18 Temmuz 2014 Cuma

AKP’den Zaman muhabirine iftar akreditasyonu

AKP’den Zaman muhabirine iftar akreditasyonu


Zaman Gazetesi Strasbourg muhabiri Mehmet Dinç, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) AKP’nin düzenlediği iftar programından zorla dışarı çıkarıldı.




Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler İttifakı (AECR) ve AKP’nin Strasbourg’daki AP binasındaki ortak iftarındaki skandal karar için Dinç’in davetiyesinin olmaması gerekçe gösterildi.


AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun temaslarını takip eden Dinç, AP’de akredite bir gazeteci olduğunu ve ilk defa böyle bir muameleyle karşılaştığını belirtti. AECR ise Zaman’a yaptığı açıklamada, Dinç’in kendi davetli listelerinde yer almadığını, yemeğin davetiyeli olduğunu ancak Dinç’e yapılan muameleden haberdar olmadıklarını belirtti. Davetiyesiz gazetecilerin de iftara katıldıkları öğrenildi.


Dinç, “İftar programının düzenlendiği Avrupa Parlamentosu’nun restoranına geldim. Kapıda görevli bir bayan karşıladı ve sorunsuz içeri girdim. 3-4 dakika sonra Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) yetkilisi, görevli bayanla görüştükten sonra davetli olmadığım için dışarı çıkmam gerektiğini söyledi. Kendisine Avrupa Parlamentosu’na akreditasyon kartımı gösterdim. İftara sadece davetiye alanların katılabildiğini söyledi. Ancak Çavuşoğlu’nu takip eden ve davetiyesi olmayan diğer Türk meslektaşlarım içeri girdi. Zaten girişte kimseye davetiye sorulmadı. Dışarı çıkarılan tek gazeteciyim.” dedi.


Fotoğrafları da sildirdiler


Ancak AKP’li organizatörlerin ayrımcı muamelesi bununla sınırlı kalmadı. Zaman muhabiri dışarı çıkarıldıktan sonra 2-3 kişi Dinç’in iftar programında çektiği fotoğrafları silmesini istedi. UETD yetkilileri Dinç’e, “Birbirimizi tanıyoruz. Sorun çıkmasın.” ifadelerini kullandı.


Ayrımcılık Avrupa’ya taşındı


İftara Çavuşoğlu’nun yanı sıra adı rüşvetle anılan selefi Egemen Bağış, partinin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ve çok sayıda AKP milletvekili katıldı.


Daha önce de Zaman Gazetesi İngiltere Temsilcisi Kadir Uysaloğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in İngiltere’de katıldığı bir konferansta salondan çıkarılmıştı.


Merkezi Paris’te bulunan uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) dün yaptıkları açıklamada Zaman Gazetesi’ne yönelik baskıların arttığını belirtmişti. RSF Avrupa Masası Direktörü Johann Bihr, birkaç aydır Hizmet Hareketi’ne yakın medyada çalışan gazetecilerin zulme maruz kaldığını söyledi.



http://ift.tt/1jXukZv

Gurbetçiler için havalimanında seçim broşürü dağıtıldı

Gurbetçiler için havalimanında seçim broşürü dağıtıldı


Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Atatürk Havalimanı'nda yurt dışı ve gümrük kapılarında cumhurbaşkanı seçiminde nasıl oy kullanılacağına dair broşür dağıttı. Havalimanının camlarına ve yolcuların yoğun olduğu noktalara bırakılan broşürleri gurbetçiler inceledi. Gurbetçiler, cumhurbaşkanı seçimlerinde konsolosluklarda oy kullanma işleminin büyük kolaylık sağladığını aktardı.



YSK, yurt dışında yaşayan vatandaşlar için havalimanında seçim broşürü dağıttı. Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenler, seçim döneminde Türkiye'de bulunuyorsa YSK tarafından belirlenen kara yolu, havalimanı, liman gümrük kapılarında 26 Temmuz- 10 Ağustos arasında oy kullanabilecek. Seçimin ikinci oylamaya kalması halinde ise 17-24 Ağustos tarihleri arasında oy kullanılabilecek.



Atatürk Havalimanı'nda asılan broşürleri inceleyen Hasan Çalışkan, Avusturya'da nakliye firmasında çalıştığını, cumhurbaşkanlığı seçimlerini duyduğunu söyledi. Havalimanında asılan broşürlerle daha iyi öğrendiğini aktaran Çalışkan, konsolosluklarda oy kullanabilmeleriyle ilgili, "Yurt dışında yaşayan Türkler için güzel bir uygulama. Orada da cumhurbaşkanın kim olduğunu, gönlümüzden geçen isime oy kullanabilmemiz için güzel bir uygulama oldu. Daha güzel bir Türkiye için hayırlısı olur." dedi.



Avusturya'da yaşayan Ali Şen ise "Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti'ne böyle bir hak verdikleri için teşekkür ediyorum. Ne mutlu Türküm diyene. Bize böyle bir fırsat tanıdıkları için çok teşekkür ediyorum. Öncelikle çok büyük kolaylık sağlandı. Yurt dışında yaşayan vatandaşlar için kolaylık sağlandı. Daha önceki seçimlerde buraya gelmem lazımdı. Bu sene imkan verdikleri için çok mutluyuz. Konsolosluk evime yakın gidip oy kullanacağım. Vatandaşlık hakkımı kullanmış olacağım." diye konuştu.



SANDIK KURULACAK ÜLKELER VE OY KULLANMA SÜRELERİ

YSK'nın broşüründe yer alan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı seçiminde sandık kurulacak ülkeler ve oy kullanma süreleri şöyle: Almanya, ABD, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsrail, İsviçre, İtalya, KKTC, Lübnan, Norveç, Romanya, Suudi Arabistan ve Türkmenistan'da 1. tur oylama tarihi 31 Temmuz- 3 Ağustos'ta, seçimin ikinci oylamaya kalması halinde ise 17-20 Ağustos'ta 4 gün süreyle oy kullanabilecek. Kanada, Avustralya ve Rusya'da 1. tur oylama 31 Temmuz - 2 Ağustos'ta seçimin ikinci oylamaya kalması halinde ise 17-19 Ağustos tarihlerinde 3 gün süreyle kullanılabilecek. Bulgaristan ve Kazakistan'da da 1. tur oylama 1-3 Ağustos'ta ikinci oylamaya kalması halinde ise 17-19 Ağustos'ta 3 gün süreyle oy kullanılacak. Avusturya ve Yunanistan'da 1. tur oy kullanma 2-3 Ağustos, seçimin ikinci oylamaya kalması halinde ise 19-20 Ağustos'ta 2 gün süreyle oy kullanılabilecek.



http://ift.tt/1wDPuvY

Paris'te Filistin'e destek eylemi yasaklandı

Paris'te Filistin'e destek eylemi yasaklandı


Fransa'nın başkenti Paris'te Cumartesi günü düzenlenecek Filistin'e destek eylemini yasaklandı.




Paris Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada yarın yapılması planlanan eylem için gerekli güvenlik koşullarının oluşmadığı kaydedildi. Açıklamada, son yaşanan olaylar neticesinde artan tansiyon sonrası kamu düzeninin sağlanamayacağı riski de göz önünde bulundurularak eylemin yasaklandığı belirtildi. Yoğun katılımın olması beklenen gösterinin Barbes ve Opera meydanları arasında gerçekleştirilmesi bekleniyordu.



"İZİN VERİLMESE DE EYLEM YAPILACAK"

Yasak kararının açıklanmasından sonra yarınki eylemi düzenleyecek dernekler ise kararı 'acil' olarak mahkemeye götürdü. İdari Mahkeme'ye başvuran organizatörler, yasağın temel özgürlük haklarına aykırı olduğunu vurguladı.


Grubun avukatı Hosni Maati, İsrail'in Gazze'ye karadan başlattığı operasyon sonrası öfkenin çok büyük olduğunu belirterek, "İzin verilsin ya da verilmesin yarın yüzlerce, binlerce kişi Barnes'te olacak." dedi.


Paris Emniyet Müdürülüğü'nün yasak kararında geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen Filistin'e destek eyleminde çıkan olayların önemli rol oynadığı belirtildi. Pazar günü başkent Paris'te toplanan binlerce gösteri İsrail'in Gazze'ye yönelik gerçekleştirdiği askeri operasyonu protesto etmiş, bir gurup gösterici ise yol üzerinde bulunan iki sinagoga girmeye çalışmıştı. Polisin göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği olay sonrası 6 kişi gözaltına alınmıştı.



http://ift.tt/WhHGVG

Bilir misin nedir Kadir Gecesi?

Bilir misin nedir Kadir Gecesi?


Nihayet âlem-i İslam olarak en kutlu ve mübarek geceyi ihya etme fırsatı yakaladık. Nurların yeryüzüne cömertçe dağıtıldığı gece için Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde ve tek gecelerde arayın.” buyuruyor.




Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’da adı geçen tek ay Ramazan olduğu gibi, tek gece de Kadir Gecesi. Mekke’de nazil olan Kadir Sûresi, ‘bin aydan hayırlı’ olarak tanımlıyor bu mübarek geceyi: “Doğrusu Biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Bilir misin nedir Kadir Gecesi? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece Rab’lerinin izniyle ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner… O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”


Önümüzdeki çarşambayı perşembeye bağlayan gece, Leyle-i Kadr olarak ihya ediliyor İslâm âleminde. Cenab-ı Hakk’ın, “Biz seni ancak âlemlere rahmet olasın diye gönderdik.” diye buyurduğu mübarek Zat’a gönderilen Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı zaman dilimi. Geceye isim olan ‘kadr’ kelimesi değer, kıymet ve ölçü manalarına geldiği gibi, kudretle de münasebeti var.


Orucu, iftarı, sahuru, teravihi, yardımlaşmasıyla gönül dünyamıza eşsiz tatlar bırakan Ramazan, bizlere veda etmeye hazırlanıyor. Başı rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluş olan bu kutlu ayın son on gününü, yaşıyoruz şu sıralar. Kadir Gecesi gibi bin aydan daha hayırlı bir gece de On Bir Ayın Sultanı’nın bu son günlerinde saklı. Allah Teâla Hazretleri, Bakara Sûresi’nin 185. ayetinde şöyle buyuruyor: “Ramazan öyle bir aydır ki, insanlara yol gösteren, doğrunun belgelerini içeren ve doğruyu yanlıştan ayıran Kur’ân o ayda indirilmiştir…” Buna karşın, Kadir Gecesi’nin tam olarak hangi gecede olduğu ise meçhul. O kutlu gecenin, Ramazan ayında, Ramazan ayının son on gecesinde veya son yedi gecesinde, hatta Ramazan’ın tek olan son gecelerinde aranması hususunda rivayetler var. Buna göre Kadir Gecesi, Ramazan’ın yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir. Nebiler Sultanı (sas) Ramazan-ı Şerif’in son on gecede itikâfa girer ve ev halkını da ibadete sevk ederdi. Fecr Sûresi’nin hemen başında, “Fecr’e ve on geceye yemin” ederek başlanması ve itikâfın son on gecede yer alması Kadir Gecesi’nin Ramazan’ın sonunda aranması hususundaki kanaatleri daha da güçlendiriyor.


Fethullah Gülen Hocaefendi ise Kadir Gecesi’ni bütün bir yıl içinde aynı tempoda aranması gerektiğini vurguluyor: “Ramazan ayının 27’sinde Kadir Gecesi’ni arama avamın, son 10 gününde arama havassın, bütün Ramazan boyunca arama havassu’l havassın, bütün sene içinde arama ise mukarrabinin özelliğidir.”


Ameller 30 bin ile çarpılıyor


‘Kutlu zaman dilimlerini içinde barındıran Ramazan’ın son on gününü nasıl değerlendirmeli?’ sorusuna karşılık olarak ilahiyatçı-yazar Cemil Tokpınar, herkesin kendi durumuna göre bir plan yapması gerektiğini söylüyor. İmkânı olanların bu günlerde umreye gitmesi de planlara dahil edilebilir. Zira Efendimiz (sas) “Ramazan ayında umre yapan benimle hac yapmış gibidir.” buyuruyor. “Kul olarak baktığımızda kelimelerle ifade edilmeyecek kadar muhteşem ve muazzam kurtuluş fırsatıdır Kadir Gecesi.” diyor Tokpınar. Ona göre, bir gecenin bin aydan hayırlı olması demek, bir gecenin 30 bin geceden değerli olması demek. Yani bu gece yapılan her salih amelin sevabı 30 binle çarpılıyor.


Mübarek gün ve gecelere çok önceden hazırlanmak gerektiğini söyleyen Cemil Tokpınar, “Bunun için o geceye yorgun, uykusuz veya meşguliyetli girilmemeli. Kadir Gecesi’nde mümkün mertebe seyahat, toplantı, uzun misafirlik gibi durumlardan kaçınmalı. Sabaha kadar istiğfar, Kur’an, namaz, salavat ve dua ile değerlendirilmeli. Ayrıca o gece boş sohbet veya gezmelerle geçirilmemeli. Çünkü kaybedilen her dakikanın değeri 30 bin kat.” diyor.


‘Bin ay’, her geceyi Kadir bilen için


Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim Yüce ise Kadir Gecesi’nin bin aydan daha hayırlı olmasının belli şartlara bağlı olarak tahakkuk edebileceğini söylüyor: “Bu gecenin ‘bin aydan’ hayırlı olması –Allahu a’lem- kesretten kinaye olabilir. Dolayısıyla o geceyi idrak eden herkes için aynı manevi dereceyi ihraz söz konusu olmayabilir. Belki de bu bin ay ve daha fazlası her geceyi Kadir bilenler içindir…” Sadece bu geceyi ihya edenlerin de hissesini alabileceğini belirtiyor: “Ancak her geceyi Kadir bilip ihya edenin nasibdâr olacağı seviye bambaşka olacaktır.”


Bilinen bir şey var ki; Kadir Gecesi ömrümüzün fırsatı. Rahmet ve Şefkat Peygamberi’nden bu konudaki bir başka müjde de şöyle: “Kim Kadir Gecesi’ni faziletine inanarak ve mükâfatını sadece Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahlarının tamamı bağışlanır.”


Bu gece nasıl idrak edilir?


-Kur’ân-ı Kerim anlayarak okunmalı.


-Peygamber Efendimiz’e (sas) salât ü selâmlar getirilmeli.


-Cevşen, Esmaü’l-Hüsna ile evrad ü ezkarda bulunulmalı.


-Kaza, nafile namazlar kılınmalı.


-Tefekkürde bulunulmalı.


-Manevî hayatta diri kalabilmek için dinî içerikli okumalar yapılabilir.


-Geçmişin ve nefsin muhasebesi yapılmalı.


-Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli.


-Peygamber duaları başta olmak üzere mü’min kardeşlerine ismen dualar edilmeli.


-Yakın çevre, akraba ve arkadaşlar arasındaki küslükler ortadan kaldırılmalı.


-Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet yapılabilir.


-Hastalar, yaşlılar ziyaret edilebilir.



http://ift.tt/UeXtTi

Aynur, Kayhan Kalhor ve ünlü çellist Yo-Yo Ma

Aynur, Kayhan Kalhor ve ünlü çellist Yo-Yo Ma


Fransa’da doğup Amerika’da büyüyen Çin asıllı çellist Yo-Yo Ma ve adını tarihi İpek Yolu’ndan alan, Asya ile Avrupa’nın etnik kültürlerini müziğine taşıyan orkestrası Silk Road Ensemble, eylül ayında Zorlu Center PSM’de sahneye çıkacak.




Dünya prömiyerini gerçekleştireceği bestesi eşliğinde, kemençe virtüözü Kayhan Kalhor’un ve Kürtçe müziğin usta yorumcularından Aynur’un konuk olacağı konser, 4 Eylül akşamı saat 21.00’de gerçekleştirilecek. Konserde Silk Road Ensemble’a kemençesi ile eşlik edecek olan Fars, Kürt ve Türk müziği ustası Kalhor’un “Layers of Loneliness” isimli eserini ilk kez İstanbullu müziksevelere çalacak.



http://ift.tt/1yASRqh

Fransa Filistin'e destek eylemlerini yasaklamak için harekete geçti

Fransa Filistin'e destek eylemlerini yasaklamak için harekete geçti


Fransa, İsrail'in karadan saldırı başlattığı Gazze'deki Filistinlilere destek eylemlerini yasaklamak için harekete geçti.




Paris Emniyet Genel Müdürlüğü, Cumartesi günü Paris'te düzenlenecek Gazze'ye destek eyleminin 'kamu düzenini korumak' amacıyla yasaklanabileceğini duyurdu. Yasak kararının henüz verilmediği, konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğü belirtildi.


Fransa Başbakanı Manuel Valls da şiddet olayları ve taşkınlıkların çıkma ihtimaline karşı gösterilerin yasaklanabileceğini doğruladı. İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ile görüşen Valls, Pazar günü Paris'te düzenlenen Filistin'e destek eyleminde bir grup göstericinin iki sinagoga girmeye çalıştığını hatırlatarak, "Bu şiddet eylemleri ve söylemler son derece ciddidir. Bu tarz davranışların karşısında hükümetin kararlı tutumunu sürdürecektir." ifadelerini kullandı.


Fransa Başbakanı Valls, şiddet olaylarının sürmesi halinde gösterilerin yasaklanmasının gündeme geleceğini kaydetti. Valls, göstericilere yönlik çağrısında ise, "Açık olmalıyız, Pazar günü yaşandığı gibi hiçbir ayrımcı slogana izin vermemeliyiz." dedi. Manuel Valls Yahudi Vvtandaşlara yönelik saldırının kabule dilemesinin söz konusu olamayacağının da altını çizdi.


İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ise valilerin teyakkuzda olmalarını istedi ve Paris'te yapılması planlanan Filistin'e destek eyleminin yasaklanmasından yana olduğunu söyledi. Fransız bakan, ülke genelinde Filistin'e destek gösterilerinin yasaklanmasının ise söz konusu olmadığını dile getirdi.


İSRAİL YANLISI DERNEKLERİN TALEBİ

Fransa kamuoyunda Gazze'ye destek eyleminin yasaklanması ile ilgili tartışmalar devam ederken, Le Nouvel Observaeur dergisi, yasak talebinin, İsrail yanlısı derneklerden geldiğini iddia etti. EuroPalestine Derneği'nin sözcüsüne dayandırılan haberde, ''İsrail yanlısı dernekler Filistin'e destek için düzenlenecek tüm eylemleirn yasaklanmasını istiyor." ifadeleri aktarıldı. Yasak kararının alınması halinde de sosyal medyada örgütlenen grupların Cumartesi günü Gazze'ye destek için sokağa ineceği ifade edildi.


Filistin'e destek gösterilerinin yasaklanmasının gündeme geldiği Fransa'da bu çok sık rastlanan bir durum değil.



http://ift.tt/1swNebY

İsrail kara harekatını genişletmeye hazırlanıyor

İsrail kara harekatını genişletmeye hazırlanıyor


10 gündür devam eden ağır İsrail bombardımanları arasında Gazzelilerin bir nebze olsun rahatlamasına yol açan beş saatlik ateşkes kanlı bitti. İsrail saldırılarının kısmen hafiflediği günün gecesinde Gazze’ye yönelik büyük kara operasyonu tankların, denizden atılan füzelerin ve hava saldırılarının da desteğiyle başladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ne yönelil başlattıkları kara operasyonunu ciddi şekilde genişletmeye hazırlandıklarını söyledi.




İsrail’in abluka altında tuttuğu Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 10. gününde de bütün şiddetiyle devam ediyor. İsrail, dünkü 5 saatlik ateşkesin ardından Gazze’ye kara operasyonu başlattığını duyurdu. Gece geç saatlerde başlayan operasyona binlerce asker katıldı. Gazze karadan ağır top atışı, denizden İsrail donanmasının füzeleri ve havadan helikopterlerle destek verilen kara harekâtında yangın yerine döndü.


Filistin'de hastane yetkililerinin basına verdiği bilgide İsrail'in kara harekatında en az 24 kişi hayatını kaybetti. Harekat sırasında 1 İsrail askerinin öldüğü, 2 askerin hafif yaralandığı bildiriliyor. 10. gününe giren İsrail operasyonunda Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısı 260'a yükseldi.


İsrail, kendi vatandaşlarının güvenliğini bahane ederek başlattığı ‘Koruyucu Eşik Operasyonu’nda Gazze’ye 10 günde 2 bin civarında hava saldırısı yaparken, Gazze’den de İsrail’e 1300’den fazla roket fırlatıldı. Büyük çoğunluğu ya İsrail’in ‘Demir Kubbe’ ismi verilen ABD destekli hava savunma sistemi tarafından havada imha edilen ya da yerleşim olmayan boş alanlara düşen bu roketler bir İsraillinin ölmesine neden oldu.


Netanyahu: Kara operasyonunu genişleteceğiz


İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ne yönelik başlattıkları kara operasyonunu ciddi şekilde genişletmeye hazırlandıklarını söyledi. Kabine toplantısı öncesinde açıklama yapan Netanyahu, operasyonun ana amacının İsrail topraklarına açılan tünel tehdidinin ortadan kaldırılması olduğunu dile getirdi. 10 gün devam eden 2 binden fazla hava saldırısıyla bu tehdidi tam olarak ortan kaldıramadıklarını ifade eden Netanyahu, Hamas ve diğer grupların kapasitelerine ciddi zarar veren kadar operasyonun süreceğini kaydetti.


İsrail Ordusu, Gazze içinde tünel arıyor


İsrail Ordusu, Gazze'deki tünelleri aramaya başladı. İsrail Ordusu, Hamas'ın İsraillileri kaçırmak için bölgede çok sayıda tünel açtığını öne sürüyor.



Öte yandan İsrail'in yayınladığı görüntülerde askerlerin tanklar eşliğinde bölgeye girmesi yer alıyor. Gazzelilerin seracılık yaptığı topraklara da çok sayıda tank ve zırhlı araçla girilmiş olduğu ve tünel arama gerekçesiyle bahçelerin kazılarak ürünlerin tahrip edildiği anlaşılıyor.



http://ift.tt/1wDgawE

Bayrama kavuşmanın şükrü: Fitre

Bayrama kavuşmanın şükrü: Fitre


Ramazan, manevi ibadetlerin zirveye çıktığı, maddi ibadetlerin de ziyadeleştiği bir ay. Hanefi mezhebine göre bu ayda fıtır sadakası vermek üzerimize vacip. Peki, verilen sadakaların bize neler kazandırdıklarını biliyor muyuz?




Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan bu kutlu ayın son günlerini, yani en kıymetli zaman dilimlerini yaşıyoruz şu sıralar. Orucu, iftarı, sahuru, teravihi, yardımlaşmasıyla gönlümüze eşsiz tatlar bırakan Ramazan bizlere veda etmeye hazırlanıyor. Bununla beraber yoksulun, yalnızın halinden anlamamız için bizlere birer reçete sunuyor. İslam dini bu noktada yardıma muhtaç kişilere nefsimizden fedakârlık yaparak yardım etmeyi, sadaka vermeyi emrediyor. Nebiler Serveri’nin (sas) sadakanın ömrü uzattığı, kötü ölümden koruduğu, kibri giderdiği noktasındaki beyanları sadakanın ehemmiyetini anlama adına önemli bir ölçü. Ramazan-ı Şerif de ahiretimiz adına büyük kazançlar elde edebileceğimiz bir ay. Zira Allah’ın (cc) bize emrettiği ve Kâinatın Efendisi’nin (sas) tavsiye buyurduğu her şey, bu kutlu zamanda katlanarak dönüyor. Fıtır sadakası ya da halk arasında daha çok bilinen adıyla fitre de Ramazan’ın bereketli ikliminde eda edilen malî bir ibadet.


Fitre, kitaplarda yer alan tarife göre “Ramazan Bayramı’na kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle mükellef oldukları mali bir ibadet.”


Fitre veya fıtır sadakası, Ramazan ayına özel bir sadaka. Hanefi mezhebine göre vacip olan fitre, diğer mezheplerde farz. Belaların def edilmesine vesile bu sadaka, bu mübarek zaman diliminde vermekle mükellef olduğumuz mali bir ibadet. Üzerimize vacip olan fitrenin yükümlülüğü, oruç tutsak da tutmasak da ortadan kalkmıyor. Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından asgari 10 TL olarak belirlenen fitre, bir fakirin bir günlük yemek miktarına göre hesaplanıyor.


Zenginlerin malı fıtır sadakasıyla temizlenir


Fıtır sadakasını, aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı (zenginlik ölçüsü) mala sahip olan herkes vermekle mükellef. Bu malın üzerinden zekâtta olduğu gibi bir yıl geçmesi de şart değil. Bayram namazından hemen önce nisap miktarı mala kavuşan bir kimse fıtır sadakasını vermekle mükellef oluyor. Nisap ölçülerine sahip olmayan fakir Müslümanlar da durumları müsaitse fıtır sadakasını verebilir. Dinimizce böylesi daha faziletli. Peygamber Efendimiz (sas) konuyla ilgili şöyle buyurur: “Allah zenginlerin malını fıtır sadakasıyla temizler. Fakirler ise verdikleri zaman Allah fazlasıyla yerini doldurur.” Bir fitre ancak bir kimseye verilir. Fitre verilirken içten fitre niyetiyle verilmesi kâfi. Fitrenin verilme zamanı, dört mezhebin ortak görüşüne göre, Ramazan Bayramı’nın bir veya iki gün öncesinden bayram namazına kadar. Hanefîler ve Şafiîlerce yaygın görüşe göre ise fıtır sadakası Ramazan ayı içinde de verilebilir. Bayram namazından sonraya kadar verilmemiş olan bir fitre, zimmetten düşmez ve ilk fırsatta kazaen verilmesi gerekir. Fitreyi, herkesin kendisi verebileceği gibi, aile fertleri namına aile reisi de verebilir. Bayram gecesi doğan çocuğun fitresini de aile reisi vermeli.


Yaşlılık ve iyileşme imkânı olmayan hastalık gibi bir özürden dolayı oruç tutamayan kişilerin de tutamadıkları her bir oruç için bir fitre miktarı fidye vermeleri gerekiyor. Fidye veremeyecek kadar durumları müşkül olan kimseler ise Allah’a (cc) iltica ederek afv ve mağfiret dilemeli. Geçici olarak hastalananlar ise fidye veremez, iyileşince oruçlarını kaza eder.



http://ift.tt/1yADnCC

Nerede o Ramazan şairleri?

Nerede o Ramazan şairleri?


Edebiyatımızda önemli bir yer tutan Ramazaniyeler, muhteşem yüzyıldan bu güne oruç ayının nazıma bakan kısmını teşkil ediyor.




Ramazan-ı şerif, oruç ayı. Eskilerin tâbiriyle oruç, vasf-ı mümeyyizi bu zaman diliminin. Senenin kalan aylarından bu surette ayrılıyor. O bu hususiyetiyle kendini maddi hayatın her zerresinde hissettirdiği gibi manevi hayatın da köşe başında ispat-ı vücut etmiş. Hayattan beslenen sanat ehli, hususiyle edipler de dûr olmamış bu manevî atmosferden; kasideler, gazeller, maniler yazılmış ki Ramazan’ın şân-ı âlisinden diller de nasiplensin. Evvela divan şairlerinin kement atıp nazıma çektiği hoş nağmeler, efkar-ı umumiye nezdinde revaç bulunca, şiirlerini Ramazan-ı Şerif’in adıyla müşerref kılanların, bu ayı vesile kılarak yazdıklarına Ramazaniyye denmiş.


Edebiyatımızda Ramazan ayı konu edinilerek söylenmiş kasidelerin teşbib yani bir kasidede övgüye başlamadan önce yapılan takdimine Ramazaniye deniyor. On veya üzerindeki beyitlerle söylenenlerin mevzuu orucun faziletleri, sahur, iftar, tevbe, Kur’an-ı Kerim, kadir Gecesi, bayram gibi konular. İlk Ramazaniyelerin izine XVI. asırda rastlanıyor. Bilhassa XVIII. asırdaki divan şâirlerinin eserlerinde yer bulmuş bu tür şiirler. Daha sonra Sabit, Nazim, Nedîm, Enderunlu Fâzıl, Enderunlu Vâsıf, Şeyh Galip, Sümbülzade Vehbî, Edirneli Kâmî, Koca Râgıp Paşa, muhtevasında Ramazan ve oruç ile ilgili ayet ve hadislerin bulunduğu şiirler kaleme alıyor. Bahusus, “Ramazan’ın cemiyet hayatına etkisi, merasimler, âdetler dile getirilerek yazılan çeşitli nükteler”, o günkü maddi-manevi hayatı edebî bir tarzda bugüne kadar taşımayı bilmiş.


Tecessüm eden bir manevi ruh


Klasik Türk edebiyatında mühim bir mecra edinen Ramazaniyelerde, kutlu ayın her kısmı, alamet-i farikası sayılan oruç, davul, sahur, iftariyelik, açlık gibi mefhumlar edebiyatla pekiştirilmiş. Bu edebi eserlerde evvela, ona kavuşmadan dökülen medhiyelerle geçmiş Ramazanlara bir arzu tasvir edilerek, iştiyak hissi peyda edilmiş. Sultanlar dahî bigâne kalmamış o mah-ı sıyama. Bahtî mahlasıyla yazan Sultan I. Ahmet, Ramazan’ın gelişini yani rüyet-i hilâli şöyle selamlamış: “On bir aydır gideli biz de çekerdik hicran/ Merhaba etti yine bizimle Şehr-i Ramazan.” Yine İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri de gazellerine şerefyab eylemiş onu: “Sâye saldı ehl-i iman üstüne/ Hamdülillah geldi mâh-ı Ramazan/ Doğdu ol nur ehl-i irfan üstüne/ Hamdülillah geldi mâh-ı Ramazan.”


Ramazan’ın diğer bir vasfı ise bu ayda okunan İlahî kelam Kur’an-ı Kerim ve saadet asrından bu yana uzanan bir gelenek olan mukabele. Hz. Resulullah’ın kendisine Cebrail (as) eliyle gelen vahy-i İlahi’yi okumasıyla başlamış olan karşılıklı okuma, şair Sabit’in üslubunda farklı bir yer bulmuş. “Alınır mı Ramazan sofularından mushâf / Rahlenün nevbetini beklemeyince insan.” diyerek dönemde müşahede ettiği bazı davranışları, gayri münasip manzaraları da kaydetmiş şair.


Bu zamanın rahmet ve mağfiret ayı olduğu, bu vesile ile çekilen ‘subhanallah, elhamdülillah’ gibi zikrullah da şiirlerde sıklıkla mevzu bahis oluyor. Niyaz-ı Mısrî, şöyle beyan etmiş meramını Ramazaniyesinde: “Gah tesbih ü senâ vü zikr ile/ Gah tahmid ü dua vü zikr ile/ Can bulurdu mürde diller nur ile/ Hasreta gitti mübarek Ramazan.” Ondaki hicran ve arzu hislerini bir yana koyarken, abid müminlerin bu mübeccel dilimde ibadetlerinde gösterecekleri ufak bir gayretin ne muazzam hasenâta vesile olacağı ise gözden kaçmamış. Zira Efendimiz (sas) hadis-i şeriflerinde buyurduğu üzere, “Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennem’in kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn zincire vurulur.” (Buhari, Savm, 5) ifade-i âliyesinde, müminlerin ibadetlerine bir teşvik ve kolaylık hazır olmuş o ayda. Buna telmihle Enderunlu Vasıf ise beytini şu şekilde söylemiş: “Çileye vesvesesiz girdi kapandı zâhid, / Habs olur tâ Ramazân âhır olunca şeytan.”


Ramazan’a gafil yakalananlar


Diğer taraftan Ramazan’ın o manevî ikliminden nasiplerini alamamışlar da vardır. Hilalin görünmesiyle kesinleşen oruç ayı, tıpkı bugünlerdeki gibi bazı münakaşalara mevzu teşkil ediyormuş: Sabit’in, Baltacı Mehmed Paşa için yazdığı 70 beyitlik Ramazaniyesi tam da bu noktadan başlar: Yevm-i şekk sohbetin sıra sıkarken yârân / Sık boğaz itdi basup sahne-i şehr-i Ramazân” diyerek, Ramazan’ın birden başlaması karşısında yevm-i şekk (şüpheli gün) tartışmalarının o gün de yer aldığını gösteriyor. Hatta, bugün şüpheli gündür yiyelim diyenlerin, Ramazan’ın gelmesiyle sıkıntı hissettikleri aynı şiirde vurgulanıyor. Daha yakın dönem edebi metinlerine baktığımızda Türk edebiyatında yer edinmiş en önemli eserler arasında, şair-i azam Yahya Kemal’in satırlarında rastlamak mümkün. Özellikle şairin Üsküdar Atik Valide Sultan Camii’ne uğrayıp, oruç tutmadığı gündeki iftar arifesini anlatan mısralarında:


“Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün/Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,/ Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri./ Yâ Rab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!/ Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz./ Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı/ Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı”


İstiklâl şairi Mehmed Akif Ersoy ise yine İslam’ın derdiyle dertlidir Ramazaniye’sinde: “Yâ Rab! Şu muazzam Ramazan hürmetine/ Kaldır aradan vahdete hâil ne ise/ Yâ Rab! Şu asırlarca süren tefrikadan/ Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se.”


Elveda ey şehri Ramazan, elveda!


Ve artık Ramazan’a veda başlamıştır. Bu kutlu ayın içine gizlenmiş Leyle-i Kadri Efendimiz’in (sas) buyurduğu gibi son on günde arar ve anar şairler. Âmil Çelebioğlu’nun Ramazannâme’sinden alınan mânilerde övgülere medar olmuş o mergûb gece: “Terk edip hâb-ı gafleti/ Edelim Hakk’a tâati/ Kulun makbulüdür hâceti/ Mübarek Kadir Gecesi”. Sonunda nihayete erişir o kutlu günler, ah ile hasretler dile gelir. Ehl-i dilleri hüzün bağlar o günlerde; nitekim Niyazi Mısrî gibi “Yine firkat nârına yandı cihân/ Hasretâ gitti mübarek Ramazân/ Nûr ile bulmuştu âlem yeni can/ Firkatâ gitti mübârek Ramazân” der ah ü figan eder, Hüdâyî Hazretleri’nin bu meyandaki güftesine sığınırlar: “Ol ey Hüdâyî subh ü şam/ Zikr-i Huda’da ber–devâm/ Meded gitti şehr-i sıyâm/ Elveda ey mâh-ı Ramazan”.


İşte bu günlerin sonu, bayram diyerek müjdelenmiştir. Bir aylık o maddi külfet kalkmıştır müminlerin üzerinden. Günahlarından arınmanın hafifliğiyle bayram, o bayram olur. Nihayet Ramazan davulcuları kapıya dayanır, mânileri patlatırlarmış, kapı açılıverince. “Buna bayram ayı derler/ Bal ile şekerden yerler/ Eskiden âdet olmuş/ Bekçiye bahşiş verirler.” İçeriye giden ev sahip veya sahibesi biraz ağırdan aldı mı başka bir mâni yetişir: “Kedi damdan dama atlar/ Bekçinizin ödü patlar/ Merak etme bekçi baba/ Efendi kesesini yoklar.” Keşke şimdiki davulcular öyle otobüsle toplanıp yabancı şehirlere gitmese de, biz de şöyle demli mânileriyle işinin ehli davulculara gerekli bahşişi kemal-i hürmetle hediye etsek.



http://ift.tt/1yADm1F