleri ile uyuşmadığını ve video esnasında konuşan kişinin yüzünü açtığını belirtirken, El Kaide üyelerinin her zaman kimliklerini gizlediklerini kaydetti.



Tayland İçişleri Bakanı Jarupong Ruangsuwan ise videonun 2004'te çekilmiş bir görüntü olduğunu savundu.



Tayland'da 2006 yılında yaşanan askeri darbe ile görevin son verilen ülkenin eski Başbakanı Thaksin Shinawatra, halen yurt dışında yaşıyor. Tayland'ın günümüzdeki başbakanlığı görevini ise 2011 yılındaki seçimle göreve gelen Thaksin Shinawatra'nın kız kardeşi Yingluck Shinawatra yürütüyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/tayland-in-devrik-baskanina-olum-tehdidi-videosu.html

Fransa: Mursi serbest bırakılsın

Fransa: Mursi serbest bırakılsın


Paris yönetimi, Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin serbest bırakılmasını istedi.




Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Mısır'daki son durumun endişe verici olduğunu belirterek Muhammed Mursi'nin de içerisinde bulunduğu siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini kaydetti.



Şiddete son verilmesini isteyen Fabius, taraflara diyalog çağrısında bulundu. Fransa Dışişleri Bakanı, Fabius, "Vahşeti kınıyoruz. Şiddeti reddederek, demokratik yola geri dönülmelidir." diye konuştu.



Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, darbenin gerçekleştiği 3 Temmuz'dan beri tutuklu bulunuyor. Darbeyi reddederek gösteri yapan halkın üzerine iki farklı olayda ateş açılması sonucu 200'den fazla insan hayatını kaybetmişti.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/politika/fransa-mursi-serbest-birakilsin.html

İbrahimoviç'ten Ronaldo'ya büyük övgü

İbrahimoviç'ten Ronaldo'ya büyük övgü


Paris Saint Germain takımının yıldız futbolcusu Zlatan İbrahimoviç, takımının Real Madrid ile oynadığı hazırlıkmaçı öncesi çarpıcı açıklamalarda bulundu. Rakip takımın oyuncusu Cristiano Ronaldo'nun dünyanın en iyi oyuncularından biri olduğunu ifade eden İsveçli futbolcu, onun adının PSG ile anılmasının normal olduğunu söyledi.




İbrahimoviç, "Cristiano Ronaldo dünyanın en iyi futbolcularından biri. Onun adının sürekli PSG ile yan yana anılması normal; çünkü kulübün hedefi dünyanın en iyisi olmak. Bundan dolayı böyle oyunculara ilgi duyuyorlar" şeklinde konuştu.



Bu arada İbrahimoviç'in transferiyle ilgili açıklamalarda bulunan PSG Başkanı Nasser Al Khelaifi, yıldız futbolcu Zlatan İbrahimoviç'in takımda kalacağını söyledi. Al Khelaifi, "Zlatan kesinlikle kalıyor, bu sezon Cavani ile oynayıp iyi bir ikili oluşturacaklar.Thiago Silvaiçin de menajeri geçen gün gereken açıklamayı yapmıştı. O da kalıyor" ifadelerini kullanarak futbolcuları hakkında çıkan transfer iddialarına son noktayı koydu.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/ibrahimovic-ten-ronaldo-ya-buyuk-ovgu.html

Lyon'dan Arsenal'e kötü haber

Lyon'dan Arsenal'e kötü haber


Fransa' 1. Lig ekiplerinden Olympique Lyon'un başkan danışmanı Bernard Lacombe, kulübün televizyon kanalından yaptığı açıklamada Yoann Gourcuff'un takımdan ayrılmayacağını açıkladı.




Takımın en çok kazanan oyuncusu konumunda olan 27 yaşındaki oyuncu, geçen sezonun ikinci yarısında geçirdiği sakatlık yüzünden bir türlü forma şansı bulamayınca takımdan gitmesi gündeme gelmişti.



Arsenal'in hedefinde olan oyuncunun 2013-2014 sezonunda teknik direktör Remi Garde'nin kadrosunda olacağını belirten danışman Lacombe, oyuncusuna ilginin çok olmasına rağmen satmayı düşünmediklerini açıkladı. Arsenal'in dışında adı İspanya'dan Atletico Madrid ve Valencia ile de anılan Fransız oyuncuya süper zengin Monaco da talip.








http://www.zamanfransa.com/haber/spor/lyon-dan-arsenal-e-kotu-haber.html

Trabzonspor transfere doymuyor

Trabzonspor transfere doymuyor


Trabzonspor, Malouda ve Bosingwa’nın ardından şimdi de Chelsea patentli oyuncuyu renklerine bağlamak istiyor. Bordo-Mavililer, Lille’de forma giyen Fildişili golcü Solomon Kalou’yu ikna etmek için Malouda’yu aracı yaptı.




Florent Malouda ve Jose Bosingwa'nın ardından üçüncü flaş transferini forvet mevkiine yapmak isteyen Trabzonspor'da ilk hedef Solomon Kalou. Bordo-Mavili yönetimin, Lille'de forma giyen Fildişili golcüyü ikna etmek için Malouda'yı da devreye soktuğu öğrenildi. Fransız sol kanat oyuncusunun, Kalou'yu arayarak, "Trabzonspor seni transfer etmek istiyor. Buraya gelirsen pişman olmazsın." diyerek Chelsea'den tanıdığı eski takım arkadaşına teklif götürdüğü bildirildi. 27 yaşındaki yıldız futbolcunun da Malouda ile Trabzonspor'un ilgisi için teşekkür ettiği ve düşünmek için süre istediği kaydedildi. Bordo Mavili yöneticiler Kalou'dan onayı aldıktan sonra kulübü Lille ile bonservisi konusunda pazarlıklara başlayacak.



Karadeniz ekibinin ayrıca ABD'de futbol yaşantısını sürdüren 29 yaşındaki Nijeryalı forvet Obafemi Martins'le de ilgilendiği iddia edildi. Kalou transferinden beklenen sonucun alınamaması durumunda ibrenin tamamen Martins'e dönecek. Bu arada Trabzonspor, Jose Bosingwa ile 3 yıllık anlaşma sağlandığını borsaya bildirdi. Bordo - mavili ekip, oyuncuya 3 yıl için toplam 5 milyon 857 bin Euro ücret ödenecek.



http://www.zamanfransa.com/haber/spor/trabzonspor-transfere-doymuyor.html

Ramazan'ın son on günü cehennem azabından kurtuluş vakti...

Ramazan'ın son on günü cehennem azabından kurtuluş vakti...


Ramazan ayı, içinde barındırdığı Kadir gecesiyle, müminlere izzet-i ikram olarak sunulmuş huzur ve bağışlanma zamanıdır. Efendimiz (sas), "Ramazan; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtulma ayıdır." buyuruyor. Bu mübarek ayın sonuna yaklaşsak da bereketinden faydalanmak için daha on günümüz var. Bugünlerde af ve mağfiret kapıları sonuna kadar açık...




Günlük hayatımızda kullandığımız "Sayılı gün çabuk geçer." ifadesinin esasında psikolojik bir temeli var. Bizi terk edip gitmesini istemediğimiz günler, su gibi akıp geçiyor. On bir aydır hasretle beklediğimiz Ramazan ayının sonlarına yaklaştık. Ramazan, bu ayın Allah katındaki değerini, bu ayda yapılan ibadetlerin sevaplarının katlanarak geri döneceğini bilen bir Müslüman için gerçekten hızlı geçiyor. Neyse ki, on günümüz daha var. Manen temizlenmek için bir fırsat niteliğinde bir on gün...



Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Ramazan ayının; evvelinin rahmet, ortasının mağfiret, sonunun ise cehennem azabından kurtuluş zamanı olduğunu hatırlatıyor. Peygamber Efendimiz (sas), Ramazan ayının son on gününü; "Mümin kulların, Ramazan'a hürmet eden, Ramazan'da gayret eden kulların cehennemden azad olma zamanı." diye tarif ediyor. Yani kulların cehennemlik olacak günahları varsa bile, Ramazan bereketinde Allah'ın (cc) rahmetiyle bağışlanıp cehennemden azad olacakları zaman olduğu müjdesini veriyor. Prof. Dr. Altıntaş'a göre, bu mübarek ayı, Allah'ın istediği gibi, bireysel ve sosyal ibadetlerle değerlendirip bu ayın hakkını vermiş bir kulun bağışlanmayı ümit etmesi gerekiyor.



Efendimiz, son on güne ayrı önem verirdi

Peygamber Efendimiz'in eşi Hz. Aişe Validemiz'in rivayet ettiğine göre Peygamberimiz, Ramazan ayında diğer aylardan daha çok ibadet ederdi. Son on günde ise ibadetlerini biraz daha artırır, geceleri ihya eder, ailesini de geceyi ihya etmeleri için uyandırırdı. Mescid-i Saadet'te itikâfa girerdi. Hayır ve hasenat alanında daha fazla yoğunlaşırdı. Peygamberimiz'in bu davranışı vefatına kadar sürmüş. Her yıl on gün itikâfa girerken, vefat ettiği yıl itikâfı 20 gün sürmüş, o yılki Ramazan ayında Cebrail(as) Kur'an-ı Kerim'i iki defa arz etmiş, karşılıklı okumuşlardı.



Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Ramazanın son günlerini sünnete uygun geçirmek için vakit namazlarını cemaatle kılmayı tavsiye ediyor. Diğer gecelerden farklı olarak kılınabildiği kadar gece namazı kılınmasının da çok faziletli olduğunu vurguluyor.



Bir de Efendimiz'in Aişe Validemiz'e bugünlerde sıkça okumasını tavsiye ettiği duayı hatırlatıyor: Allahümme inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa'fu annî. (Allah'ım! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet.)



Gece namazı

Sahabe efendilerimizden İbn Abbas, Hz. Peygamber'in Ramazan ayının bütün gün ve gecelerinde olduğu gibi son on gününde de bol bol Kur'an okuduğunu, hayır ve hasenat yaptığını, geceleri teheccüd namazı kıldığını rivayet ediyor. Prof. Dr. Altıntaş'ın anlattığına göre, Hz. Peygamber; Kur'an'ın doğum gecesi olan Kadir Gecesi'ni Ramazan'ın son on gününde arayın demiş ve bu ayın 23., 25. ve 27. geceleri Mescid-i Nebevi'de ashabına 8 rekatı nafile 3'ü vitr olmak üzere 11 rekât gece namazı kıldırmış. Cemaatle kılınan bu namazlar, sahur vaktine kadar devam etmiş. Altıntaş, bu namazların bizim için de sünnet-i müekkede ve çok faziletli olduğunu ifade ediyor.



Kadir Gecesi son on günde saklı

Kadir Gecesi, müminlerin en değerli, en bereketli gecesi. Çünkü Rabb'imizin rahmet kapılarını sonuna kadar açtığı, manevî ziyafetin davetlilerine her türlü ihsanda bulunulduğu bin aydan daha hayırlı bir gece. Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edilen bir hadise göre Peygamberimiz, Kadir Gecesi hakkında şöyle buyurmuş: "Kim ki inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır."



Ramazan ayının hangi gecesinin Kadir Gecesi olduğu belli değil. Peygamberimiz'in tavsiyesi, onu Ramazan ayının son on gününün tek gecelerinde aramak... Buna göre Kadir Gecesi Ramazan'ın yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/ramazan-in-son-on-gunu-cehennem-azabindan-kurtulus-vakti.html

Ramazan’da boş sözlere kulağınızı kapayın

Ramazan’da boş sözlere kulağınızı kapayın


Orucun en güzel ve efdal olanı sadece midenin değil, bütün azaların oruç tutmasıdır. Yani kulağı nahoş şeylerden, dili gıybet ve boş sözden, gözü haramdan uzak tutmaktır.




Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Veysel Güllüce, bu konuyla ilgili Peygamber Efendimiz (sas)’in şu hadis-i şeriflerini hatırlatıyor: “Oruç, ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu cahillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine sataşırsa, ‘Ben oruçluyum’ desin.” Başka bir rivayette de şöyle buyuruyor: “Nice oruç tutan var ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez.”



Orucun ahlaki anlamda iyi bir eğitici olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ramazan Altıntaş ise insanın sadece duyularına değil aynı zamanda duygularına da oruç tutturabileceğini belirtiyor. “Oruç tutan bir Müslüman dilini, yalan sözden, yalan yere şahitlik yapmaktan, gıybet ve dedikodu çıkarmak gibi günahlardan korumalı.” diyen Altıntaş, bir tüccarın da malını satmak için müşteriyi kandırmak adına yalana başvurmaması gerektiğini dile getiriyor. Arkadaş meclislerinde konuşulan yalan sözler ya da müstehcen ifadelere de kulakların kapalı olması gerektiğinin altını çizen Altıntaş, “Bir bilgi vasıtası olan kulak organı, dünya ve ahiretimiz için yararlı olan şeylerde kullanılmalı. Bu kulaklar, başkasının dedikodusunu dinlemek için değil, Allah’a kulluk yolunda dünya ve ahiretimize yararlı olan şeyleri dinlemek için bize emanet edilmiştir.” diyor.



Müslüman’ın hayatının her anında dünya ve ahiretinde faydası olmayacak söz ve eylemlerden uzak kalması gerektiğini belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yunus Macit de Müslüman’ın oruçlu iken çok daha duyarlı olması gerektiğini ifade ediyor. Macit’e göre ideal Müslüman’ın hedefi oruçta hiç olmazsa yeme, içmeden uzak durmanın yanında kulağını, dilini, elini, ayağını ve diğer azalarını günahtan korumak olmalı: “İslam âlimi İmam Gazali, orucun üç mertebesi olduğunu bildirir, birincisi, kişinin yeme içmeden ve cinsi münasebetten nefsini koruması. Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir. Ancak bu mertebede arzu edilen gayeye ulaşılamaz. Bunun için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lâzımdır. İkinci mertebe kulağını, dilini, elini, ayağını ve diğer azalarını günahtan korumalı. Üçüncü mertebe ise birinci ve ikinci mertebedekilerin orucundaki hususlara riayetle beraber, kalbini, kötü emeller ve dünya düşüncelerinden sıyırarak, gönlünü Allah’tan başka her şeyden arındırmalı. Oruçla ulaşılan budur. Bu ise peygamberlerin ve Allah’ın veli kullarının tuttuğu en yüksek derecedeki oruçtur.”



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/ramazan-dabos-sozlere-kulaginizi-kapayin.html

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Bulgaristan, eski pasaport sahiplerine geçiş izni vermiyor

Bulgaristan, eski pasaport sahiplerine geçiş izni vermiyor


Türk izinciler, 10 yıldan eski veya geçerlilik süresinin bitimine üç aydan az zaman kalan pasaportlarıyla Bulgaristan’dan geçerken sorun yaşıyor. İzin döneminde söz konusu pasaportlarla ülkeye geçici olarak giriş izni vereceğini açıklayan Bulgaristan, “Dönüşte Pasaportunu Türkiye’de yenile de gel” diyor.




Avrupalı Türkler, 10 yıldan eski veya geçerlilik süresinin bitimine üç aydan az zaman kalan pasaportlarıyla Bulgaristan’dan geçerken sorun yaşıyor. Avrupa Birliği mevzuat ve direktifleri doğrultusunda, 19 Temmuz’dan itibaren sınır kapılarında yeni uygulamaya geçen Bulgaristan, izin döneminde söz konusu pasaportlarla ülkeye geçici olarak giriş izni vereceğini açıklayarak, ‘Dönüşte Pasaportunu Türkiye’de yenile de gel” diyor. Bulgaristan aksi takdirde, dönüşte eski pasaportlarla kesinlikle ülkeye giriş yapamayacaklarını duyurdu.



BÜYÜKELÇİLİK’TEN UYARI AÇIKLAMASI

Türkiye’nin Sofya Büyükelçiliği, Bulgaristan’a giriş ve çıkışlarda güçlükle karşılaşılmaması için, on yıldan eski olan veya geçerlilik süresi üç aydan daha az kalan pasaporta sahip olanların, pasaportlarını yenilemeleri gerektiğini internet sayfasından duyurdu.



BULGARİSTAN GİRİŞE İZİN VERMİYOR

Sofya Türk Büyükelçiliğinden yapılan açıklama şöyle: “Bulgaristan makamları, pasaportları 10 yıldan eski olan veya pasaport geçerlilik süresi üç aydan az kalan yabancıların Bulgaristan’a girişlerine izin vermeme uygulamasına fiilen istisna getirmiştir. Buna göre, geçerli Schengen vizesi veya AB ülkelerinde oturum kartı sahibi olmaları şartıyla, yukarıda belirtilen durumdaki pasaport sahiplerinin Bulgaristan’dan geçiş yapmalarına geçici olarak izin verilmektedir. Bu istisnadan yararlanarak Bulgaristan üzerinden ülkemize giriş yapan vatandaşlarımızdan, Türkiye’den yeni pasaport temin etmeleri ve Türkiye’den dönüş yolunda Bulgaristan’a girerken yeni pasaportlarını kullanmaları şartı aranmaktadır. Bulgaristan’a giriş ve çıkışlarda güçlükle karşılaşmamaları için, 10 yıldan eski veya geçerlilik süresi üç aydan daha az kalan pasaporta sahip vatandaşların, Bulgaristan’a gelmeden önce veya Türkiye’de pasaportlarını yenilemeleri önemle rica olunur.”



ESKİ PASAPORTLAR 2015 YILINA KADAR GEÇERLİ

Türkiye, 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren çipli pasaport dağıtmaya başladı. Bu tarihten kısa bir süre önce pasaportlarını 5 yıl uzatanlar hala eski pasaportları kullanıyor. Eski pasaportların 24 Kasım 2015 tarihine kadar değiştirilmesi gerekiyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/bulgaristan-eski-pasaport-sahiplerine-gecis-izni-vermiyor.html

Gurbetçi sayısı arttı ama gönderdikleri para 9 kat düştü

Gurbetçi sayısı arttı ama gönderdikleri para 9 kat düştü


1970'li yıllarda Türkiye'nin ekonomik darboğazlardan çıkmasına yardımcı olan gurbetçi paraları her geçen yıl azalıyor. Dünya Bankası'nın araştırmasına göre gurbette çalışanların ailelerine gönderdiği para 14 yılda yüzde 90'a yakın azaldı.




1998'de 2,8 milyon gurbetçinin Türkiye'ye yaptığı havale 8,2 milyar dolarken, geçen yıl sonunda ise 4,3 milyon gurbetçi 961 milyon dolar gönderdi. Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Faruk Şen, düşüşü gurbetçilerin yüzde 44'ünün fakirlik sınırında, yüzde 30'unun da işsiz olmasına bağlıyor. Artık gurbetçilerin evlerinin, yaşadıkları ülkede olduğunu da hatırlatıyor.



Faruk Şen, Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı olarak gurbetçilerle ilgili bir rapor hazırladıklarını ifade etti. Şen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’ye gönderilen paranın azalmasında en önem sebep yurtdışında yaşayan Türkiyeli vatandaşların yüzde 44’ünün fakirlik sınırında olması. Yüzde 30’u ise işsiz. Sadece Almanya’da en son ölçülen işsizlik rakamı Türk vatandaşları için 200 bindi. Üçüncü sebep ise gurbetçilerin yüzde 36’sının artık evlerini yaşadıkları ülkede almalarıyla alakalı. Ailece bulundukları ülkede yaşıyorlar.” Şen, Çin ve Hindistan gibi ülkelerdeki para gönderimindeki yükselişin sebebini ise gurbetçiliğin mazisinin Türkiye gibi uzun bir geçmişe dayanmamasına bağlıyor.



Dünya Bankası’nın bankalardan aldığı bilgiler ve OECD verileri esas alınarak hazırlanan raporda, Türkiye’ye gönderilen paradaki düşüşün, Yunanistan’dan dahi fazla olması dikkat çekiyor. Aynı sürede 1,1 milyon Yunanlının ülkesine gönderdiği para 4,6 milyar dolardan 632 milyon dolara gerilemiş. Raporda küresel kriz sonrası özellikle Avrupa, Merkez ve Güney Amerika ve Avustralya’dan yapılan havale sayısında 15 milyar azalma olduğu belirtiliyor. Ancak küresel krize rağmen dünya genelindeki para havalesinde büyük bir artış yaşandığı vurgulanıyor. 1970 yılında dünyada 105 milyon gurbetçinin ülkesine gönderdiği para 12,4 milyar dolardı. 2000’de gurbetçi sayısı neredeyse ikiye katlanarak 204 milyona ulaştı. Yapılan havale tutarı ise 204 milyar dolar oldu. 2012 sonunda ise gurbetçi sayısı 199 milyon olarak ölçülmüş. Bu çalışanların gönderdiği para ise 540 milyar dolar olarak açıklandı.



Raporda uzmanların 250 milyar dolar da kayıt dışı para gönderiminde bulunduğu kaydedildi. Kayıt içi para gönderiminde Çin ve Hindistanlı gurbetçilerin başı çektiği gözleniyor. Nitekim 11,5 milyon Hindistanlı gurbetçi ülkelerine bankalar aracılığı ile 71 milyar dolar gönderirken, 8,3 milyon Çinli gurbetçi 62 milyar dolarlık havale yaptı. Ardından Meksika, Filipinler, Nijerya ve Mısır geldi. Bu ülkeleri Fransa izledi.



http://www.zamanfransa.com/haber/ekonomi/gurbetci-sayisi-artti-ama-gonderdikleri-para-9-kat-dustu.html

Ramazan yeme ayı mı, yememe ayı mı?

Ramazan yeme ayı mı, yememe ayı mı?


Özellikle Ramazan ayında misafirleri en iyi şekilde ağırlamak için hazırlanan zengin iftar sofralarında israf kimi zaman endişe verici boyutlara varabiliyor. Nefislerin terbiye edilip az bir yemekle bedenlerin teskin edilmesi gereken bu ayda ‘Oruç nedir?’ diye tekrar tekrar sormakta fayda var…




Ramazan, nefsin terbiye edildiği ve ruhların manen doyuma ulaştığı mübarek bir ay. Ancak son yıllarda iftar sofralarında bu ayın ruhuna yakışmayacak şekilde büyük israf yapılıyor. Lüks otel ve restoranlardaki harcamalar ve yenmeyen yemeklerin çöpe gitmesi, geçtiğimiz senelerde çokça eleştirilmişti. Ancak durum sadece oteller ve restoranlarda yapılan davetlerle sınırlı değil. Evlerde yapılan iftarlarda da normalin çok üzerinde yemek yapılıp israfa gidiliyor. Sahabenin hurma ve zemzemle oruç açtığını bilmemize rağmen, özellikle bir misafir çağrıldığında yapılan hazırlıkların ev hanımları için adeta bir maratona dönüşmesi, tutulan orucun mahiyetini sorgulatabiliyor.



Yemek ve yedirmek üzerinden gelişen bir Ramazan kültürüne sahip olduğumuzu söyleyen Sosyolog-yazar Nazife Şişman, Ramazan’ın sosyalleşme ayı haline geldiğine değiniyor: “Ramazan; birlikte okunan mukabeleler, cemaatle kılınan teravihler ve yapılan iftarlarla esasında insanları bir araya toplayan özelliğe de sahip. Son on günde itikafın tavsiye edilmesine rağmen... Günümüzde Ramazan’ın bir sosyalleşme ayı haline gelmesi üzerinde de düşünmemiz gerekiyor. Ramazan, bir eğlence ve sosyalleşme ayı mı, yoksa sabrın temrin edildiği, içe dönük muhasebenin yoğunlaşması gereken mübarek bir zaman mı sorusu akıllara düşüyor.”



Lüks iftarlar ibadetin Kur’an’da gösterilen amacına aykırı

Ali Bulaç ise evlerde düzenlenecek davetlerin Ramazanın amacına daha uygun olduğunu söylüyor: “Akrabaya, yoksula evde verilen iftar aynı zamanda sıla-ı rahim olur. Uzak ve yakın akrabayla yakınlaşmayı sağlar. Beşeri münasebetler gelişir, yeni dostluklar kurulur. Aslında son birkaç senedir bu konuda insanlarda hassas bir algı oluşmaya başladı.” Lüks davetlerin gelenekle bir bağının olmadığını söyleyen Bulaç, diğer Müslüman ülkelerde durumun farklı olduğunu ekliyor: “Ortadoğu kültürünün bir parçası olarak okuyamayız lüks iftarları. Medine’de zenginler sokak kiralıyor, herkesin yiyebilmesi için. Pahalı iftarlarsa Müslüman camiayı ikiye bölüyor, yoksul ve zengin olmak üzere. Lüks mekânlar terk edilip daha mütevazı yerlerde yapılsa bir diyalog vesilesi de olur. Diğer türlü zengin ve fakir Müslümanların hayat biçimleri iyice ayrıştırılmış oluyor.”



Ramazan’ı mutfakta geçiren ev hanımları

Araştırmalar, son yıllarda evlerde Ramazan boyunca yapılan israfın çok fazla arttığını ortaya koyuyor. Her davette misafirlerin önüne çıkarılan onlarca çeşit yemek, çöpe giden pideler ve her gün mükellef yeni bir menü çıkarmaya çalışan ev hanımları… Birçok ev hanımı öğle vakti mukabeleye katıldıktan sonra iftar saatine dek yemek pişiriyor. Eve misafir gelecekse yoğunluğu daha da artan hanımlar, sadece ev halkının olduğu günlerde dahi ihtiyacın çok üzerinde yemek yapmayı görev addediyor. Halbuki Ramazan’la beraber kadınlar için ‘daha çok yemek yapın’ gibi dini bir emir yok. Bu yorgunluğun içinde Ramazan ayı, ibadetlerin ve tefekkürün vaki olduğu bir aydan ziyade kadınlar için yorgunluk ve koşuşturmaca ayı haline geliyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/ramazan-ayi-yeme-ayi-mi-yememe-ayi-mi.html

Osmanlı'nın Ramazanlarını biliyor musunuz?

Osmanlı'nın Ramazanlarını biliyor musunuz?


Ramazan ayının manevî iklimi asırlardır müminlerin ruhuna işliyor. Bu ayın Osmanlı’da ayrı bir yeri vardı. Mübarek ay Ramazan’ın gelişi öyle heyecanla karşılanırdı ki hem halk hem padişah bu ayın feyzinden mahrum kalmazdı...




Ramazan’ın gelişi, uzun zamandır özlenen bir dostun gelişini beklemek gibiydi Osmanlı’da. Meydanlardaki çeşmelerden şerbetler akar, misafir uğurlarken diş kirası verilirdi. Padişahlar, hem halkı hem de kendilerini bu ayın manevi iklimini doya doya yaşardı. Ramazan ayında huzur dersleri düzenleyen cihan padişahları, her gün ayrı bir âlimi sarayda ağırlardı. Hem dini hem fen ilimleri bu meclisin sohbetlerinde yer alırdı. Halk ise 7 akşam 3 sofra geleneğiyle ister zengin olsun ister fakir, evinde mutlaka misafir ağırlamaya özen gösterirdi. Yani herkes her hafta “Mutlaka eve misafir almalıyım” düşüncesindeydi. Sanat tarihçisi Talha Uğurluel, bunun sebebini “Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin.” hadis-i şerifine dayandırıyor.



Osmanlı’da kurulan yer sofralarında zengin fakir ayrımı olmaması için bazı uygulamalar yapılırdı. Farklı kişilerin birbiriyle tanışması ve ayrımcılık olmaması konusunda hassas davranan Osmanlılar, kurdukları her bir sofranın adlarına Kur’an-ı Kerim’den bir sure isimleri verirdi. Yasin sofrası, Tebareke sofrası, Bakara sofrası gibi. Her sofranın kaşıklarına kendi isimleri yazılır ve hepsi bir sepetin içine konulur. Ev sahibi kapıda misafirleri karşılarken bir yandan içi kaşık dolu sepeti misafirlerine uzatır. Misafir sepetin içinden aldığı kaşığın sapında hangi isim yazıyorsa o sofraya oturur. Böylelikle gelen kişinin zengin fakir ayrımı yapmadan aynı sofrada yemesine olanak sağlanır. Kullanılan kaşıklar, bir süre sonra eskirdi. Üzerinde sûre isimleri yazıldığı içinde atamazlar, kaşıklar itinayla yakılır, külleri de bahçelerdeki gül ağaçlarının diplerine dökülürdü. Misafir uğurlanırken de avucuna para konur ve ‘Bu akşam sizi soframızda yedirdik. İçirdik. Dişinizi eskittik. Bu da dişinizin kirası.’ denir, böylelikle kimse rahatsız olmazdı.



Meydanlarda kazanlar kurulurdu

Osmanlı’da meydanlar çok büyük bir önem arz ediyordu. Beyazıt, Çemberlitaş, Sultanahmet Meydanı gibi birçok meydanda Ramazan gelmeden evvel hummalı bir hazırlık yapıldığını anlatıyor Talha Uğurluel. İnsanların bir araya toplandığı iki yer vardı. Cami ve meydanlar. Meydanların belli köşeleri kazanlarla donatılır, uzun devasa yer sofraları kurularak toplu yemekler verilirdi. Başta padişah olmak üzere birçok kişi bu yemeklerin verilmesine destek olurdu. Ramazan’da çeşmelerin ve sebillerin içlerine muhakkak su yerine meşrubat doldurulurdu. Sultanahmet Meydanı’nda 1898 yılında yapılan Alman çeşmesinin içine de Osmanlı’nın son dönemine kadar Ramazan ayı boyunca şerbet doldurulurdu.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/osmanli-nin-ramazanlarini-biliyor-musunuz.html

Balonlar rekor için havalandı

Balonlar rekor için havalandı


Fransa’da her yıl geleneksel olarak yapılan sıcak hava balonu festivali bu yıl da birbirinden güzel görüntülere sahne oldu. Üç yüzden fazla renkli balonun aynı anda havalanması görsel şölene dönüştü.




Bu yıl 14.sü düzenlenen ‘Dünya Hava Balonu’ festivali, yine renkli görüntülere sahne oldu.



Fransa’nın Chambley-Bussieres bölgesindeki hava üssünde geleneksel olarak düzenlenen uluslararası balon festivaline bu yıl katılım yüksek oldu.



İki yılda bir yapılan ve dünyanın en büyük festivallerinden biri olan etkinlikte rengarenk yüzlerce dev balon, birbiri ardınca havalandı.



Gökyüzünde süzülen balonlar, muhteşem bir manzara oluşturdu.



Geçtiğimiz yıl balonların 343’ü birden havalanınca rekor kırılmıştı. Bu yıl kaç balonun havalandığı ise merak konusu.


{youtube}K39hApzyb2A|560|315|0{/youtube}



http://www.zamanfransa.com/haber/kultur-sanat/etkinlikler/balonlar-rekor-icin-havalandi.html

Zaman France iftarları devam ediyor

Zaman France iftarları devam ediyor


Strasbourg’da her pazar günü Le Dialogue Kültür merkezinde Zaman France aboneleri için düzenlenen iftar programı yine yoğun katılıma sahne oldu.




Aileleriyle birlikte davete katılan aboneler, buluşma vesilesi ile gazeteye dair istek ve şikayetlerini de dile getirme fırsatı buldu. Çocuk ve Ramazan sayfalarının tüm aile bireyleri tarafından keyifle okunduğunu ifade eden okuyucular, gazetenin abonelik kampanyasında hediye edilen kitapları da keyifle okuduklarını belirttiler.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/zaman-france-iftarlari-dvam-ediyor.html

Sarre-Union'da dev iftar çadırı

Sarre-Union'da dev iftar çadırı


Toulouse, Beziers ve Narbonne eğitim gönüllüleri 2013-2014 yılındaki çalışmalarını planlamak için sahurda bir araya geldiler.




Toulouse Mozaik Kültür Merkezi’nin düzenlediği sahur programına Beziers Educ Actions Eğitim Derneği ve Narbonne A.C.E.M. Kültür Derneği mütevelli heyeti katıldı. Programda eğitim dernekleri yıllık faaliyetlerle alakalı fikir alışverişinde bulundular. Yaptığı konuşmada Ramazan ayında birlik ve beraberlik adına düzenlenen programların önemine değinen eğitimci yazar Mehmet Ali Salgut, Fransalı Türklerin eğitime gösterdiği ilginin takdire şayan olduğunu ama daha da artması gerektiğini ifade etti. Mozaik Dernegi yetkililerinden Mehmet Gül ise eğitim faaliyetleri aracılığı ile içinde yaşanılan Fransız toplumuyla kaynaşmanın Türkler açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/sarre-union-da-dev-iftar-cadiri.html

Toulouse eğitim gönüllüleri sahurda buluştu

Toulouse eğitim gönüllüleri sahurda buluştu


Toulouse, Beziers ve Narbonne eğitim gönüllüleri 2013-2014 yılındaki çalışmalarını planlamak için sahurda bir araya geldiler.




Toulouse Mozaik Kültür Merkezi’nin düzenlediği sahur programına Beziers Educ Actions Eğitim Derneği ve Narbonne A.C.E.M. Kültür Derneği mütevelli heyeti katıldı. Programda eğitim dernekleri yıllık faaliyetlerle alakalı fikir alışverişinde bulundular. Yaptığı konuşmada Ramazan ayında birlik ve beraberlik adına düzenlenen programların önemine değinen eğitimci yazar Mehmet Ali Salgut, Fransalı Türklerin eğitime gösterdiği ilginin takdire şayan olduğunu ama daha da artması gerektiğini ifade etti. Mozaik Dernegi yetkililerinden Mehmet Gül ise eğitim faaliyetleri aracılığı ile içinde yaşanılan Fransız toplumuyla kaynaşmanın Türkler açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/toulouse-egitim-gonulluleri-sahurda-bulustu.html

Üç günde 460 hektar orman kül oldu

Üç günde 460 hektar orman kül oldu


Muğla ve Aydın'da geçen cuma günü başlayan orman yangınlarında, 460 hektarlık alanın kül olduğu bildirildi. 18 noktada ihmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlarda can ve mal kaybı yaşanmadığı ifade edildi.




Muğla Orman Bölge Müdürü Ali Yıldırım, Aydın'ın Nazilli, Söke ve Germencik ilçelerinde çıkan yangınlarda 230 hektar orman ve 100 hektar tarım arazisinin zarar gördüğünü kaydetti. Milas'ın Ören beldesinde ağaç kesimi sırasında kesilen ağacın elektrik telini koparması sonucu cumartesi günü başlayan orman yangında 100 hektarlık alanın kül olduğunu belirten Yıldırım, "İhmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan yangın, şiddetli rüzgârın etkisiyle ve arazinin da sarp olması nedeniyle yayıldı ve pazar günü öğle saatlerinde ekiplerimiz tarafından söndürüldü. Aynı gün içerisinde Bodrum, Fethiye, Datça, Kavaklıdere ve Muğla'da çıkan yangınlarda ise 30 hektarlık ormanlık alan zarar gördü." dedi.



'YANGINLAR İHMAL VE DİKKATSİZLİKTEN ÇIKTI'

Muğla ve Aydın'da çıkan orman yangınlarının büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Maalesef çıkan yangınlarımız da ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklandı. Bölgemizde hava sıcaklığı yüksek, nisbi rutubet yüzde 30'un altında ve 15 gün boyunca etkili rüzgâr olacak. Tüm vatandaşlarımızın, orman yangınlarına karşı fahri orman müfettişi gibi davranmasını arzu ediyoruz. Yangına sebebiyet verecek fiillere karşı diğer vatandaşlarımızı uyarmalılar. Yangın çıktığı an bize haber verirlerse anında müdahale etme şansımız yüksek olur. Ne kadar teknolojik altyapıya sahip olsak da ancak dumanı gördüğümüzde müdahale edebiliyoruz. Yangını başlangıç aşamasında yakalamak en büyük etkenimiz." ifadelerini kullandı.



26 SAAT HAVADA KALDI

Ali Yıldırım, üç gün boyunca bölge müdürlüğü sorumluluk alanlarında meydana gelen yangınlarda havadan ve karadan ekiplerin canla başla müdahale ettiğini dile getirerek, "Ekiplerimiz, orman yangınlarıyla mücadelede gece gündüz demeden çalıştılar. Pilotlarımızla havadan yaptığımız müdahalelerde, 48 saatin 26 saatini helikopterle Aydın ve Muğla semalarında geçirdik." şeklinde konuştu.



http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/uc-gunde-460-hektar-orman-kul-oldu.html

Kahire’de yeni katliam endişesi

Kahire’de yeni katliam endişesi


Halkın oturma eylemi yaptığı Rabiatül Adeviye Meydanı’nı kan gölüne çeviren Mısır’daki darbe yönetimi, yine katliam tehdidinde bulundu. Müslüman Kardeşler hareketi yöneticileri ise şiddete başvurmadan, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin askerî müdahale ile görevden alınmasına yönelik direnişlerini sürdüreceklerini açıkladı.




Mısır'da Kahire'deki Rabiatül Adeviye Meydanı'nı önceki gün kan gölüne çeviren darbe yönetiminden yeni bir katliam tehdidi geldi. Askerî müdahale sonrasında kurulan geçici hükümetin içişleri bakanı Muhammed İbrahim, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin iktidardan indirilmesine yönelik protestoların icabına ‘en kısa sürede bakacaklarını' söyledi. İbrahim, Kahire'de polis akademisi mezuniyet töreninde yaptığı açıklamada, “Mısır halkına temin ederim ki polis, ülkenin güvenliğini ve emniyetini korumaya kararlıdır. İstikrarı zayıflatmaya yönelik girişimlerin icabına kararlı bir şekilde bakacağız.” diye konuştu. Bakanın bu açıklamaları, yeni bir kanlı müdahale olacağı endişelerine yol açtı. Müslüman Kardeşler liderleri ise cumartesi günü sabaha karşı güvenlik güçleri ve ‘baltacı' adı verilen çetelerin yaptığı katliama rağmen darbeye karşı direnmeye devam edeceklerini söyledi. Talepleri yerine getirilene kadar geri adım atmayacaklarını belirten Müslüman Kardeşler hareketi sözcüsü Cihad el Haddad, “Mursi'nin iktidara dönmesi haftalar, aylar, hatta bir yıldan fazla sürebilir ama biz vazgeçmeyeceğiz.” dedi.



Halkın zulme sessiz kalmadığını ve protestocuların sayısının her geçen gün arttığını kaydetti. Sözcü, darbenin lideri Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi’yi de, göstericilere karşı “açık, önceden planlanmış öldürme emri” vermekle suçladı.



Müslüman Kardeşler yetkilileri, katliama rağmen binlerce kişinin akın ettiği Adeviye’de yaptıkları konuşmalarla meydanı diri tutmaya çalışıyor. Ölmekten korkmadıklarını ifade eden göstericiler de tek bir kişi kalana dek protestolarını sürdüreceklerini söylüyor. Meydan çevresine barikatlar kuran göstericiler, muhtemel müdahaleye karşı sırayla nöbet tutuyor. Meydana yakın noktalara takviye polis güçlerinin yerleştirilmesi ise muhtemel bir müdahalenin işareti olarak değerlendiriliyor. Darbe karşıtları, Adeviye Meydanı’nın yanı sıra Kahire Üniversitesi yakınlarında Nahda Meydanı’nda da kamp kurmuş durumda.



3 Temmuz’daki darbeden sonra cumartesi günü en kanlı günün yaşandığı Mısır’da, Kahire’de katliam yapan polise tepkiler ise sürüyor. İskenderiye, Süveyş, El Ariş gibi birçok şehirde dün tepki yürüyüşleri yapıldı. Göstericiler General Sisi aleyhinde sloganlar atarak Mursi’nin görevine iadesini istedi. Dün Kahire’de tansiyon biraz düşerken liman kenti Port Said’de ise Mursi taraftarları ile karşıtları arasında çıkan çatışmada en az 15 kişinin yaralandığı bildirildi.



Cumartesi günü sahur vaktinde gerçekleştirilen katliamın bilançosu konusunda ise çelişkili açıklamalar geldi. Geçici hükümet ölü sayısını 80 olarak açıklarken Müslüman Kardeşler ise bu rakamın 120’den fazla olduğunu duyurdu. Hareketin sözcüsü Cihad el Haddad, çatılardan keskin nişancıların halkın üzerine ateş açtığı saldırıda 66 kişinin öldüğünü, 61 kişinin de beyin ölümünün gerçekleştiğini ifade etti. Cunta yönetimi yaralı sayısını 792 olarak verirken İhvan’a göre ise 5 bin civarında kişi yaralandı. İçişleri Bakanı İbrahim önceki gün yaptığı açıklamada polisin gerçek mermilerle müdahale etmediğini söylemiş, Müslüman Kardeşler’i de halkın sempatisini kazanmak için polisi provoke etmekle suçlamıştı.



Bu arada geçici Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed el Baradey ve Ezher Şeyhi Ahmet el Tayyib katliamı eleştirdi. Baradey, attığı tweet mesajında aşırı güç kullanımını kınadı. Ancak kimin aşırı güç kullandığı konusuna değinmedi. Ezher şeyhi de olaylar için soruşturma yapılmasını istedi.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/kahire-de-yeni-katliam-endisesi.html

Obeziteye karşı 'Günde 10 Bin Adım'

Obeziteye karşı 'Günde 10 Bin Adım'


Dünya nüfusunun önemli bir bölümü, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşan hastalıklarla mücadele ederken, aşırı ve dengesiz beslenme sonucu oluşan obezite (aşırı şişmanlık), birçok insan için önemli bir sağlık sorunu olmayı sürdürüyor. Bu konuda önemli bir çalışmaya imza atan Sağlık Bakanlığı, 'Sağlıklı Beslenme Önerileri' başlıklı bir kitapçık hazırladı. İdeal kiloya sahip olabilmek için uygulanacak sağlıklı beslenme programının yanı sıra yapılacak fiziksel aktivitenin büyük önem taşıdığı vurgulanan kitapçıkta; "Haftada 5 gün en az 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır. Her gün fiziksel olarak aktif olmak amaçlanmalıdır. Günde 10 bin adım atmaya özen gösteriniz." uyarısı yapılıyor.




Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, 'Sağlıklı Beslenme Önerileri' başlıklı bir kitapçık hazırladı. Vücut ağırlığının denetimi için yeterli ve dengeli beslenmenin, düzenli fiziksel aktivite ile sürdürülen bir yaşam biçiminin önemli olduğu belirtildi. Yeterli ve dengeli beslenme için dört temel besin grubunda yer alan besinlerin her öğünde, yeterli miktarda tüketilmesi gerektiği ifade edildi.



Yetişkinlerin günde 2 su bardağı, çocuk, ergen, gebe ve emzikli kadınlarla, menopoz sonrası kadınların 3-4 su bardağı kadar süt grubu besinleri tüketmeleri gerektiği vurgulanırken, süt grubu ürünlerinden az yağlı olanların tercih edilmesi tavsiye edildi. Et, yumurta ve kurubaklagil grubundan günde yetişkin, genç ve çocuklar 2 porsiyon, gebe ve emzikliler ise 3 porsiyon tüketmesi gerektiği belirtildi. Et olmadığı durumlarda, etin yerine geçen 2. grupta yer alan kuru baklagiller (nohut, kuru fasulye, mercimek, barbunya vb.) veya yumurta tüketilmesi gerektiği hatırlatıldı.



"GÜNDE EN FAZLA 5 PORSİYON SEBZE VE MEYVE TÜKETİN"

Ekmek ve tahıl grubu ürünlerinin enerji harcamasına göre tüketilmesi gerektiği hatırlatılan kitapçıkta, "Eğer kilonuz olması gerekenden fazla ve daha çok oturarak iş görüyorsanız, bu grupta yer alan besinleri daha az tüketmeniz gerekir. Normal vücut ağırlığında olanların her öğünde 1-3 orta dilim tam tahıllı ekmek ve tahıllardan da 2-3 porsiyon yenilmesi yeterlidir. Pirinç yerine bulgur tercih edilmeli. Sebze ve meyve grubundan günde en az 5 porsiyon (en az 400 gram) tüketilmeli." denildi.


Günlük alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanarak obezite oluşumuna neden olduğu belirtilen kitapçıkta, "Obezitenin belirlenmesinde birçok yöntem kullanılmasına rağmen, pratik olduğu için sık kullanılan en geçerli yöntemler beden kütle indeksi (BKİ) hesaplaması ve bel çevresi ölçümüdür. Vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ölçülür. Boy uzunluğunun karesi alınarak aşağıdaki formülde yerine konularak hesaplanır. Bel çevresi erkeklerde 94 cm ve kadınlarda 80 cm'nin üzerine çıkmamalıdır. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm ve kadınlarda 88 cm'nin üzerine çıkması sağlık riskini arttırır."


Obezitenin tüm bireyler için sağlık sorunları ve risk faktörlerine neden olduğu ve yaşam kalitesini düşürdüğü hatırlatılarak şu uyarılarda bulunuldu: "Obezite yaşam süresini kısaltır. Beden kütle indeksinize göre hafif şişman veya şişman sınırında iseniz ve bel çevreniz belirtilen değerlerin üzerinde ise şişmanlık sebebiyle gelişen risk faktörleri ve sağlık sorunları sizi tehdit ederek, yaşam kalitenizi düşürebilir."



"MEDYADA YER ALAN ZAYIFLAMAK İÇİN ÖNERİLEN GIDA TAKVİYELERİNE İTİBAR ETMEYİN"

İdeal kiloya sahip olabilmek için uygulanacak sağlıklı beslenme programının yanı sıra yapılacak fiziksel aktivitenin büyük önem taşıdığı vurgulanan kitapçıkta, bu konuda şunların yapılması isteniyor: "Bu nedenle uygulanacak beslenme programının yanında mutlaka haftada 5 gün en az 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır. Her gün fiziksel olarak aktif olmak amaçlanmalıdır. Orta şiddette aktiviteler olarak bahçe işleri (Çim biçme vb.), ev işleri, tempolu yürüyüş, bisiklet kullanımı, hafif tempolu koşu yapılabilir. Bu aktiviteleri yaparken konuşabilir, ancak şarkı söyleyemezsiniz. Günde 10 bin adım atmaya özen gösteriniz. Medyada yer alan kilo vermeye yönelik diyetlere ve zayıflamaya yönelik gıda takviyeleri ile bu ürünleri pazarlayan kişi ve kuruluşlara itibar etmeyiniz. Profesyonel yardım almak için ilk olarak toplum sağlığı merkezlerindeki sağlıklı beslenme ve obezite danışma birimlerine başvurunuz."


Bakanlık, hazırladığı kitapçıkta yemek yemeye yönelik önerileri şu şekilde sıraladı: "Çeşitli besinler tüketiniz, öğün atlamayınız, özellikle kahvaltı yapmadan güne başlamayınız, her gün 3 ana, 2-3 ara öğün tüketmeye özen gösteriniz, sofrada kullandığınız yemek tabaklarınızın boyutunu küçültünüz, ayaküstü atıştırmalıklar ve fastfood yemek tercihlerinden kaçınınız, yemeklerinizi küçük lokmalar halinde uzun süre çiğneyerek tüketiniz, sağlıklı beslenmek için mevsiminde doğal ve taze besinler tercih ediniz. Şeker tüketiminizi azaltınız, tuz tüketiminizi azaltınız, sofranızdan tuzlukları kaldırınız, az ama iyotlu tuz tüketiniz, tam tahıl ürünlerini tercih ediniz, kahvaltılık gevrek tüketecekseniz şeker eklenmemiş olanlarını tercih ediniz, günde en az 8-10 bardak su içiniz, doymuş yağlar içeren hayvansal kaynaklı yağlar (tereyağ, iç yağ, kuyruk yağ) yerine doymamış yağ asitlerini içeren bitkisel sıvı yağları (zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı vb.) tercih ediniz, trans yağdan kaçınınız, alkol tüketiminden kaçınınız, gazlı içecekleri tüketmeyiniz, şekerli içecekleri tüketmekten sakının, yarım yağlı süt, ayran gibi içecekleri ve vitamin mineral açısından zengin taze sıkılmış az miktarda meyve sularını tercih ediniz."


Besinlerin satın alınması ve hazırlanmasına yönelik öneriler ise şöyle: "Yiyecek alışverişlerinize tok karnına ve önceden hazırladığınız alışveriş listenizle çıkınız, besinleri satın alırken ambalajlarını kontrol ediniz, ambalajda yırtık, yıpranmış olanlarını ve teneke kutuda bulunan gıdalarda ise ezik, bombe yapmış ürünleri tercih etmeyiniz, gıdaları satın alırken etiketlerini okuyunuz, almak istediğiniz gıda ürünün ambalajında son kullanma tarihi, içindekiler ve kalori değeri gösteren tabloları kontrol ediniz, mümkün olduğunca düşük enerjili, yağ içeriği az olan besinleri tercih ediniz, sağlıklı beslenmek için saflaştırılmamış (işlem görmemiş) ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri tercih ediniz, örneğin tam buğday ekmeği gibi."



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/obeziteye-karsi-gunde-10-bin-adim.html

Irak, peşpeşe 17 bombalı saldırı ile sarsıldı

Irak, peşpeşe 17 bombalı saldırı ile sarsıldı


Irak'ta bu sabah 17 bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırılarda en az 55 kişi öldü.




Patlamalar, Şiilerin yoğunlukta bulunduğu ülkenin değişik bölgelerinde meydana geldi. Ölü sayısısın artmasından endişe ediliyor. Patlamalar, aralarında başkent Bağdat'ın da olduğu ülkedeki Şiilerin çoğunlukta yaşadığı yerleşim alanlarındaki kalabalık yerlerde meydana geldi. Çok sayıda kişinin ise yaralandığı bildiriliyor.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/irak-pespese-17-bombali-saldiri-ile-saldirdi.html

Arınç: Suriye ve Mısır'da halkın yanındayız, siyasi destek vereceğiz

Arınç: Suriye ve Mısır'da halkın yanındayız, siyasi destek vereceğiz


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye ve Mısır'da halkın yanında olduklarını ve onlara insani yardım göndereceklerini söyledi. Arınç, orada demokrasiye de dönülmesi, bir an önce bu sıkıntıların giderilmesi için ellerinden gelen bütün siyasi desteği vereceklerini kaydetti.




Başbakan Yardımcısı Arınç, Manisa Valiliği tarafından Yunt Dağı Ortaköy Piknik Alanı'nda düzenlenen iftara katıldı. Arınç burada yaptığı konuşmada, Türkiye ramazanı sulh ve huzur içerisinde geçirirken birçok Müslüman ülkede kardeş kanı döküldüğünü söyledi. Arınç, "Haram aylarda cinayet işleyenler adeta Müslümanlıklarını unuttular, birbirlerinin kanını döküyorlar. 300'e yakın ölü, 5 binden fazla yaralı sadece bir akşamda oluyor. Bunları birbirine düşürenler, cinayet işletenler var. Allah bu fitneyi bizim içimizde barındırmasın, Allah nifakçılara fırsat vermesin." dedi.



Arınç, Türkiye'de de geçmişte benzer acı günlerin yaşandığını, halkın Türk-Kürt, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, laik-yobaz, şehirli-köylü, doğulu-batılı şeklinde sunni ayrılıklar sebebiyle birbirine düşürüldüğünü, ülkeye çok büyük kötülükler edildiğini söyledi. Arınç, "Hamdolsun geldik ve 10 yıldan bu yana bütün bu kötülüklerle hesaplaşıyoruz. Bütün bu kötülük tohumlarını ekenleri yargının önüne çıkarıyoruz ve artık bütün ayrımcılıkları kaldırmış bir ülkede kardeşçe, dostça yaşamanın neşesini, bahtiyarlığını hep beraber yudum yudum içiyoruz. Allah o ülkelere de ramazan neşesini yaşamayı nasip etsin huzur versin. Allah şuur versin, fitne ve fesattan korusun." diye konuştu.



Suriye ve Mısır halkı için bu mübarek günlerde dua edilmesini isteyen Arınç, "İftarın açıldığı saatteki dualar makbuldür. Bir de müminin gıyabında yapılan dualar da makbuldür. Biz, Mısır'daki Müslümanlar için dua edeceksek, mutlaka müstecaptır. Allah karşılığını verecektir. Birbirimiz için dua etmeliyiz, günahsız ağızlarla. Kendimizi için yaptığımız bir tarafa ama karşıdaki dostumuz, kardeşimiz için ne yaparsak o mutlaka çok daha makbuldür. O ülkelere duanın yanında siyasi destek de vereceğiz, onların halkıyla birleşeceğiz. Biz, Mısır halkının yanındayız, mazlum ve mağdur. Darbeyi yapıp sokakta kan dökenlere karşı Suriye'de ve Mısır'da biz halkın yanındayız, onlara insani yardım göndereceğiz, orada demokrasiye dönülmesi, bir an önce bu sıkıntıların giderilmesi için elimizden gelen bütün siyasi desteği vereceğiz. Dünyanın neresinde bir yolsuzluk, bir kötülük, bir sıkıntı varsa Türkiye mağdurların her zaman yanında olmuştur. Somali'den Haiti'ye kadar, Endonezya'dan bir başka ülkeye kadar, zelzele olduğu zaman, tusunami olduğu zaman, sosyal patlamalar olduğu zaman, Türkiye en büyük yardımı götüren ülke olmuştur." dedi.



Türkiye'de gelecek yıl mart ayından itibaren yeni seçim sürecine girileceğini aktaran Arınç, mart ayında mahalli idareler, haziran ayı sonunda da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını bildirdi. Arınç, "İlk defa Türkiye'de halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilecek. Allah kısmet ederse önümüzdeki yıl haziranın son günlerinde Türkiye, cumhurbaşkanı seçimini yaşayacak. Bu da halka verilen önemli bir değerdir. Eskiden parlamentoda seçilen cumhurbaşkanlarımızı, artık halkımız seçecek. Artık Büyük Sümbüller'inden Avgan'ına, Asmacık'ından Pelitalanı'na herkes cumhurbaşkanlığı için oy kullanacak. Ne kadar güzel. İnşallah bu seçimi de hakkıyla layıkıyla ve en güzel şekliyle yapmak hepimize kısmet olsun." dedi.



http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/arinc-suroye-ve-misir-da-halkin-yanindayiz-siyasi-destek-verecegiz.html

Malililer, barış ve istikrarı oyladı

Malililer, barış ve istikrarı oyladı


Uzun süredir dünya kamuoyunda, özellikle kuzeyindeki problemlerden dolayı gündem olan Batı Afrika Ülkesi Mali'de Pazar günü başkanlık seçimi yapıldı.




Bu seçimlerde, Fransız bir firma tarafından hazırlanan biyometrik seçmen kartı ilk defa kullanıldı. Seçimlerden sonra da kimlik kartı olarak kullanılmaya devam edecek olan kart sayesinde seçime katılımın yüksek olacağı görüşü hakim. Yaklaşık 7 milyon seçmenin 1 milyona yakınının kartlarını almadıkları açıklandı.


Ülkenin bütün şehirlerinde oy kullanma işlemi sorunsuz bir şekilde tamamlandı.

Yarı başkanlık sistemi ile yönetilen Mali'de ilk turda 27 adaydan herhangi biri yüzde 50 barajını geçemezse, ikinci tur seçimi yapılacak. Seçim yarışının IBK (İbrahim Ebubekir Keita) ve İsmail Cisse arasında geçeceği tahmin ediliyor. BM'nin gözlemciler yolladığı seçime katılım oranının yüksek olduğu bildirildi.



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/malililer-baris-ve-istikrari-oyladi.html

Cannes'da 40 milyon Euro'luk soygun

Cannes'da 40 milyon Euro'luk soygun


Fransa'nın turizm cenneti Cannes'de 40 milyon Euro'luk mücevher çalındı.




Soygun, Cannes'ın ünlü Carlton Cannes otelinde yapılan mücevher sergisinde gerçekleşti. Eli silahlı olduğu belirtilen bir kişinin içi mücevher dolu çantayı alarak kaçtığı kaydedildi. Çalınan mücevherlerin İsrailli milyarder Lev Leviev'e ait olduğu kaydedildi.


Öğlen saatlerinde gerçekleştiği belirtilen soygunla ilgili polisin incelemesi sürüyor.


Cannes'da 20 Temmuz'dan beri açık olan dünyanın en ünlü markalarının sergilendiği mücevher sergisi, 30 Ağustos'ta sona erecek.


Cannes'da Mayıs ayında düzenlenen film festivali sırasında da Mücevher devi Chopard'ın 1,4 milyon dolarlık koleksiyonu çalınmıştı.



http://www.zamanfransa.com/haber/kultur-sanat/sinema/cannes-da-40-milyon-euro-luk-soygun.html

Fransa'dan Mısır'a sükûnet çağrısı

Fransa'dan Mısır'a sükûnet çağrısı


Mısır'da yaşanan katliamın ardından Fransa'dan açıklama geldi.




Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Mısır'da sonuçları şimdiden çok ağır olan çatışmaların esefle karşıladığı kaydedildi. Fransa'nın, olayın tüm taraflarına özellikle de orduya itidal çağrısında bulunduğu vurgulanırken, şiddetin artmaması için her türülü girişimin devreye sokulması gerektiği aktarıldı.



Olayın tüm taraflarına sükûnet çağrısında bulunan Fransa, barışçıl siyasi çözüm için de tarafları uzlaşı arayışında olmaya davet etti. Açıklamada, Mısır'da geçici yönetimin de taahhütlerine uygun olarak seçimlerin en kısa sürede gerçekleştirmesi gerektiği ifade edildi.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/fransa-dan-misir-a-sukunet-cagrisi.html

26 Temmuz 2013 Cuma

Fransa'da darbe karşıtı Mısırlılar meydana indi

Fransa'da darbe karşıtı Mısırlılar meydana indi


Fransa'nın başkenti Paris'te, Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek gösterisi düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan yüzlerce gösterici, askeri darbenin gerçekleştiği 3 Temmuz'dan beri tutuklu bulunan Mursi'nin serbest bırakılmasını istedi.




Askeri darbeye karşı gerçekleştirilen gösteriye Cezayir ve Tunuslular da destek verdi. ''Katil, diktatör Sisi'' sloganlarının atıldığı darbe karşıtı eyleme Mısırlılara destek vermek için geldiğini söyleyen Cezayir vatandaşı Amina Abaidia, ''Gönlümüz Muhammed Mursi ile birlikte. Problemlerin asıl kaynağı diktatör Sisi'dir. Tüm Cezayirliler olarak Sisi'ye karşıyız.'' ifadelerini kullandı.



BATI MEDYASI GERÇEĞİ GÖSTERMİYOR

Darbenin gerçekleştiği tarihten itibaren Fransa genelinde eylemlerini sürdürdüklerini belirten Ahmet Nasser de darbenin Mısırlılar tarafından asla kabul edilmeyeceğini kaydetti. Gösterilerle Avrupalılara gerçeği göstermek istediklerini söyleyen Nasser, ''Batı medyası 25 gündür Mısır'da yaşananlarla ilgili gerçekleri göstermiyor.''dedi. Ahmet Nasser, eylemlerini Mısır'ın demokratik seçimle işbaşına gelmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevine geri dönene kadar süreceklerini aktardı.



Lise öğrencisi olduğunu kaydeden Amira Benali de askeri darbeyi yapanların yönetimden uzaklaşması için eyleme katıldığını söyledi. Benali, ''Darbecilerin yönetimde kalmasına izin verirsek ne demokrasimiz kalacak ne de özgürlüğümüz olacak.'' diye konuştu.



Paris'in Cumhuriyet meydanında toplanan 200 kadar gösterici daha sonra Bastille meydanına doğru yürüdü. Muhammed Mursi taraftarları, askeri darbenin gerçekleştiği tarihten beri Trocadero meydanında sürdürdükleri eylemlere de devam etme kararı aldı.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/fransa-da-darbe-karsiti-misirlilar-meydana-geldi.html

El Cabra: Fransa'nın Suriye'de tarihi sorumluluğu var

El Cabra: Fransa'nın Suriye'de tarihi sorumluluğu var


Fransa'nın başkenti Paris'e yaptığı resmi ziyarette Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüşen Suriye Muhalefeti ve Devrimci Güçler Milli Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmet El Carba, Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölgenin oluşturulmasının konuşulan konular arasında yer aldığını söyledi.




El Cabar: Fransa'nın Suriye'de tarihi sorumluluğu varFransız Le Monde gazetesine açıklamalarda bulunan El Carba, Koalisyon güçlerinin yerleşebileceği Suriye'nin kuzey bölgesinde güvenli alanlar oluşturulmasının kendilerinin gündeminde olduğunu söyledi. Uçuşa yasak bölgenin gelecek aylarda yürürlüğe girmesini umduğunu söyleyen El Carba, bunun Esed yönetiminin düşmesi yönünde önemli bir adım olacağını sözlerine ekledi.



Ahmet El Carba, Fransa'ın SMDK'yi ilk tanıyan ülkelerden olduğunu belirterek, "Fransa'nın Suriye'de tarihi sorumluluğu var." diye konuştu. İnsani yardım olarak Fransa'nın çok önemli destekleri olduğunu söyleyen El Carba, askeri manada Fransa'nın hareket etmesini engelleyen bazı durumların olduğunu kaydetti. AB'nin, muhaliflere uyguladığı silah ambargosunun Ağustos ayı başında yürürlüğe girmek üzere kalktığını hatırlatan Ahmet El Carba, bu durumun Suriye'de barbar rejimin sivil halka yönelik uyguladığı katliamı durdurmak için iyi bir fırsat olacağının altını çizdi.



Fransa cumhurbaşkanının kendilerine hi bir söz vermediğini de vurgulayan El Carba, Fransa'nın silah ambargosunun resmi olarak kaldırılacağı tarihi beklediğini söyledi. Fransa ve AB ülkelerinin bu tarihten sonra SMDK'ya sivillerin korunması ve yaşanan acıların azalması yönünde desteğinin olabileceğini kaydetti.



SMDK'ya gönderilen silahların radikal grupların eline geçme ihtimalinin de bulunmadığını kaydeden El Carba, "Radikal gruplar bizim otoritemizi reddediyor. Neden bizim varlığımızı kabul etmeyen bir gruba silah verelim?" diye konuştu.



Şu ana kadar Amerika'nın kendilerine hiç silah yardımı yapmadığının da altını çizen El Carba, "Acil insani yardım alıyoruz. Ama şu saate kadar hiç silah yardımı almadık." dedi. Muhalif lider, Amerikan Kongresi'nde silah gönderilmesi yönünde çıkan olumlu kararın bu yönde atılmış bir bir adım olabileceğini sözlerine ekledi.



Suriye'deki problemin politik yollardan çözümünden yana olduklarının da altını çizen SMDK Başkanı El Carba, "Biz savaşmak için savaş istemiyoruz. Biz devrimin hedefleri doğrultusunda giden politik ve barışçıl çözümden yanayız." ifadelerini kullandı. Cenevre'de gerçekleştirilen toplantıda Suriye rejimine, sivillere uyguladığı katliamı durdurma, askerin kışlasına geri dönmesi ve barışçıl gösterilere izin verilmesi çağrısında bulunduklarını hatırlatan SMDK Başkanı, rejimin bu isteklerin hepsine karşı çıktığını söyledi. Suriyeli muhalif lider, Rejimin şimdiye kadar gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda binlerce kişiyi öldürdüğünü hatırlattı.



Muhaliflerin Humus'taki durumuna da açıklık getiren Ahmet El Cabar, Humus'un aylardır bombardıman altında olduğunu kaydederek, "Mücadelemizi sürdürüyoruz, geri çekilmeyi reddediyoruz. Humus Suriye devriminin başkenti olarak kalmaya devam edecek." vurgusunda bulundu.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/politika/el-cabra-fransa-nin-suriye-de-tarihi-sorumlulugu-var.html

Çalıntı çekle 2 bin 600 Euro şekerleme aldı

Çalıntı çekle 2 bin 600 Euro şekerleme aldı


Fransa'da 12 yaşında bir kız çocuğu, komşusuna ait çek defterini çaldıktan sonra 2 bin 600 Euro'luk alışveriş yaptı.




Fransa'nın Bordeaux şehrinde meydana gelen olayda, posta kutusundan çaldığı çek defteriyle tanıdığı pastaneye giden kız çocuğu, 23 çekle hamur işi ve şeker satın aldı. 2 çekle de restoranda yemek yiyen 12 yaşındaki çocuğun, toplam 2 bin 600 Euro'luk çek kullandığı kaydedildi.



Çek defterinin sahibi, defterin kendisine ulaşmaması üzerine bankasını bilgilendirirken, olay çekleri bankadan tahsil etmeye giden pastane görevlisinin çeklerin karşılıksız olduğunu anlaması üzerine ortaya çıktı.



Polis, çek defterinin 12 yaşındaki kız çocuğu tarafından çalındığını saptarken, olayı büyük şaşkınlıkla öğrenen çocuğun ailesinin pastanenin zararını karşılayacağı bildirildi.



http://www.zamanfransa.com/haber/toplum/calinti-cekle-2-bin-600-euro-sekerleme-aldi.html