26 Eylül 2014 Cuma

Çocuklarınız robotlaşmasın!

Çocuklarınız robotlaşmasın!


Yapılan araştırmalara göre, çocukların 7 yaşına kadar televizyon ya da bilgisayar başında harcadıkları zamanın 1 yıllık zamana eş geldiği belirlendi. Bu süre ise çocukların gelişimi olumsuz engelliyor.




Gelişen teknoloji ile birlikte hayatın bir parçası olan televizyon, internet ve bilgisayar oyunları çocuklar için riskler teşkil ediyor. Televizyon ve bilgisayarın doğru kullanılmaması halinde çocuklarda oluşturduğu zararlarla ilgi yapılan araştırmalara göre en büyük risk, çocukların tembelleşmesi ve gelişimini engellemesi olarak gösteriliyor. Araştırmalarda, 7 yaşına kadar zamanını televizyon ve bilgisayar başında harcayan çocukların kaybettiği zaman ise tam 1 yıl.


Uzmanlara göre , bilgisayar kullanımının olumsuz etkileri çocukların dokularını yetişkinlere göre 10 kat daha fazla etkiliyor. Evde tablet bilgisayar, dizüstü bilgisayarların ve cep telefonlarının yakınlarda yer almamasına dikkat edilmesi gerektiği konusunda dikkatli olunması gerekiyor. Oynadıkları oyun ve izledikleri ile gelişiminde herhangi bir yol kat edemeyen çocukların, beyinlerini robotlaştırarak dışarıdaki hayatı unutabildiklerini belirten uzmanlar, ailelerin çocuklarını zihinsel ve fiziksel gelişimine katkıda bulunacak evde veya dışarıda farklı oyunlar oynamaya teşvik etmeleri gerektiğini belirtiyorlar.



http://ift.tt/1qC6Yoj

Küsmeye izin yok

Küsmeye izin yok


Yıllarca yüz yüze bakmadığımız oluyor küstüklerimizle. “Ne düğününe giderim ne doğumuna!” diyenden tutun “Bugün ölse cenazesine adım atmam.” cümlesini sarf edenlere kadar… Allah Resulü (sas) ilişkilerin bu noktaya gelmemesi adına küslüğe bir sınır koyuyor: Üç gün.




İnsan neden küser eşine dostuna, kardeşine, akrabasına? Hakaret, küfür, miras taksimi, arazi sınırlarının tayini, para kavgası, çıkar çatışması, akraba münasebetleri… Yığınla sebep sıralayabiliriz bu defolu duyguya! Listeye son ayların en popüler küslük sebebi olan siyasî tartışmaları da ekleyelim tabii. Ülke gündeminin gerginliği ilişkilerimize yansıyor değil mi? Akraba ortamında söz dönüp dolaşıp siyasete geliyor, arkadaş muhabbetleri hakarete varan tartışmalarla kirleniyor, sosyal medyada bile bir söz düellosu aldı başını gidiyor. Fikir ayrılıklarından dolayı pireye kızan yorganı da yakıveriyor. Herkes uzun bir küs uykusunda. Gelin görün ki Söz Sultanı (sallallahu aleyhi ve sellem) “Bir Müslüman’a, kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl değildir.” buyuruyor.


Hadiste geçen üç günün çok kısa bir zaman dilimi olduğuna dikkat çeken İlahiyat Profesörü Abdülhakim Yüce, “Bu üç günde akrabalık ve dostluk bağları kopmaz, aksine bazı hataları görmek mümkün olur.” diyor ve ekliyor: “Eğer küslük, haklı sebeplere dayalı değilse üç günü bırakın, kısa bir süre bile küs kalmak caiz değil. Zira Söz Sultanı’nın (aleyhissalatü vesselam) ‘Mümin mümini küserek terk edemez.’ beyanı da söz konusu, ‘Müslüman kardeşine bir sene küs duran kimse, sanki onun kanını dökmüş gibidir.’ hadisi de. Ayrıca Efendimiz üç gün dolmadan veya dolduğu anda selam vererek, konuşarak, bir hediyeyle kapıyı çalarak barışmayı ilk başlatana, daha çok sevap verileceğini müjdeliyor.”


Burada aklımıza Peygamber’in Gülleri Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in birbirine gücenmesi geliyor. Evet, bir gün onlar birbirlerine darılıyor. Çok geçmeden de hiddet anında söyledikleri sözlerden pişman oluyorlar. Ashaptan biri Hz. Hüseyin’e “Sen Hasan’ın küçüğüsün. Gidip özür dilemek sana yakışır.” deyince Hz. Hüseyin “İki kimse arasında uyuşmazlık çıkar da hangi taraf başını eğip öteki tarafla anlaşmaya talip olursa, cennete ondan önce girer.” hadisini nazara veriyor. “Barışmayı ben talep edersem, dedemin emrine karşı gelmiş olmaktan korkarım. Ağabeyim Hasan’ı sevap işlemekte geçmiş olmaktan çekinirim. O yüzden bekliyorum ki, o bana gelsin.” cevabını veriyor. Kardeşinin düşüncesini öğrenen Hz. Hasan, onun yanına koşuyor ve kucaklaşıp barışıyorlar.


Küslük, günahtan bir dağa dönüşebilir

Küsme duygusunun imtihanlarımızdan biri olduğuna değinen Prof. Dr. Yüce’nin ifadesiyle küslük, çoğu zaman başka olumsuz davranışları da beraberinde getirir. Mesela arkadaşına küsen bir insan, sadece küs durmakla kalmaz, bu ruh hâli içinde zamanla o kişi hakkında verip veriştirmeye başlar. Hatta bu durum bazen gıybete, iftiraya kadar gider. Küs durduğu insanın, ayağının kaymasından, kapaklanıp düşmesinden memnun olur. İşin daha da vahim yanı, kişi bütün bu olumsuzlukları irtikâp ederken, nefsinin avukatlığını üstlenip kendisini haklı görme ve gösterme yolunda olduğundan nasıl azim bir günah içinde bulunduğunu fark etmez. Oysaki bütün bunlar Allah nezdinde çok mahzurlu ve ahiret hayatı adına da insanın kayıp gitmesine sebep olacak kötü fiillerden.


Küsme, muhatabın yanlış söz ve davranışlarının yanı sıra dedikodu, sû-i zan, kibir, hased, iftira vb. sebeplerden de meydana gelir. İşte küsmenin bu türü büyük günahtır, zira oturduğu zeminde bir haklılık payı olmadığı gibi tamamıyla günah dağlarına yaslanmıştır. Akraba ve tanıdık kişiler arasında cereyan edebilecek böyle bir küskünlük, farklı duygu ve davranışlara sebebiyet verebilir ve akrabalık bağlarını kopartır.


Tabii günümüzde eşi, dostu, akrabayı aşmış durumda bu darılmalar, gücenmeler. Bir kesim diğer kesime küsüyor. Yüce’ye göre bunun önü alınmazsa (Allah muhafaza) toplumsal kamplaşmalara ve ahlakî dejenerasyonlara sebep olabilir. Kaldı ki bu küsme bütünüyle, yönlendirme, algı oluşturma, dedikodu, sû-i zan, kibir, hased, iftira vb. sebeplere dayanıyor, bırakın üç günü aylar-yıllar sürüyor. Bu da toplumu ayakta tutan gücün dağılmasına sebep oluyor. Nitekim Efendimiz, sosyal hayatın yara almaması için haklı sebeplere dayalı olan bu küsme sürecini, Buhari’de nakledilen hadislerinde, üç günle sınırlı tutuyor.


Farklılıklar küsme sebebi değil

Farklı dünya görüşüne sahip insanlar arasında ve özellikle bunun siyasî görüşlere yansıması noktasında kırgınlıklar yaşanıyor. Siyasî âlemdeki tavırları, makam, mansıp ve ikbal hesapları daha bir tetikliyor. Öyle ki, muhalifini yıpratma adına, söylenmemesi gereken sözler söyleniyor, hilaf-ı vaki beyanlara giriliyor. Fethullah Gülen Hocaefendi, Kırık Testi’de makam-mansıp arzusuyla hareket edilmediği takdirde, insanlığa hizmet adına herkesin vazife yapabileceği bir saha olduğunu, herkesin koşabileceği bir kulvar bulunduğunu dile getiriyor. Hocaefendi’nin ifadesiyle, bir toplumun mensubu olarak hepimiz, bu toplumun menfaat ve maslahatı adına, farklı kulvarda olsa da netice itibarıyla aynı istikamete yönelip her zaman el ele olabilir, omuz omuza verebilir ve aynı hedefe doğru koşabiliriz. Bu koşuda rekabet hissi ve ‘falanları geçelim’ mülâhazası da olmaz/olmaması gerekir. Belki cereyan eden bu yarış, ‘bu güzelliklerden ben de geri kalmayayım, en azından ben de koşturan şu insanlar kadar bir performans sergileyeyim’ mülâhazasına bağlı olmalıdır. Dolayısıyla yol böyle geniş olunca burada sürtünme, kırılma, küsme de olmaz.


Küsme bir metot olarak kullanılabilir

Yüce’nin dediği gibi küsmek, fıtratımızda olan onlarca duygudan biri ve bizim imtihanımız. İnsan, iman ve iradesiyle bu duyguyu dizginleyerek, onu tadil ederek, yaratıldığı amaca uygun kullanarak ahlakî açıdan olgunlaşır ve Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir rampa gibi kullanır. Ancak sabredilmeyecek, izah etmekle izale edilmeyecek ve affedilmeyecek bir durum varsa tadında kalmak şartıyla o yakın akrabaya veya dosta gönül konulabilir.


Karşımızdakini hayırlı bir yöne kanalize edecek yumuşak bir nazlanma makbul olabilir ve mecazî küsme kategorisi içinde değerlendirilir. Bir babanın oğluna, “Sen kumar oynamayı bırakıncaya kadar seninle konuşmayacağım.” demesi, terbiyeye dayanan bir hadise mesela ve bu, mecazî bir küsme. Ancak-anne babaya karşı küsmenin mecazîsi bile kullanılmamalı. Çok ciddi hususlar olsa bile ebeveynin gönlü hoş tutulmalı.


Görmeme, duymama, sabretme, affetme veya izah edip şüpheyi giderme küslüğü giderebilir. Ancak bu işin asıl panzehri arabuluculuk. Yüce Allah, “Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin…” (Hucurat, 10.), “Allah’tan korkun, (iyilik ve adaletle) aranızı düzeltin.” (Enfal, 1.) buyuruyor. Tefsir bilgini İbn Abbas, ayetleri “Bu, Allah’tan korkmaları ve aralarını düzeltmeleri için Allah’ın müminleri bir sıkıştırmasıdır.” şeklinde tefsir ediyor. Buradan anlaşıldığı üzere küs kalmaya da izin yok, küslükleri seyretmeye de…


Dargınları barıştırma nafile ibadetten daha faziletli

Allah Resulü de dargınları barıştırmanın nafile oruçtan, namazdan ve sadakadan daha faziletli bir ibadet olduğunu bildiriyor: “Dikkat ediniz! Size nafile oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha faziletli bir ibadet haber veriyorum: Müminlerin arasını bulmak ve onları barıştırmak. Buğz ve kinden uzak durun. Çünkü o, dinde iyilik adına bir şey bırakmaz.”


Tüm bunlardan yola çıkan Abdülhakim Yüce’ye göre, bir insanın küsebileceği yerde küsmemesi ona ibadet sevabı kazandırır. Çünkü barışmaya yanaşan kimse nefsiyle yaka paça olur, iç tuğyanlarına ve taşkınlıklarına karşı başkaldırır, iradesinin hakkını verir. Hazreti Pîr’in üçlü sabır tasnifini hatırlayacak olursak, bunlardan bir tanesi de bela ve musibetlere karşı dişini sıkıp sabretmektir. İşte böyle bir mevzuda sabretme, bir yönüyle bu kategoriye gireceğinden insana ibadet sevabı kazandıracağı rahatlıkla söylenebilir.


Küsmeyi gerektirecek elli türlü sebeple karşı karşıya kalabiliriz. Fakat biz bütün bunları birer musibet olarak görüp onlara karşı dişimizi sıkıp sabretmesini bilmeliyiz. Bize küsseler bile biz küsmemeli; incitseler bile biz başkasını incitmemeliyiz.



http://ift.tt/1Bfh8Sa

'IŞİD, Paris ve New York metrosuna saldırı planlıyor'

'IŞİD, Paris ve New York metrosuna saldırı planlıyor'


Irak Başbakanı Haydar El Abadi, selefi radikal örgüt IŞİD'in, Paris ve New York şehir metrolarına saldırı planladığını iddia etti.




Irak Başbakanı Haydar El Abadi, Irak gizli istihbarat servisinin yakaladığı bir IŞİD militanının ifadelerine dayandırdığı açıklamasında, terör örgütünün New York ile Paris metrolarına saldırı planladığını söylediğini öne sürdü.


Beyaz Saray'dan bir yetkili, çarşamba günü ABD Başkanı Barack Obama ile Irak Başbakanı Abadi'nin görüştüğünü hatırlatarak, böyle bir saldırı olacağına dair kendilerine hiç kimsenin bir bilgi vermediğini açıkladı.


AP Haber Ajansı'nın geçtiği habere göre, Fransız hükümeti de, herhangi bir saldırı planı olduğuna dair bilgi sahibi olmadıklarını duyurdu.


Abadi, ileri sürdüğü terör saldırısının, IŞİD'e katılan yabancı yani Fransız ve ABD vatandaşı militanları tarafından yapılacağını savundu. Bağdat'da bugün bazı IŞİD militanlarının tutuklandığını belirten Abadi, ''Irak'ın içinde olan bağlantıları sayesinde Paris ve New York metrolarına saldırı yapacaklarına dair rapor aldım. Saldırıyı yapacaklar Iraklı değil. Bunların bazıları Fransız, bazıları ise Amerikalı ama bu kimseler Irak'ta şu an'' dedi.


BM Genel Kurul çalışmaları için geldiği New York'ta açıklama yapan Abadi, saldırıların ne zaman yapılacağına dair bir bilgisinin olmadığını söyledi. Abadi ayrıca, saldırı planının deşifre edilmesinden sonra iptal edilip edilmediği sorusuna da, ''Bu bir bağdır. Henüz bu bağın dağıldığını düşünmüyorum'' diye cevap verdi.



http://ift.tt/YhTbgm

Amerika, vatandaşlarını uyardı: Türkiye’de terör saldırısı olabilir

Amerika, vatandaşlarını uyardı: Türkiye’de terör saldırısı olabilir


ABD, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarını muhtemel terörist saldırılarına karşı uyardı. Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada terör eylemlerinin “yerli” ya da “sınır aşan” güçler tarafından organize edilebileceği belirtildi.




ABD, Türkiye’de bulunan vatandaşlarını Türkiye’de gerçekleşebilecek terör saldırılarına karşı dikkatli olmaları için ikaz etti. Ülkenin Ankara Büyükelçiliği’nin resmi internet sayfasında yayınlanan mesajda “ABD vatandaşı ve çıkarlarına yönelik terörist saldırı ihtimalinin yüksek seyrettiği” hatırlatıldı. Muhtemel saldırıların “sınır aşan” unsurlar kadar “yerel gruplar”ca da yapılabileceği belirtildi.


ABD’nin başını çektiği koalisyon güçleri Irak ve Suriye’de radikal IŞİD örgütü hedeflerine hava saldırılarını sürdürüyor. Örgütle karadan mücadele de Irak ordusu, Kürt peşmerge birlikleri ve “ılımlı” Suriyeli muhalif güçler aracılığıyla yapılıyor. IŞİD ise müttefik ülkelere karşı intikam yeminleri ederken bir yandan da elindeki Batılı rehineleri infaz ederek misilleme yapıyor. Gelişmeler, IŞİD’in etkinlik gösterdiği Irak ve Suriye’ye komşu Türkiye’deki ABD diplomatik temsilciliğini de teyakkuza geçirdi. Büyükelçilik önceki akşam yayınladığı mesajında, ABD vatandaşlarına özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerinde “ekstra dikkatli” olmalarını öğütledi. “Yeni özellikli bir tehdit bilgisi”nin bulunmadığı ancak ABD vatandaşlarına “üst düzey teyakkuzda kalmaları ve güvenlik bilinçlerini artırmak için gerekli adımları atmalarının hatırlatıldığı”nı kaydetti. Geçen yıl 1 Şubat’ta büyükelçilik girişinde intihar bombacısı kullanılarak yapılan terör eyleminde saldırganla birlikte bir Türk güvenlik görevlisi hayatını kaybetmişti.


Avrupa da ‘dikkat’ demişti


Önceki gün de çeşitli Avrupa ülkeleri Türkiye’de yaşayan ya da Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşları için güvenlik uyarılarında bulunmuştu. Fransa, İngiltere, Polonya, Belçika ve İsviçre buna Irak ve Suriye’de devam eden IŞİD operasyonlarını gerekçe göstermişlerdi.


Fransa, başta Hatay olmak üzere, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak kentlerine gidilmemesi tavsiyesinde bulundu; İstanbul’da Taksim ile Ankara’da Kızılay olmak üzere gösteri düzenlenen yerlerden kaçınılmasını tavsiye etti. İngiltere de, başta Şanlıurfa’nın Akçakale ve Ceylanpınar ilçeleri olmak üzere, Suriye sınırından Türkiye’nin içine doğru 10 kilometrelik alandan “kaçınılması” gerektiğini belirtti. Ayrıca mecbur kalınmadıkça Hakkâri, Şırnak, Siirt ve Tunceli’ye de gidilmemesini öğütledi. Daha az detay vermekle birlikte, Polonya, Belçika ve İsviçre’nin vatandaşları için yayımladığı mesajlarda da benzer uyarılar yer aldı.



http://ift.tt/YhT7x4

IŞİD tehdidindeki Fransa’da kırmızı alarm

IŞİD tehdidindeki Fransa’da kırmızı alarm


Fransa vatandaşı Herve Gourdel'in Cezayir'de IŞİD'e bağlı Halifenin Askerleri adlı örgüt tarafından kaçırılıp öldürülmesinden sonra Fransa'da güvenlik önlemleri artırıldı.




Elysee'de Cumhurbaşkanı François Hollande başkanlığında gerçekleştirilen Savunma Konseyi toplantısı sonrası yapılan açıklamada, Fransa genelinde güvenlik önlemlerinin artırıldığı duyuruldu. Açıklamada kamu kurumları ve toplu taşıma araçlarında terör riskine karşı önlemlerin artırıldığı belirtildi. Ulusal Meclis'te kabul edilen yeni terörle mücadele yasasının da yabancı savaşçılara karşı etkin mücadele imkanı sunduğu aktarıldı.


Irak'ta IŞİD hedeflerine yönelik gerçekleştirilen hava saldırısı sonrası örgütün tehdit ettiği ülkeler arasında yer alan Fransa'da yeni güvenlik önlemleriyle ilgili de bilgi verildi. Buna göre havaalanları, tren garları ve şehir merkezlerinde güvenlik önlemleri artırılırken, terör hedefleri arasında yer alabilecek kamu kurumları yakınına araba parkının da yasaklandığı belirtildi.

Hafta başında Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın vatandaşlarını dikkatli olma noktasında uyardığı ülke sayısının da 30'dan 40'a yükseltildiğine dikkat çekildi. Türkiye'nin de yer aldığı listeye yeni eklenen ülkelerin ise Asya kıtasında yer alan Müslüman ülkeler olduğu kaydedildi.


GOURDEL İÇİN 3 GÜNLÜK YAS İLAN EDİLDİ

Bu arada Herve Gourdel için Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri tüm kamu kuruluşlarında bayrakların yarıya indirileceği belirtildi. Elysee'den yapılan açıklamada barbarca katledilen vatandaşımız Herve Gourdel için ülke genelinde 3 günlük yas ilan edilmiştir.''denildi. Açıklamada bu suçun asla cezasız kalmayacağı ifade edildi.



http://ift.tt/YhT6t4

25 Eylül 2014 Perşembe

Fransalı Müslümanlar IŞİD terörüne karşı sokağa iniyor

Fransalı Müslümanlar IŞİD terörüne karşı sokağa iniyor


Fransız turist Herve Gourdel'in IŞİD'le bağlantılı Halife'nin Askerleri tarafından Cezayir'de kaçırılıp öldürülmesine Fransa'da yaşayan Müslümanlar sert tepki gösterdi. Fransa'da aralarında Senato Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Cezayir asıllı Bariza Khiari'nin de olduğu 20 Müslüman isim IŞİD terörünü kınayan açıklama yayınladı.




Fransa İslam Konseyi (CFCM) Başkanı Dalil Boubakeur ise yarın cuma namazından sonra Paris Büyük Camii önünde IŞİD terörüne karşı eylem çağrısı yaptı. Boubakeur, Fransa'da yaşayan Müslümanları Gourdel'in anısına yarın Paris Cami önünde toplanmaya davet etti. CFCM Başkanı, İslam'la hiçbir ilgisi olmayan sapık bir inanış uğruna kana susamış teröristlerin işlediği katliamları kınadığını aktardı.


Paris Büyük Camii'nden yapılan açıklamada da IŞİD'in barbarca eylemleri ve terörünün kınanacağı kaydedildi. Tüm Fransa'daki Müslümanlar ve dostları da İslam adına işlendiği belirtilen bu terör eylemlerini kınamaya davet edildi. İslamofobi karşı Ulusal Gözlemevi Başkanı Abdallah Zekri ise ne İslam ne de diğer dinlerle ilgisi olan bu katillere karşı büyük öfke duyduğunu ifade etti.


Aralarında Senato Başkan Yardımcısı Bariza Khiari'nin de bulunduğu öne çıkan 20 Müslüman isim yayınladıkları bir bildiriyle Herve Gourdel'in öldürülmesini sert şekilde kınadı. Mesajda, "Fransalı Müslümanlar olarak bizim adımıza konuştuğunu iddia eden bu vahşi varlıkları şiddetle kınıyoruz." ifadelerine yer verildi. Açıklamada barış dini olan gerçek İslam'ı temsilde bütün Müslümanlara görevler düştüğü de vurgulanırken, Müslümanlar İŞID terörünü kınamaya davet edildi.



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/yasam/fransali-muslumanlar-isid-terorune-karsi-sokaga-iniyor.html

Kurban Bayramı’nda çocukların psikolojisine dikkat!

Kurban Bayramı’nda çocukların psikolojisine dikkat!


Bayramlar yediden yetmişe her yaştan insan için mutluluk ve beraberlik demek.




Özellikle Kurban Bayramı’nda çocukların mutluluğunu hüzne dönüştürmemek için kurbanlıklar ile çocukların kurduğu duygusal bağa dikkat etmek gerekiyor. Reem Nöropsikiyatri Merkezi Kurucusu Dr. Mehmet Yavuz, dini vecibelerin yerine getirildiği sırada çocukların psikolojisinin de dikkate alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Apartman önlerinde, evlerin bahçelerinde, sokak aralarında ve çocukların görebileceği yerlerde yapılan kurbanlık kesimlerinin çocukların psikolojisine zarar verdiğini söyleyen Yavuz, “Hayvanın gözlerinin ve ayaklarının bağlanarak çaresiz bırakılması, çocuklarda duygusal yönden çöküntüye neden olabilir. Tersi bir etki de yaratabilecek bu durum sonucunda çocuklarda saldırgan tavırlar uyanabilir ve bu durum, çocukların başka hayvanlara zarar vermesine neden olabilir.” diyor. Bu durumun çocuklarda et yememeye sebep olabileceğini de belirten Yavuz, “Kurban kesimine şahit olan çocukların uyku düzenleri bozulabilir, kâbuslar görebilir ve hayvanlara karşı görüşleri tamamen değişebilir. Çocuklara özellikle bayram haftası süresince haber bültenleri de seyrettirilmemeli.” uyarılarında bulunuyor. Mehmet Yavuz şunları öneriyor: “Kurban kanı kesinlikle çocuğun alnına sürülmemeli. Çocuklar kurban kesim yerlerinden uzak tutulmalı, çocukların bulunduğu ortamlarda kurban kesimi yapılmamalı. ‘Yenisini alırız’, ‘Bu dini bir görev’, ‘Allah böyle istedi’, ‘O seçilmiş bir hayvandı’ gibi açıklamalar çocukların anlayacağı şeyler değildir.”



http://ift.tt/Y8RTns

Fethullah Gülen Hocaefendi: Herkes karakterinin gereğini sergiliyor

Fethullah Gülen Hocaefendi: Herkes karakterinin gereğini sergiliyor


Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, “Mazlumlara Düşen Vazifeler” konulu yeni sohbeti Herkul.org’da yayınlandı. 418.Nağme'de hizmet gönüllülerinin, maruz kaldığı zulümler karşısında nasıl davranmaları gerektiğini anlatan Hocaefendi, camia ile irtibatlandırıp gözaltına alınan ya da tutuklanan emniyet görevlilerinin vakur duruşlarına değindi.




http://ift.tt/1mXOiVr

Türkiye-Fransa hattında şaşırtan ‘terör’ kargaşası

Türkiye-Fransa hattında şaşırtan ‘terör’ kargaşası


Türkiye’de yasal oturma haklarını ihlal ettikleri için gözaltına alınarak sınır dışı edilen üç terör şüphelisi Fransız vatandaşı, Fransız polisine haber verilen Paris yerine Marsilya’ya gönderilince serbest kaldı. Ancak şüpheliler daha sonra kendileri polise teslim oldu.




Fransız İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamadaki iddialara göre, üç haftadır Türkiye’de idari gözetim altında tutulan Imad Cibali, Gazel Maurize ve Abdülvahhab el Bağdadi’nin, Türk polisi tarafından İstanbul’dan Paris’e gelen uçakla sınır dışı edilmesi planlandı. Ancak pilotlar, şüphelileri gerekli sınır dışı belgeleri olmadığı için uçağa almadı. Bunun üzerine üç şüpheli Fransa’ya giden bir sonraki uçağa bindirildi. Ne var ki bu uçak başkent Paris’e değil yaklaşık 800 km güneydeki Marsilya’ya gidiyordu. Fransız polisine ise bu değişiklik ancak uçak iniş yaptıktan sonra haber verildi. Marsilya’ya gelen şüpheliler de polislerin kendilerini Paris’te bekliyor olmasından faydalanarak hiçbir engele takılmadan pasaport kontrolünden geçti. Saatler sonra ise gittikleri bir polis merkezine teslim oldular. Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian olayın, Türk mercileriyle iyi bir iletişimin kurulamamasından kaynaklandığını söyledi.


Fransız basını, ülke iç istihbarat birimi (DGSI) tarafından uzun süredir takip edilen üç şüphelinin Suriye’de buldukları ortamın kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını, ağustos ayında Türk polisine teslim olarak Fransa’ya iade edilmeyi istediklerini yazdı.



http://ift.tt/1mXOfZS

24 Eylül 2014 Çarşamba

Hollande: Vatandaşımız zalimce katledildi

Hollande: Vatandaşımız zalimce katledildi


Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Cezayir'de kaçırılan Fransız vatandaşı Herve Pierre Gourdel'in öldürüldüğünü doğruladı.




Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları için New York'ta bulunan François Hollande, Gourdel'in 'korkakça ve zalimce' katledildiğini söyledi. Hollande, "Vatandaşımız iğrenç saldırının kurbanı oldu. Bu suçu işleyenler cezalandırılacaktır. Bu saldırganlık kararlılığımı daha fazla güçlendirdi." ifadelerini kullandı.


Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, IŞİD'in Irak'ta ve Suriye'de katliamlar yaptığını belirterek, "Evet Fransa bu gruba karşı seferber olmuştur." dedi. François Hollande, Fransa'nın teröre karşı savaşının her yerde devam edeceğini, IŞİD'e karşı hava saldırılarının gerekli görüldüğü her an yeniden gerçekleştirileceğini vurguladı. Hollande, son olarak yarın Elysee'de Savunma Konseyi'ni toplayacağını duyurdu.


Bu arada Paris Savcılığı tarafından Herve Pierre Gourdel'in Cezayir'de kaçırılıp öldürülmesi ile ilgili soruşturma açıldığı belirtildi.


Fransa İslam Konseyi'nden (CFCM) yapılan açıklamada ise Gourdel'in infaz edilmiş olmasının kendilerini dehşete düşürdüğüne vurgu yapıldı. CFCM yetkilisi Abdallah Zekri ne İslam ne de diğer dinlerle hiçbir ilgisi bulunmayan IŞİD örgütünün bu katillerine karşı büyük öfke duyduğunu ifade etti.


Fransız medyası akşam saatlerinde Cezayir'de kaçırılan Fransız turist Herve Pierre Gourdel'in öldürüldüğünü duyurmuştu. İnternette yer alan 'Fransız hükümetine kanlı mesaj' başlıklı videoda da Gourel'in katledildiği görüntülere yer verilmişti.


55 yaşında 2 çocuk babası Herve Pierre Gourdel Pazar günü, Cezayir'in doğusundaki Tizi Ouzou bölgesinde dağ yürüyüşü yaptığı sırada kaçırılmıştı. Daha sonra internette yayınlanan bir videoda Gourdel'in IŞİD'e bağlı Halife'nin Askerleri isimli örgüt tarafından kaçırıldığı belirtimişti. Fransa Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de gerçekliğini doğruladığı videoda teröristler, Fransa'nın, IŞİD hedeflerine yönelik yeni bir hava saldırısında Fransız turistin öldürüleceği tehditinde bulunmuştu.



http://ift.tt/Y8btjW

Cezayir'de kaçırılan Fransız turist öldürüldü

Cezayir'de kaçırılan Fransız turist öldürüldü


Pazar günü Cezayir'de kaçırıldığı belirtilen Fransız vatandaşı Herve Pierre Gourdel'in öldürüldüğü açıklandı. Fransız medyasında yer alan habere göre, internette yer alan 'Fransız hükümetine kanlı mesaj' başlıklı viedoda Gourel'in katledilmesi ile ilgili görüntüler yer aldı. Fransız makamlarından ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı.




Pazartesi günü Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Cezayir'de Fransız vatandaşı bir turistin kaçırıldığı duyurulmuştu. 55 yaşında Herve Pierre Gourdel isimli turistin, Cezayir'in doğusundaki Tizi Ouzou bölgesinde dağ yürüyüşü yaptığı sırada kaçırıldığı belirtilmişti.



Daha sonra internette yayınlanan bir videoda Gourdel'in kendilerine Halife'nin Askerleri ismini veren IŞİD'e bağlı bir örgüt tarafından kaçırıldığı duyurulmuştu. Fransa Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de gerçekliğini doğruladığı videoda teröristler, Fransa'nın, IŞİD hedeflerine yönelik yeni bir hava saldırısında Fransız turistin öldürüleceği tehditinde bulunmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ise Fransa'nın hiçbir terörist grubun şantajına boyun eğmeyeceğini vurgulamıştı.



http://ift.tt/1xlxEm3

Fransa'dan vatandaşlarına Türkiye uyarısı

Fransa'dan vatandaşlarına Türkiye uyarısı


Fransa Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'de yaşayan Fransız vatandaşları ve Türkiye'ye seyahat edecek Fransızları daha dikkatli olmaları noktasında uyardı.




Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklamada, koalisyon ülkelerinin IŞİD'e yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları hatırlatılarak Fransız vatandaşlarının daha dikkatli olmaları istendi. Fransız konsolosluklarına kayıtlarını yaptırmayan Türkiye'de oturan Fransız vatandaşlarının kayıtlarını bir an önce gerçekleştirmeleri çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Türkiye'ye gidecek Fransız vatandaşlarına da Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesindeki özel bölüme, Türkiye'ye gittiklerine dair kayıt yaptırmaları tavsiyesinde bulunuldu.


Açıklamada, Türkiye'nin bulunduğu bölgenin hassas durumuna dikkat çekilirken terör saldırı riskinin de bulunduğuna hatırlatıldı. Bakanlık, Fransız vatandaşlarının Türkiye içerisinde yapacakları seyahatlerde dikkatli olmaları ve kalabalıklardan uzak durmaları uyarısında bulundu. Açıklamada, Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırı ile tüm Hatay bölgesine gidilmesinin tavsiye edilmediği belirtildi.


Ayrıca Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, 30 Fransa büyükelçisinden, ülkelerinde yaşayan veye bu ülkelere seyahat edecek Fransızları terör riskine karşı daha dikkatli olmaları noktasında uyarmalarını istedi.


İngiltere, Polonya, Belçika ve İsviçre de son gelişmelerin ardından vatandaşlarına Türkiye seyahatiyle ilgili bilgilendirme ve uyarılarda bulundu.



http://ift.tt/Y8brIS

Fransa Başbakanı Valls: Esed IŞİD'e karşı müttefik olamaz

Fransa Başbakanı Valls: Esed IŞİD'e karşı müttefik olamaz


Fransa Başbakanı Manuel Valls, Suriye'ye uluslararası toplumun daha önce müdahalede bulunması durumunda şu anki durumla karşı karşıya kalınmayacağını söyledi.




Mecliste, Fransa'nın Irak'ta IŞİD hedeflerine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısı ile ilgili milletvekillerini bilgilendiren Valls, "Biz müttefiklerimize sivil ve askeri destek sağlama konusunda kararlıyız. Ama Beşşar Esed, IŞİD'e karşı mücadelede bir müttefik olamaz." ifadelerini kullandı.


Fransa Başbakanı Valls, IŞİD'in sadece Irak için değil Fransa ve Avrupa için de tehdit oluşturduğunu vurguladı. Manuel Valls, Fransa'nın önce insani yardım, daha sonra ise silah göndererek Irak halkına destek verdiğini belirtti. Son olarak da Irak'taki IŞİD hedeflerine yönelik Fransa'nın hava saldırısı düzenlediğine dikkat çeken Manuel Valls, Fransa'nın bu ülkeye yönelik kara harekatına ise girişmeyeceğini yineledi. Fransa Başbakanı Valls, teröre karşı savaşın Avrupa'nın ortak stratejisi olduğunu hatırlattı. Fransa'da yakını bulunan Iraklı mültecileri ülkelerinde ağırladıklarına da dikkat çekti.


Manuel Valls, Fransa'nın İslam ve aşırı unsurlarla ilgili ayrımı da iyi yaptığını vurguladı ve Fransa topraklarında bazı radikal grupların varlığını sürdürdüğünü bunun büyük tehdit oluşturduğunu aktardı.


Manuel Valls, Suriye ve Irak'taki savaşa müdahil olan Fransız vatandaşı sayısının da bin kişi olduğunu açıkladı. Bunların 36'sının bu bölgede hayatını kaybettiğini, 189'unun ise Suriye'den Fransa'ya geri döndüğünü belirtti.



http://ift.tt/1xlxBGU

Fransa'da pilotların grevinde belirsizlik sürüyor

Fransa'da pilotların grevinde belirsizlik sürüyor


Fransa'da ulusal havayolu şirketi Air France pilotlarının 10 gündür süren grevi, hükümete geri adım attırdı. Başbakan Manuel Valls ve Ulaştırma Bakanı Alain Vidalies, şirketin bünyesinde oluşturulan ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia projesinin geri çekildiğini duyurdu.




Hükümetin açıklamalarına rağmen Air France cephesi ise projenin geri çekildiği kararını doğrulamadı. Şirketten yapılan açıklamada, projenin sadece daha fazla diyalog yolunun açılması için askıya alındığı aktarıldı. Air France pilotlarının üye olduğu sendikalarla yapılan görüşmelerin seyrinin, projeyi iptal etmek için henüz yeterli olmadığı savunuldu.


Bu arada hükümet ile Air France arasındaki bu görüş ayrılığı sonrası pilotlar grevlerine yarın da devam etme kararı aldı. Air France'dan yapılan açıklamada, yarın uçakların sadece yüzde 47'sinin normal seferlerini gerçekleştireceği belirtildi. Bugün yüzde 52 olan greve katılan pilot oranının ise yarın yüzde 62'ye çıkacağı belirtildi. Air France pilotlarının çoğunluğunun üye olduğu SNPL AF Alpa Sendikası'ndan yapılan açıklamada da grevin 30 Eylül'e kadar uzatıldığı belirtildi.


Grev, Air France pilotlarının şirketin ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia'ya ağırlık vermek istemesi üzerine başlamıştı. Air France pilotlarının üye olduğu üç sendika, şirketin düşük maliyetli havayolu şirketleri ile rekabet etme planının pilotları mağdur edeceğini kaydetmişti. Daha önce şirketin CEO'su Alexandre de Juniac'ın projenin Aralık ayına kadar askıya alındığını açıklaması da grevi bitirmeye yetmemiş, pilotlar, şirketin Transavia projesinden tamamen vazgeçmesini talep etmişti.


1998'den beri gerçekleştirilen en uzun havayolu grevinin şirkete günlük maliyetinin ise yaklaşık 20 milyon Euro'yu bulduğu belirtilmişti.



http://ift.tt/1B6SZwZ

Sarkozy hakkındaki soruşturma askıya alındı

Sarkozy hakkındaki soruşturma askıya alındı


Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında açılan yolsuzluk soruşturması askıya alındı.




AFP'nin yargı kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Paris Temyiz Mahkemesi'nin eski cumhurbaşkanı hakkında, nüfuzunu kötüye kullanma ve soruşturmanın gizliliğini ihlal suçlamasıyla açılan davayı askıya aldığı belirtildi.


Mahkemenin, Nicolas Sarkozy ve avukatı Thierry Herzog'un, haklarında yürütülen yolsuzluk soruşturmasının düşmesi talebini değerlendirdiği belirtildi. Paris Temyiz Mahkemesi'nin davanın düşmesi ile ilgili kararını açıkmasının birkaç ay alabileceği aktarıldı.


Fransız medyasında yer alan haberde ise bu kararın Nicolas Sarkozy'nin yargılandığı davanın sonuçlandığı anlamına gelmediği belirtildi. Mahkemenin soruşturmayı askıya almasının ardından iki senaryonun ortaya çıktığı vurgulandı. Mahkemenin, Sarkozy ve avukatının haklarındaki davanın düşmesi talebine olumlu yanıt vermesi durumunda eski cumhurbaşkanının yargılanmaktan kurtulacağı aktarıldı. Bu talebin geri çevirilmesi halinde ise savcılar Claire Thepaut ve Patricia Simon'un yürüttükleri soruşturmaya kaldıkları yerden yerden devam edecekleri ifade edildi.


Mahkemenin yürütülen soruşturmayı askıya alması, Fransa'da çok nadir görülen bir durum 2007'den beri sadece 12 dava için mahkemenin böyle bir yönteme başvurduğu aktarıldı.


Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, geçtiğimiz günlerde aktif siyasete geri döneceğini açıklamıştı.



http://ift.tt/1vgwQuo

Tükiye'nin Fransa'ya iade ettiği 3 terör şüphelisi ülkeyi karıştırdı

Tükiye'nin Fransa'ya iade ettiği 3 terör şüphelisi ülkeyi karıştırdı


Türkiye'nin Fransa'ya iade ettiği ve Fransa İç İstihbarat Birimi (DGSI) tarafından uzun süredir takip edildiği belirtilen 3 terör şüphelisinin Marsilya Havaalanı'ndan hiçbir engele takılmadan Fransa'ya giriş yapmasının yankıları sürüyor.




Muhalefet partileri hükümeti amatörlükle suçlarken konuyla ilgili derhal soruşturma açılması çağrısında bulundu.


Ana muhalefet partisi Halk Hareket Birliği (UMP) Genel Başkan Adayı Bruno Le Maire, meselenin çok üzücü olduğunu vurgulayarak derhal soruşturma açılması gerektiğini söyledi. Le Maire, Ulusal Polis Genel Müfettişliği'nin olayda kimlerin ihmali olduğunu yapacağı incelemeyle ortaya çıkarması gerektiğini ifade etti. Nice Belediye Başkanı ve UMP Nice Milletvekili Christian Estrosi ise 3 şüphelinin Fransa'yı dünyaya maskara ettiğini savunarak, "Bu hükümet, aciz bir hükümet." ifadelerini kullandı. Estrosi, "Uçaklarını Irak'a gönder ama kendi sınırlarını kontrol edeme. Savaş Fransa'da: Irak ve İsrail'deki kadar 'cihatçı' Fransa'da" ifadelerini kullandı.


Fransa'daki aşırı sağ parti Ulusal Cephe'den (FN) yapılan açıklamada ise 3 terör şüphelisinin Marsilya Havaalanı'ndan ellerini kollarını sallayarak çıkmasının hükümetin olağanüstü amatörlüğünden kaynaklandığı dile getirildi. Başbakanın bu vahim olayla ilgili tatmin edici açıklama yapmasının zorunlu olduğu kaydedildi.


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SORUŞTURMA BAŞLATTI

Fransa İçişleri Bakanlığı, Türkiye'nin Fransa'ya iade ettiği 3 terör şüphelisinin Marsilya Havaalanı'ndan, güvenlik aramasına takılmadan Fransa'ya giriş yapmasıyla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, 3 şüphelinin Fransa'ya giriş yapmasının sebebini belirlemek üzere idari soruşturma açılması talimatı verdiğini kaydetti.


Bu arada 3 terör şüphelisinin bugün öğle saatlerinde Fransa'nın güneyinde yer alan Caylar'da güvenlik kuvvetlerine teslim oldukları ifade edildi. Suriye'de cihada katılmakla suçlanan üç kişinin Terörle Mücadele Savcılığı tarafından sorgulanacağı aktarıldı.


Olay, Fransız haber kanalı İ-Tele'nin Türkiye'nin sınır dışı ettiği 3 terör şüphelisinin dün öğle saatlerinde Paris Orly Havaalanı'nda gözaltına alındığını duyurmasıyla gündeme geldi. Fransa İçişleri Bakanlığı ilk başta 3 terör şüphelisinin yakalandığı bilgisini doğrularken, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada ise Türk polisinin, şüphelileri Fransız polisine haber verdiği Paris yerine Marsilya'ya göndermesi nedeniyle yakalanamadıklarını savundu. Açıklamada, Türk polisinin bu değişiklikten Fransız polisini, uçak Fransa'ya vardıktan sonra haberdar ettiğini iddia edildi.


3 şüphelinin Marsilya Havaalanı'ndan hiçbir engele takılmadan dışarı çıkabilmesini ise bozuk olan elektronik pasaport kontrol sisteminden kaynaklandığı ileri sürüldü.



http://ift.tt/1Cgy39q

AİHM 3 davada Türkiye'yi haksız buldu

AİHM 3 davada Türkiye'yi haksız buldu


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Hamdi Atıman, Cevdet Soysal ve Mahmut Sezer davalarında Türkiye’yi suçlu buldu. Türkiye, tazminat talebinde bulunmadığı için Hamdi Atıman’a para ödemeyecek fakat mahkeme Cevdet Soysal ve Mahmut Sezer’e 10 biner Euro tazminat ödenmesine hükmetti.




HAMDİ ATIMAN DAVASI

1974 Van doğumlu Hamdi Atıman, jandarmanın 2008 yılında Yüksekova’da yaptığı çevirmede dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateşte bacağından yaralanmıştı. Atıman, aracının frenlerinin sağlam olmadığını ve bunu aracının camından, orada bulunan jandarma ekiplerine bağırmasına rağmen ateş açıldığını iddia ederek dava açtı. 2009 yılanda AİHM’e başvuran Atıman’ın davası 2 Eylül'de karara bağlandı. Mahkeme jandarmanın aşırı güç kullandığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesi olan “yaşama hakkının” ihlal ettiğine karar verdi. Davacının tazminat talebinde bulunmamasından dolayı Türkiye herhangi bir para cezası ödemeyecek.


MAHMUT SEZER DAVASI

1923 İstanbul doğumlu Mahmut Sezer, 1977 yılında 338 metrekare olarak satın aldığı arsa, 3 Şubat 1982’de yapılan arazi düzenlemesiyle yeşil alana dönüştürüldüğü gerkçesiyle AİHM'e başvurdu.


“Mülkiyet hakkının” ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM'e başvuran Sezer'in Sezer’in açtığı dava hakkında, AİHM Türkiye'nin AİHS’nin “mülkiyet hakkını ihlal” ettiğine karar vererek, Türkiye’yi 10 bin euro para cezasına mahkum etti.


CEVDET SOYSAL DAVASI

1962 doğumlu Cevdet Soysal, 1999 yılında terör örgütü PKK'ya mensup olduğu, PKK yapılanması yer aldığı, talimatlar verdiği gerekçesiyle Moldova’da yakalanarak Türkiye’ye iade edildi. 2002 yılında çıkarıldığı mahkeme tarafından 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Soysal Kasım 2008’de erken tahliyeyle serbest bırakıldı ve ailesinin yaşadığı Almanya’ya yerleşti.


Soysal, hakim izni olmadan telefonlarının dinlendiği, yargılama esnasında kendisine karşı haksızlık yapıldığı gerekçesiyle AİHM’e başvurdu. Mahkeme Türkiye'nin AİHS’in “adil yargılanma hakkı” maddesini ihlal ettiğine karar vererek, Türkiye'yi Soysal'a mahkeme masrafları dahil 10 bin euro para cezası ödemeye mahkum etti.



http://ift.tt/Y1FAtb

Enerjimi annemin ıspanak böreğinden alıyorum

Enerjimi annemin ıspanak böreğinden alıyorum


Beşiktaş’a, 2012-13 başında transfer olan Olcay Şahan, rekora koşuyor. Takımının Bursaspor deplasmanında galibiyet sayısını kaydeden Almanya doğumlu yıldız, Siyah-Beyazlı forma altında hiç maç kaçırmadı. Süper Lig’in son 71 haftasının hepsinde ter döken yetenekli futbolcu, 21. golünü Yeşil-Beyazlılara attı. Olcay, başarısını nişanlısının ve ailesinin desteğine bağlıyor. Alman Kaiserslautern’den 800 bin Euro bonservisle alınan Olcay Şahan, üstün performansıyla futbola gönül veren herkesin beğenisini kazanıyor. İstatistikleri alt-üst eden Kartal’ın orta alandaki dinamosu, sağlık problemi yaşamadığı için Allah’a şükrediyor ve ekliyor: “İnşaallah böyle devam eder.” Birlikte İstanbul’a taşındıkları anne ve babasıyla yaşayan 27 yaşındaki oyuncu,“Bu enerjiyi nereden buluyor?” diye merak edenlere şu cevabı veriyor: “Annemin lahmacunları, zeytinyağlı yaprak sarması ve ıspanak böreği.”




Geride bıraktığımız yaz aylarında evlilik yolundaki ilk resmî adımını atan, yüzüğü parmağına takan Olcay, şampiyonluk kupasını havaya kaldırmayı ve Haziran 2015’te çifte düğünü planlıyor. Tarihini hafızasına kazıdığı 7 Nisan 2010’da tanıştığı nişanlısının bütün şartlarda her daim yanında yer aldığını aktaran Beşiktaş’ın 10 numarası, camiada ve ekip içerisinde herkes tarafından sevilmesini ‘ayrıcalık’ olarak nitelendiriyor. Bu olgunun özgüveni beraberinde getirdiğini vurgulayan Olcay, 71 karşılaşmada sahada kaldığı 5 bin 876 dakikayla zirvenin tek hâkimi. Bugüne dek yurtiçindeki sınavlarda kırmızı kart görmeyen, sadece 6 defa sararan Olcay, bir kez bile cezalı duruma düşmedi.


HER MAÇA ÇIKMADAN ÖNCE MUTLAKA DUA EDİYOR

Yeşil zemine ayak basmadan önce mutlaka dua eden 1987 Düsseldorf doğumlu sol açık, “Bunu yalnız ‘kazanalım’ diye değil, sakatsız, belasız bir müsabaka temennisiyle yaparım. Aynı şekilde özel hayatımda da. İnançlı bir insanım. Bu terbiyeyi aldım.” ifadelerini kullanıyor. Saray Hanım’ın her mücadeleye geldiğini aktaran Olcay, annesini öpmeden soyunma odasına gitmediğini anlatıyor. Beşiktaş’taki takım ruhuna ve arkadaşlık ortamına dikkati çeken Olcay, taraftara da sesleniyor: “Onların müthiş desteğiyle daha güzel şeyler olacak.” “Yuvaya ruh katmaya geldik.” temasıyla çekilen yeni statları Vodafone Arena’nın reklam filminde boy gösteren Olcay, sabırsızlıkla inşaatın tamamlanmasını bekliyor: “Orada tribünlerle bütünleşiyoruz. Bitince bizi kolaylıkla yenebileceklerini sanmıyorum.”



http://ift.tt/1xev3KJ

Fransa ve Türk polisi arasında yanlış anlaşılma sonucu 3 terör şüphelisi serbest

Fransa ve Türk polisi arasında yanlış anlaşılma sonucu 3 terör şüphelisi serbest


Türkiye'de yasal oturma haklarını ihlal ettikleri için gözaltına alınarak sınır dışı edilen 3 terör şüphelisi Fransız vatandaşı, Fransız polisine haber verilen Paris yerine Marsilya'ya gönderilmesi üzerine serbest kaldılar.




Fransız haber kanalı İ-Tele'nin Türkiye'nin sınır dışı ettiği 3 terör şüphelisinin dün öğle saatlerinde Paris Orly Havaalanı'nda gözaltına alındığını duyurması büyük yankı uyandırdı. Yayınlanan haberde gözaltına alınanların Fransa'da Yahudi okuluna saldırı düzenleyen M. Merah'ın akraba ve yakınları olduğu belirtildi.


Daha sonra Fransız medyasının, gözaltına alındığı iddia edilen kişilerin Marsilya'da serbest dolaştığını duyurması ise olaya yeni bir boyut kazandırdı. Akşam saatlerinde Fransa İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama olayın netleşmesini sağladı.


Açıklamada, 3 haftadan beri Türkiye'de idari gözetim altında tutulan Fransız vatandaşları Imad Jjebali, Gazel Maurize ve Abdelouahab El Baghdadi'nin, Türk polisi tarafından İstanbul'dan Paris'e gelen uçakla sınır dışı edilmesinin planlandığı belirtildi. Pilotların bu 3 yolcuyu polisin sınır dışı için gerekli belgeyi ibraz edemediği geçekçesiyle planlanan uçuşa almayı reddettiği, daha sonra ise şüphelilerin, Marsilya'ya giden bir sonraki uçakla Fransa'ya gönderildikleri kaydedildi. Fransa İçişleri Bakanlığı, Türk polisinin bu değişiklikten Fransız polisini uçak Fransa'ya vardıktan sonra haberdar ettiğini iddia etti. Açıklamada, terörle mücadele savcılığının bu şüpheliler hakkında yürüttüğü soruşturmanın devam ettiği vurgulandı.


Marsilya'ya inen şüphelilerin, polislerin kendilerini Paris'te Orly Havaalanı'nda beklemesinden faydalanarak hiçbir engele takılmadan pasaport kontrolünden geçtikleri belirtildi. Konuyla ilgili Le Monde gazetesine konuşan Imad Djebali'nin avukatı Pierre Dunac, ''Müvekkilim şuan Fransa'da herhangi bir tutuklama durumu söz konusu değil.'' dedi. Avukat, Djebali'nin de tam olarak ne olduğunu anlamadığını söyledi. Bu arada diğer avukat Pierre Le Bonjour ise şüphelilerin gün içerisinde Caylar Karakolu'na giderek teslim olacaklarını duyurdu.


Konuyla ilgili konuşan Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian ise olayın, Türk servisleriyle iyi bir iletişimin kurulamamasından kaynaklandığını vurguladı. Bu karışıklığın Türk makamlarıyla iletişimin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ortaya çıkardığını aktardı. Fransa iç istihbarat birimlerinin uzun yıllardır takip ettiği şüphelilerin Marsilya Havaalanı'nda hiç bir engele takılmadan çıkabilmesiyle ilgili de Drian, havaalanındaki sisteme dikkat çekerek, sistemin daha düzgün çalışması gerektiğini söyledi.


Fransız medyası, Fransa İç İstihbarat Birimi (DGSI) tarafından uzun süredir takip edilen 3 Fransız vatandaşının şubat ayında, savaşmak için Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiklerini aktardı. Fransız medyası, 3 kişinin Suriye'de buldukları ortamın kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını, Ağustos ayında Türk polisine teslim olarak Fransa'ya iade edilmelerini istediğini yazdı.



http://ift.tt/1mQnzKC

Çocuklar, sağlıklı beslenmede de anne-babayı taklit ediyor

Çocuklar, sağlıklı beslenmede de anne-babayı taklit ediyor


Kişisel gelişim konularında ailesini örnek alan çocuklar, sağlıklı beslenme konusunda da anne ve babasını taklit ediyor. Bütün ailenin bir araya geldiği yemeklerde ebeveyninin sağlıklı ürünler tükettiğini görüp örnek alan çocukların hem beslenmesi hem de gelişimi daha sağlıklı oluyor.




Sağlıksız okul menüleri ile kantinlerde satılan yanlış yiyecekler ve hareketsizlik okul çağındaki çocukların erken yaşta kilo sorunu yaşamalarına sebep olabiliyor. Sağlıklı bir toplumun temelinin çocuklar olduğunu vurgulayan uzmanlar, özellikle sağlıklı nesiller oluşturmak ve gelecek kuşakları obeziteden korumak için anne-babalara önemli görevler düştüğünü kaydediyor. Uzmanlar, bu konuda anne-babaların çocuklarına iyi bir örnek olmak için sağlıklı beslenmeye önce kendi yeme-içme alışkanlıklarını değiştirerek başlamalarını öneriyor.


Uzman diyetisyen Gamze Şanlı Ak, özellikle sağlıksız okul menüleri ile kantinlerde satılan yanlış yiyecekler ve hareketsizliğin okul çağındaki çocukların erken yaşta kilo sorunu yaşamalarına sebep olabildiğini dile getirdi. “Çocuğunuz fazla kilolu ise sıkı diyetler uygulatmaya çalışmak yerine bir beslenme uzmanına götürün.” tavsiyesinde bulunan diyetisyen, ebeveynlerin çocukların yaşı, boyu ve aktivitesine göre alması gereken besin grupları ve miktarları konusunda bir düzenleme yapabileceğini belirtti. Bu dönemde alınan fazla kiloların vücuttaki yağ hücresi sayısının artmasına sebep olacağından, yetişkinlik dönemi için tehlikeli olduğunun altını çizen uzman, “Çünkü yetişkin dönemde zayıflarken yağ hücrelerinin sayısı azalmaz, sadece içleri boşalır. Bu sebeple, yağ hücresi sayısının artmaması önemlidir.” dedi.


Sağlıklı bir toplumun temelinin çocuklar olduğuna işaret eden Ak, özellikle sağlıklı nesiller oluşturmak ve obezite probleminden gelecek kuşakları korumak için anne-babalara önemli roller düştüğünü ifade etti. Ak, “Bu konuda anne-babalar çocuklarına iyi bir örnek olabilmek için sağlıklı beslenmeye ilk önce kendi yeme içme alışkanlıklarını değiştirerek başlamalı. Bu, çocuk üzerinde daha etkili olacaktır.” ifadelerini kullandı.


ÇİKOLATA VE CİPS GİBİ GIDALARI ÖDÜL OLARAK KULLANMAYIN


Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, çocukların sağlıklı beslenmesi ve obeziteye karşı ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Eve cips, çikolata, kolalı içecekler, hazır meyve suları gibi besinleri almayın. Yemekleri büyük porsiyonlar yerine küçük tabaklarda servis edin. Çocukların tek tip besinle beslenmesini önleyin. Bunun için besin çeşitliliğini artırın. Tatlı ve yağlı besinleri (çikolata, gofret, şekerleme, cips vb.) ödül olarak kullanmayın. Çocuklara yavaş yemek yeme alışkanlığını kazandırın. Televizyon ve bilgisayar karşısında oturma süresini azaltın. Fast food ve abur cubur tüketimini azaltın. Spor alışkanlığı kazandırın.”



http://ift.tt/1xdjLGt

Fransa'da pilotların grevi sona erdi; Transavia projesi iptal edildi

Fransa'da pilotların grevi sona erdi; Transavia projesi iptal edildi


Fransa'da ulusal havayolu şirketi Air France pilotlarının 10 gündür süren grevi, hükümete geri adım attırdı.Şirketin bünyesinde oluşturulan ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia projesinin iptal edildiği belirtildi.




Ulaştırma Bakanı Alain Vidalies konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Transavia projesinin tamamen geri çekildiğini duyurdu. RMC radyosuna konuşan Vidalies, "Air France yönetimi, Transavia projesinden vazgeçmiştir. Proje 3 aylık askıya alınmamış tamamen geri çekilmiştir." ifadelerini kullandı.


Grev, Air France pilotlarının şirketin ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia'ya ağırlık vermek istemesi üzerine başlamıştı. Air France pilotlarının üye olduğu üç sendika, şirketin düşük maliyetli havayolu şirketleri ile rekabet etme planının pilotları mağdur edeceğini kaydetmişti. Daha önce şirketin CEO'su Alexandre de Juniac'ın projenin Aralık ayına kadar askıya alındığını açıklaması da grevi bitirmeye yetmemiş, pilotlar, şirketin Transavia projesinden tamamen vazgeçmesini talep etmişti.


1998'den beri gerçekleştirilen en uzun havayolu grevinin şirkete günlük maliyetinin ise yaklaşık 20 milyon Euro'yu bulduğu belirtilmişti.



http://ift.tt/1qt0Y1h

23 Eylül 2014 Salı

Fransa'da greve giden pilotlar sokağa iniyor

Fransa'da greve giden pilotlar sokağa iniyor


Fransa'da ulusal havayolu şirketi Air France pilotlarının sürdürdüğü grev dokuzuncu gününe girdi.




Dün Air France'ın, şirket bünyesinde kurulan ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia projesinin askıya aldığını açıklaması da grevi sonlandırmaya yetmedi. 15 Eylül'den beri devam eden grevde pilotlar ilk kez sokağa iniyor. Greve giden pilotların bugün Fransa Ulusal Meclis önünde şirketin politikalarını protesto edeceği kaydedildi.


Bu arada grevin 9'uncü gününde Air France uçaklarının sadece yüzde 43'ünün normal seferlerini gerçekleştirdiği belirtildi. Çarşamba günü ise bu oranın yüzde 46'ya yükseleceği aktarıldı. Air France, yolcuların uçuşlarını 30 Eylül'e kadar ertelemesi önerisinde bulundu. 1998'den beri gerçekleştirilen en uzun havayolu grevinin şirkete günlük maliyeti ise 15 milyon Euro.


Son olarak Başbakan Manuel Valls, grevin sonlandırılması çağrısında bulundu. Valls, "Bu grevin hiçbir haklı yanı yok. Fransızlar tarafından da anlaşılmadı. Fransa'nın imajını zedelemekte ve şirket için gerçek bir tehlike oluşturmakta." diye konuştu.


Grev, Air France pilotlarının şirketin ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia'ya ağırlık vermek istemesi üzerine başlamıştı. Air France pilotlarının üye olduğu üç sendika, şirketin düşük maliyetli havayolu şirketleri ile rekabet etme planının pilotları mağdur edeceğini kaydetmişti. Pilotlar, şirketin Transavia projesinden tamamen vazgeçmesini istiyor.



http://ift.tt/1uVuaUS

Emenike’yi gol atamamak germiş

Emenike’yi gol atamamak germiş


Fenerbahçe’nin Gaziantepspor’u 1-0 yendiği maçta kaptan Emre Belözoğlu ile tartışan ve tribünlerin tepkisini çeken hareketler yapan golcü futbolcu Emenike, taraftardan özür diledi.




Fenerbahçe, çok zorlandığı Gaziantep karşılaşmasında 3 puanı penaltı golüyle kazanırken oyuncular arasındaki tartışma maçın önüne geçti. Kaptan Emre Belözoğlu’nun pas verdiği bir pozisyonda Emmanuel Emenike, topuğuyla topa vurması üzerine milli futbolcu tarafından uyarıldı. Nijeryalı yıldız, takım kaptanına karşılık verince tribünler 27 yaşındaki forveti ıslıklamaya başladı. Emenike de tribünlere daha fazla ıslıklaması yönünde el kol hareketleri yaptı. Emre, Sow ve Caner de taraftarları sakinleştirmeye çalıştı. Teknik Direktör İsmail Kartal ise çok geçmeden Nijeryalı golcüyü oyundan aldı.


Emenike, maç esnasında yaşananlarla ilgili açıklama yaptı. Yaşanan olayı duyguların birikmesi ve patlaması olarak niteleyen tecrübeli futbolcu, gol atamadığı için böyle davrandığını söyledi. Fenerbahçe için her zaman en iyisini vermeye çalıştığını belirten Emenike, “Yaşananlardan dolayı tüm Fenerbahçe taraftarlarından özür diliyorum.” sözlerini kullandı.



http://ift.tt/1B32AF2

Aslan'da kafalar karışık

Aslan'da kafalar karışık


Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın erken seçim kararı alması ve henüz adaylığını açıklamaması, Sarı-Kırmızılı ekipte işleri karıştırdı. Muhalefet eski yöneticilerden Ali Dürüst’e ‘aday ol’ baskısı yaparken, futbolcular süreçten olumsuz etkilendi. Teknik Direktör Cesare Prandelli ve bazı oyuncuların akıbeti sorgulanmaya başlandı.




Galatasaray yönetiminin, 18 ya da 25 Ekim’de olağanüstü seçimli genel kurul kararı alması kulüpte işleri karıştırdı. Başkan Ünal Aysal’ın, yeniden adaylık için henüz kararını vermediğini açıklaması da süreçteki belirsizliği artırdı. Muhalefet, camianın etkin isimlerinden Ali Dürüst’e ‘aday ol’ baskısı yaparken, Aysal’ın, “Kulübü ileriye taşıyacağına inandığım bir arkadaşım çıkarsa ben aday olmam. Ona hem desteğimi hem de oyumu veririm.” şeklindeki konuşması seçim yarışına yeni bir boyut kazandırdı. Aysal’ın yönetime veda niteliği taşıyan söylemleri sonrası Sarı-Kırmızılı kulübün ileri gelenleri, mali yapıyı da düşünerek, Aysal’a göreve devam etme çağrısında bulundu. Başkan da konuyu ailesiyle görüştükten sonra kesin kararını vereceğini duyurdu. Eski yöneticilerden Adnan Öztürk ise, “Aysal, Galatasaray için zaman kaybı.” değerlendirmesini yaptı.


Baş döndüren hesaplar içinde çıkılan Balıkesirspor mücadelesinde teknik heyet ve futbolcuların da kafalarında seçimin sonucunu düşündükleri görüldü. Teknik Direktör Cesare Prandelli’nin, Ünal Aysal’a, “Bizi bırakma başkan” şeklindeki talebi, “Kendisi ve futbolcularının akıbetini düşünüyor.” şeklinde yorumlandı. Süper Lig’in yeni ekibi Balıkesirspor karşısında önceki gün uğranılan 2-0’lık mağlubiyet de takım içindeki dağınıklığı gözler önüne serdi.


FUTBOLCU SÜRTÜŞMELERİ ARTTI

Kadro oluşumundaki istikrarsızlık bazı oyuncuları futbola küstürdü. Bunların başında da takım kaptanı Selçuk İnan ve golcü oyuncu Burak Yılmaz geldi. Terim’den sonra gözle görülür bir düşüş yaşayan ikilinin performansındaki azalma da Galatasaray’ın agresif oyun yapısına olumsuz yansıdı. Özellikle Selçuk’un yabancı futbolcular Sneijder ve Melo ile yaşadığı iddia edilen çekişmeler Sarı-Kırmızılı ekibin hücum gücünü azalttı. Cim Bom’un kaptanı, Trabzonspor’dan eski takım arkadaşları Burak ve oynadığı dönemlerde Umut dışında kimseye pas atmamakla suçlandı. Bu ikili son dönemde tribünlerin de tepkisini çekmeye başladı.


Son Balıkesirspor maçında yeni transfer Olcan’ın kadroya alınmayışı, uzun süredir forma giymeyen Emre Çolak’ın sahanın en iyileri arasında gösterilen Bruma’nın yerine oyuna dahil edilişi İtalyan çalıştırıcı Prandelli’ye de eleştiri oklarının yönelmesine vesile oldu. Yeni transferlerin takıma artı katkı sunamaması da kadronun kalitesini düşürdü. Takım halinde güçsüz bir futbolcu topluluğu hüviyetine bürünen Galatasaray’da hücum sistemindeki değişimin yaşanmaması halinde takımın camiayı zor günler bekliyor. Önlem alınamaması halinde başta Prandelli olmak üzere birçok futbolcunun devre arasını çıkaramayacakları konuşuluyor.



http://ift.tt/1r3gPK5

New York’ta Türk simidine ilgi artıyor

New York’ta Türk simidine ilgi artıyor


Türk geleneğinin vazgeçilmez lezzeti simide olan ilgi ABD'de artmaya devam ediyor. Kısa süre önce New York ve New Jersey eyaletlerinde Simit&Smith markasıyla açılan simitçi dükkânları, Amerikalıların gözdesi haline geldi. Bagel'in (bir çeşit açma) başkenti olarak bilinen New York'ta sokak simidini müşterilerine sunan Simit&Smith, bu ilgiden memnun. Türk kültürünün önemli bir parçası olan simit, sadece yurtdışında yaşayan Türkler tarafından değil, farklı milletlerden insanların da dikkatini çekiyor.




Mevcut simit dükkânlarına ilginin artmasından dolayı, New York'ta 5. mağazasını Manhattan'ın Midtown kısmında açan Simit&Smith, bu ay sonunda da 6. mağazasını açmaya hazırlanıyor. Simit & Smith CEO'su Gökhan Çakmak, 2015 yılında artık franchise sistemine geçmeyi planladıklarını belirterek, ilk şubelerini 2012 yılında New Jersey'de açtıklarını ve kısa sürede New York'ta yatırımlarını artırdıklarını belirtti.


SU HARİÇ BÜTÜN MALZEMELER TÜRKİYE'DEN

New York şehrinin özellikle Manhattan bölgesinde simide olan ilginin arttığını ve yakın zaman içerisinde New York'un Queens, Brooklyn ve Long Island ilçeleri başta olmak üzere, ABD'nin farklı eyaletlerine de açılmayı düşündüklerinin belirten CEO Çakmak, sadece simit satmadıklarını bunun yanında restoran ve marketlere de ekmek ürettiklerini söyledi. Türkiye'deki simit tadını ABD'ye taşıdıklarını belirten Çakmak, simit üretiminde kullanılan su haricindeki bütün mamullerin Türkiye'den getirildiğine dikkat çekti. Şirketin 15 yıllık bir geçmişi olduğunu hatırlatan Çakmak, Rusya, Çin ve İngiltere'de Simit & Smith'in isim hakkını aldıklarını söyledi. Amaçlarının simidi ve Türk çayını ABD'ye taşımak olduğunu vurgulayan Çakmak, "Açtığımız 5. şubemiz artık, bundan sonraki mağazalarımız için bir model olacak. Şu ana kadar Amerikalılardan simitle ilgili çok pozitif dönüşler aldık. Biz de günden güne yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz. Bir yandan simit satıyoruz diğer yandan ülkemizin kültürünü anlatma şansını buluyoruz. Önümüzdeki günlerde yatırımlarımızı ABD'nin her tarafına yaymayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.


NEW YORK'TA SİMİTLİ ÇAY KEYFİ

Açılışa katılan Zafer Sevimçok isimli Türk vatandaşı, 14 yıldır ABD'de yaşadığını ve uzun zamandır böyle bir mekânın açılmasını sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. Simit & Smith'in yeni mağazasına yakın oturduğunu belirten Sevimçok, "Buranın açılmasına en çok sevinenlerden birisi benim. Biz simitle büyüdük. Evim buraya çok yakın, artık sepetimi uzatacağım, onlar da simitlerimi koyacak. Ben de evde rahat rahat simit yiyeceğim. Benim gibi birçok insan da sevinmiştir buranın açılmasına. Bu yatırımı yapanlara teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.


Bir başka müşteri Melanie Rohn isimli bir turist ilk defa yediği simidi çok beğendiğini söyledi. Rohn "Dışarda kahvaltı yapacak yer ararken, simit dükkânının önünden geçtiğimizi fark ettik. Dükkan kalabalık olduğu halde biz de içeri girdik. Ben 3 tane simit yedim. Çok lezzetliydi. Daha önce tatmayanlara tavsiye ederim." dedi.



http://ift.tt/1r3gOG6

CFR Başkanı Haass'a göre Erdoğan, Gülen'i istedi; Obama geri çevirdi

CFR Başkanı Haass'a göre Erdoğan, Gülen'i istedi; Obama geri çevirdi


Birleşmiş Milletler (BM) 69. Genel Kurulu genel görüşmeleri için, ilk kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla New York'a gelen Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban ki-mun ile görüştü.




ERDOĞAN, 'SÖYLEMEDİM' DEDİ


Türkevi'nden BM binasına geçerken gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, bir gazetecinin 'Dış İlişkiler Konseyi Başkanı, "Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'dan Fethullah Gülen'i istedi, ama Obama vermedi" şeklinde tweet attığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Ben öyle birşey söylemedim." şeklinde cevap verdi.


Temaslara Ban-ki mun'u ziyaret ederek başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece CFR'da (Dış ilişkiler konseyi) yaptığım konuşma var. Konuşmanın içeriği zaten belli, açıktı. İlk temasımızı şimdi Ban ki-mun ile yapacağız. Akşam bizim burda bir resepsiyonumuz var. Görüşmelerimiz devam edecek." diye konuştu.


HAASS: OBAMA REDDETTİ


Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard Haass, Erdoğan'ın konseyde yaptığı konuşmanın ardından attığı tweette, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan CFR'da, Obama'dan Fethullah Gülen'in ulusal güvenlik ve terörizm gerekçesi ile iadesi isteğini geri çevirdi." ifadelerini kullanmıştı.



http://ift.tt/1v300hr

Çocuklar 1-4 yaş arası dönemde büyük risk altında

Çocuklar 1-4 yaş arası dönemde büyük risk altında


Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mevlit Korkmaz, çocukların her şeyin ilgilerini çektiği 1-4 yaş arası dönemde ev kazalarına karşı büyük risk altında olduğunu söyledi. Korkmaz, ebeveynlerin küçük önlemler alarak kazaları önlemenin mümkün olduğunu söyledi.




Konuyla ilgili yazılı açıklama yapa Çocuk Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mevlit Korkmaz, çocukların emekleme evresinden itibaren kazalara açık hale geldiklerini ve 1-4 yaş arası kazaların en fazla görüldüğü dönem olduğunu kaydetti. Korkmaz, "Etrafındaki her şeye ilgi gösteren, zamanlarının çoğunu etrafını kurcalayarak geçiren ancak el ve vücut kabiliyetleri yeterince gelişmemiş çocuklar büyük risk altındadır. Çocuklarda kazaların büyük çoğunluğu ev ya da ev çevresinde oluyor. Ülkemizde her yıl 2 bin 500 civarında çocuk ev kazalarından hayatını kaybediyor ve bunların yüzde 70'ini 4 yaş altı çocuklar oluşturuyor. Henüz neyin tehlikeli olduğunu ayırt edemedikleri bu dönemde çocukları korumak ebeveynlere düşüyor." dedi.



Düşme sonrası bir kural olarak çocuklar hemen çocuk cerrahına gösterilmeli diyen Yrd. Doç. Dr. Korkmaz, "Bazen çok az mesafelerden düşmelerde bile doku ve organ hasarı oluşabilmekte. Düşen çocukta bilinç kaybı, dalgınlık, yürüme, görme problemleri, kusma, ağız, burun veya kulaktan kan gelmesi ciddi bulgulardır ve vakit kaybetmeden acil servise başvurmalıdır." uyarısında bulundu.



Çocuk Cerrahisi Uzmanı Korkmaz, çocukları ev kazalarından korumak için ailelere de şu tavsiyelerde bulundu:



* Çocuk karyolalarının yüksekliği 55 santimden, parmakların araları 6 santimden fazla olmamalı.



* Karyola sivri kenarlar, çatlak gevşek parçalar içermemeli.



* Yatağın çarşafı ve örtüsü gergin olmalı.



* Mobilyalar ve benzeri yükseklikler pencereden en az 30 santim uzakta olmalı.



* Ranza kullanmaktan kaçınmalı.



* Çocuk masa sandalyesi geniş tabanlı ve emniyet kemerli olmalı.



* Küvette ayağın kaymasını önleyici tabanlık olmalı. Halılar, yollukların ve merdiven halıların kayması önlenmeli.



* Pencereler güvenlikli olmalı.



* Yürüteç kullanmanın riskleri fazladır, dikkatli olmalı ya da kullanmamalı.



* Merdivenle güvenlikli olmalı, çitli olmalı ve parmak araları geniş olmamalı.



http://ift.tt/1x53V0C

Basit sandığınız unutkanlıklar alzheimer habercisi olabilir

Basit sandığınız unutkanlıklar alzheimer habercisi olabilir


Nöroloji Uzmanı Dr. Azad Koçkaya, unutkanlığın herkesin zaman zaman yaşadığı bir sorun olduğunu ifade ederek, "Stres, yoğun iş ortamı ve yorgunluk gibi faktörler yaşadığımız basit unutkanlıkların kaynaklarıdır. Basit sandığımız unutkanlıklarla karıştırdığımız alzheimer hastalığı ise yaşam kalitemizi düşürüp, sağlımız açısından ciddi boyutlara varabilecek önemsenmesi gereken bir rahatsızlıktır." dedi.




Alzheimer sıklıkla 65 yaşın üzerindeki kişilerde görüldüğünü aktaran Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Azad Koçkaya, kadınlarda bu rahatsızlığın biraz daha sık rastlandığını dile getirdi. Dr. Koçkaya, şu bilgileri verdi: "65 yaşın üstündeki ortalama her 15 kişiden birinde bu hastalığın görüldüğü ortaya çıkmaktadır. 80-85 yaşın üzerindeki her iki kişiden birinde alzheimer görülmektedir. Ayrıca bu hastalık sadece 65 yaş üzerinde değil, kırk ve ellili yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir."


Dr. Koçkaya, alzheimerin yaş ilerledikçe daha çok yeni bilgileri öğrenme güçlüğü ve unutkanlıkla ortaya çıkan, hafıza, konuşma gibi durumlarda sorunlar yaşayan ve sonunda günlük yaşamın gerektirdiklerini uygulayamama gibi problemlere yol açtığını ifade etti. Koçkaya, bu hastalıktan korunmak için günlük yaşamımızda beyin kaynaklı bazı uyarılara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, alzheimer belirtilerini şöyle sıraladı: "Günlük yaşamı etkileyecek kadar unutkan olmak (kişilerin adlarını, olayları hatırlayamamak). Gündelik işleri yapamamak (yemek yapamamak gibi). Kelimeleri bulurken zorlanmak. Tarihleri ve bilinen yolları hatırlayamamak. Çok basit konularda bile karar vermede güçlük çekmek. Hesap yapamamak, pratik düşünmede zorluk çekmek. Eşyaların yerlerini karıştırmak (koyarken başka yere koymak). Davranışlarda ve ruh halinde değişiklik. Karakter özelliklerinin değişmesi, insanları suçlamak. Sorumluluk sahibi olmaktan kaçmak."



http://ift.tt/1x53V0p

22 Eylül 2014 Pazartesi

Cezayir'de kaçırılan Fransız turist IŞİD'in elinde

Cezayir'de kaçırılan Fransız turist IŞİD'in elinde


Dün akşam saatlerinde, Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın duyurduğu Cezayir'de kaybolan Fransız turistin Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) bağlı Hilafetin Askerleri örgütü tarafından kaçırıldığı ortaya çıktı.




İnternette yayınlanan bir videoda IŞİD'e bağlı olduğu belirtilen örgüt, Cezayir'de Fransız vatandaşı bir dağcıyı kaçırdığını duyurdu. Fransa Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de, gerçekliğini doğruladığı videoda teröristler, Fransa'nın, IŞİD hedeflerine yönelik yeni bir hava saldırısında Fransız turistin öldürüleceği tehditinde bulundu. Videoda eli silahlı iki kişi arasında oturduğu görülen Fransız vatandaşı 55 yaşındaki Herve Pierre Gourdel ise Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a seslenerek, Fransa'nın Irak'a müdahalede bulunmaması çağrısında bulundu. Gourdel, Hollande'ın bütün gücünü kullanarak kendini bu karmaşadan kurtarmasını istedi.


Dün akşam, Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Cezayir'de Fransız vatandaşı bir turistin kaçırıldığı duyurulmuştu. 55 yaşında Herve Pierre Gourdel isimli turistin, Cezayir'in doğusundaki Tizi Ouzou bölgesinde dağ yürüyüşü yaptığı sırada kaçırıldığı belirtilmişti. Cezayir'de yayın yapan El Ahdath haber sitesi ise Fransız turistin terörist bir grup tarafından kaçırıldığını iddia etmişti.


Bugün radikal selefi örgüt IŞİD sözcüsü Abu Mohammad al-Adnani, internette yayınlanan açıklamalarında örgüt üyelerini Fransa ve Amerika'ya karşı savaşmaya çağırmıştı. Videolu mesajda, en güzel mücadelenin bu ülkelerin vatandaşlarına saldırılarak verileceği kaydedilmişti.



http://ift.tt/1mGT4Xm

Fransa en mutlu ülkeler sıralamasında 52'inci sırada

Fransa en mutlu ülkeler sıralamasında 52'inci sırada


Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli araştırma şirketi Gallup- Healthways enstitüsü tarafından yapılan ankette Fransa'nın dünyanın en mutlu ülkeler sıralamasında 52.olduğu açıklandı. Panama ve Kosta Rika'nın en mutlu ülkeler olarak liste başı olduğu araştırmada Fransa'nın Danimarka, Avusturya ve İsveç gibi diğer avrupa ülkelerinin gerisinde kalması dikkat çekti. Araştırmada Danimarka 3.en mutlu ülke olurken mutluluk sıralamasında Avusturya 4, İsveç ise 8. sırada yer aldı.




Gallup-Healthways'in 15 yaş üstü 140 ayrı uyruğa ait 133 bin kişi ile görüşerek yaptığı anket, kişilerin hayattaki amaçları, sağlık durumları, ekonomik refah düzeyleri, sosyal güvenlik durumları ve toplumdaki yerleri ile ilgili değerlendirmeler esas alınarak yapıldı.


Araştırmada her üç Fransızdan birinin (yüzde 37) Fransa ekonomisinde yaşanan durgunluğa rağmen mali açıdan kendisini iyi durumda gördüğü açıklandı. Araştırmaya göre bu duygu, Almanya (yüzde 55) ve İngiltere (yüzde 44)'de daha fazla hissediliyor.


Dünyada en mutlu insanların ise Güney ve Orta Amerika ülkesinde bulunan kişiler olduğu açıklandı. Yapılan sıralamalarda Panama 1. Kosta Rika 2. Brezilya 5. El Salvador 6. Uruguay ise 7. en mutlu ülke oldu. Panamalıların mutluluğun beş kriterinden dördüne sahip oldukları belirtildi.


Dünyanın en mutsuz ülkeler sıralamasında ise halen iç savaşın yaşandığı Haiti, Afganistan ve Suriye lider durumda bulunuyor.



http://ift.tt/1mCblVI

El işi diye başladı tutkuya dönüştü

El işi diye başladı tutkuya dönüştü


Ortaokul son sınıf öğrencisi Nermin Çinici, Fimo hamuruyla yapmış olduğu birbirinden renkli tasarımlarıyla dikkat çekiyor.




Fransa'nın Centre bölgesinde bulunan Châteauneuf-en-Thymerais şehrinde yaşayan 14 yaşındaki Nermin Çinici'nin oyun hamuruna benzeyen modelleme malzemesi Fimo hamuru ile yaptığı birbirinden ilginç takı ve biblolarıyla dikkat çekiyor.


Fimo ile yapılan biblolarla 1,5 sene önce bir eskici pazarında tanıştığını söyleyen Çinici, o tarihten bu yana bu malzemeyle çok sayıda anahtarlık, buzdolabı süsü, takı ve biblo yaptığını söylüyor.


Bu malzemeyle yapmış olduğu tasarımlarını Facebook sayfasında sergileyen ortaokul son sınıf öğrencisi Nermin Çinici, tüm yaşıtlarına büyük keyif alacakları bu hobiyi denemelerini öneriyor.



http://ift.tt/1tVwMlo

IŞİD tehdidi sonrası Fransa'da güvenlik önlemleri artırıldı

IŞİD tehdidi sonrası Fransa'da güvenlik önlemleri artırıldı


IŞİD sözcüsü Abu Mohammad al-Adnani'nin örgüt üyelerini Fransa ve Amerika'ya karşı savaşmaya çağırmasının ardından, Fransa'da güvenlik önlemleri artırıldı. Le Figaro'nun haberine göre İçişleri Bakanlı'ğı geçen hafta valiliklere bildiri göndererek, başta diplomatik temsilcilikler, dini mekanlar ve trafiğin yoğun olduğu yollarda güvenliği artırma emri verdi.




Bu arada Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve bugün yaptığı açıklamada, IŞİD'in tehditlerinin Fransa'yı korkutmadığını vurguladı. Fransız bakan, "Tehditlerin onların varlığına son verme kararlılığımıza hiçbir etkisi olmayacak." diye konuştu. Cazeneuve, Fransa'nın ilk kez demokrasi ve insanlığı tehdit eden bir gurubun hedefinde yer almadığını hatırlattı. Sıfır sorun diye bir durumun olmadığını vurgulayan Fransız bakan, her ihtimale karşı vatandaşlarını korumak için gerekli önlemleri aldıklarını söyledi.


IŞİD sözcüsü Abu Mohammad al-Adnani'nin internette yayınlanan videolu mesajında, IŞİD'e karşı koalisyona katılan ülkelere karşı verilecek en güzel mücadelenin, bu ülkelerin vatandaşlarına saldırmak olacağı ifade edilmişti.



http://ift.tt/1tVwIlH

Air France geri adım attı; Pilotlar greve devam ediyor

Air France geri adım attı; Pilotlar greve devam ediyor


Fransa'da ulusal havayolu şirketi Air France pilotlarının 1 haftadan beri devam eden grevi, şirkete geri adım attırdı.




Air France'dan yapılan açıklamada, şirket bünyesinde kurulan ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia projesinin askıya alındığı duyuruldu. Air France-KLM'nin CEO'su Alexandre de Juniac, bu sabah pilotların üye olduğu sendika temsilcileriyle yaptığı görüşme sonrası, Transavia projesinin Aralık ayına kadar askıya alındığını ifade etti.


Bu arada şirketin geri adımına rağmen grevin yarın da devam edeceği açıklandı. Pazartesi günü, grevin 8'incı gününde Air France uçaklarının sadece yüzde 45'i normal seferlerini gerçekleştirdi. Salı günü ise Air France pilotlarının yüzde 57'sinin greve katılacağı aktarıldı.1998'den beri gerçekleştirilen en uzun havayolu grevinin şirkete günlük maliyeti ise 15 milyon Euro.


Grev, Air France pilotlarının şirketin, ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia'ya ağırlık vermek istemesi üzerine başlamıştı. Air France pilotlarının üye olduğu üç sendika, şirketin düşük maliyetli havayolu şirketleri ile rekabet etme planının pilotları mağdur edeceğini kaydetmişti.



http://ift.tt/1tVwHhz

IŞİD, Fransa'yı tehdit etti

IŞİD, Fransa'yı tehdit etti


Geçtiğimiz hafta Irak'ta radikal selefi IŞİD örgütü hedeflerine yönelik ilk hava saldırısını gerçekleştiren Fransa, IŞİD tarafından tehdit edildi.




IŞİD sözcüsü Abu Mohammad al-Adnani, örgüt üyelerini Fransa ve Amerika'ya karşı savaşmaya çağırdı. İnternet üzerinden yayınlanan videolu mesajda, en güzel mücadelenin bu ülkelerin vatandaşlarına saldırılarak verileceği kaydedildi.


Al-Adnani açıklamada, "Yapabileceğiniz en iyi şey, Fransız, Amerikan veya onların birliktelik yaptığı ülke vatandaşlarının katledilmesi." ifadelerini kullandı.


Fransa, Ağustos ayından beri IŞİD'e karşı hava saldırısını gerçekleştiren Amerika'dan sonra bu örgütü yönelik hava operasyonu gerçekleştiren ikinci ülke olmuştu.


Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi yakınlarında bulunan 104 El Dhafra üssünden havalanan iki Fransız savaş jeti, Irak'ın kuzeyindeki Zumar kasabasında örgüte ait lojistik depoları vurmuştu.



http://ift.tt/Z8LTfS

Fransız Büyükelçi Bili Bursa'da

Fransız Büyükelçi Bili Bursa'da


Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Lauren Bili, Bursa Fahri Konsolosu Mehmet Erbak ve beraberindeki heyetle Bursa Valisi Münir Karaloğlu'nu ziyaret etti. Tarihi Heykel Valilik binasında gerçekleşen ziyarette özellikle Avrupa Birliği konusunda gerilen ilişkilerin son dönemde yumuşama eğiliminde olduğuna dikkat çekildi.




Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Münir Karaloğlu, Fransa ve Türkiye'nin Osmanlı dönemine dayanan çok eski ilişkileri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Çok güçlü ilişkilerimiz var. Ekonomik ilişkilerimiz, siyasi ilişkilerimiz, gerçi siyasi ilişkilerimiz bazen inişli çıkışlı olsa da, ama sağlam temeller üzerinde yükselen ilişkilerimiz var. Bursa Fransa ilişkileri de çok eski ve güçlü, Bursa'da çok sayıda Fransız vatandaşı çalışıyor, üretiyor. Fransa ile Türkiye'nin güçlü işbirlikleri var. Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliğine tam üye olma noktasında müzakereleri devam ettiriyor. O konuda zaman zaman Fransa ile destek konusunda başlıkların açılması konusunda sorunlar yaşansa da son dönemde Fransa'nın tekrar Avrupa Birliği konusunda ki desteğinden de memnun olduğumuzu ifade etmek isterim. Ülkeler arasında ki ilişkileri aşağıdan, şehirler arasında ki ilişkiler çok güçlendiriyor. Bordeaux Fransa için çok önemli bir merkez Bursa'da Türkiye için çok önemli. Bu iki merkezin kuracağı doğru ilişkiler ülkeler arasında ki ilişkileri de güçlendirecektir."


Fransa'nın Türkiye Büyükelçisi Lauren Bili de, sıcak karşılamadan dolayı mutlu olduğunu ifade ederken, "Fransa ile Türkiye ilişkileri iyi değil aslında, neyse söylediğinizi gibi Fransa ile Türkiye arasında artık bir sorun yok, o zamanki başbakanınız şimdiki cumhurbaşkanınızın ziyaretinden sonra çok iyi bir işbirliğimiz var. Bursa ile Fransa arasında da güçlü ilişkiler var. Biz bu gün biraz daha fazla belediye ve belediye ile ilişkileri güçlendirmek istiyoruz. Bordeaux Büyükşehir Belediye Başkanı da Fransa'da çok önemli bir siyasetçi ve benimde beraberimde çok önemli bir heyet var." şeklinde konuştu.


Fransız heyet, Bursa'da bir dizi görüşmelerde bulunacak.



http://ift.tt/Z8LSJ1

Basına ayrımcılık Avrupa’ya taşındı

Basına ayrımcılık Avrupa’ya taşındı


Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın bu görevde Avrupa Birliği kurumlarına yaptığı ilk ziyarete basına uygulanan akreditasyon skandalı damga vurdu.




Bozkır'ın hem Fransa'nın Strasbourg hem de Avrupa Birliği'nin (AB) başkenti Brüksel'deki basın toplantılarına Zaman ve Cihan temsilcileri davet edilmedi. Brüksel'de yerleşik Türk basın mensupları ile bir araya gelen Bozkır'ın programına önceki uygulamaların aksine 'seçili' gazeteciler telefonla davet edildi. Brüksel'deki tek günlük Türk gazete temsilcisi olan Selçuk Gültaşlı ise basın toplantısından dışlanan isimler arasında yer aldı. Tecrübeli gazeteci 10 yılı aşkın bir süredir Brüksel'de çalışıyor.


Bozkır'ın üç gün önceki Strasbourg temaslarında da Zaman muhabiri Mehmet Dinç'e Strasbourg Başkonsolosluğu yetkilileri tarafından bu diplomatik temsilcilikteki programa katılmaması mesajı iletilmişti.


Diplomat kökenli Bozkır, çok sayıda Avrupalı yetkili ile temas gerçekleştirerek, Ankara'nın AB iradesinin ne kadar kuvvetli olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bir dönem Brüksel'de AB Daimi Temsilciliği de yapan Bozkır, 8 Ekim'de yayınlanacak Türkiye İlerleme Raporu öncesi, taslak metinle ilgili Ankara'nın eleştirilerini Avrupalı muhataplarına aktarıyor.


Bozkır'ın Zaman ve Cihan'a uygulanan akreditasyondan haberi olup olmadığı ise henüz netleşmedi. AB, önceki ilerleme raporlarında askeri makamların basının bir bölümüne akreditasyon uygulamasını eleştirmişti.












http://ift.tt/1mzZ30b

Fransa IŞİD'e karşı ilk hava saldırısını düzenledi

Fransa IŞİD'e karşı ilk hava saldırısını düzenledi


Fransa, Irakta'ki IŞİD hedeflerine yönelik ilk hava saldırısını gerçekleştirdi.




Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada Fransız Rafale uçaklarının IŞİD'in lojistik deposuna yönelik hava saldırısı gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada vurulan hedefin tamamen yok edildiği kaydedildi. Ayrıca IŞİD hedeflerine yönelik operasyonların gelecek günlerde devam edeceğinin de altı çizildi. Açıklamada, parlamentonun konuyla ilgili gelecek hafta Başbakan Manuel Valls tarafından bilgilendirileceği belirtildi.


Fransız devlet televizyonu France 2 de operasyona iki Rafale uçağının katıldığını aktardı.


Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, basın mensuplarına yaptığı açıklamada keşif uçakları vurulacak IŞİD hedeflerini belirleyip belirlemez saldırıyı gerçekleştireceklerini söylemişti.



http://ift.tt/1reUN4C

Fransa'da 4 türk 30 kilo eroinle yakalandı

Fransa'da 4 türk 30 kilo eroinle yakalandı


Alman ve Fransız polis teşkilatlarının ortak operasyonunda Türkiye'den 30 kilo eroini Fransa‘nın Colmar kentine getiren 4 Türk yakalandı.




Narkotik ekiplerinin 2013 yılında takibe aldığı uyuşturucu kuryesinin Fransa'ya sınır Almanya'nın Kehl kentinde yaşayan 59 yaşında bir Türk olduğu öğrenildi. İki komşu ülkenin narkotik şube ekipleri yaşları 41, 44, 49 ve 59 olan şebeke üyelerini kıskıvrak yakaladı. Değeri bir milyon Euro'yu geçen uyuşturucunun Fransa ve Almanya sınırında pazarlanacağı tahmin ediliyor. Offenburg Narkotik Şubesi yaptığı basın açıklamasında tutuklanan 4 Türk'ün Türkiye'de eroini gizlemek için arabaya özel bölümler yaptırdığını duyurdu. Bir yıldır takibe alınan şebekenin elemanları tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polis yetkilileri soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.



http://ift.tt/1reUOpf

Sarkozy: Geri dönmekten başka seçeneğim yok

Sarkozy: Geri dönmekten başka seçeneğim yok


Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden aktif siyasete geri döneceğini açıklayan Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, katıldığı televizyon programında kararını savundu.




Devlet televizyonu France 2'ye konuk olan Sarkozy, 35 senelik siyasi hayatında toplumu hiç bu kadar umutsuz ve kızgın görmediğini belirterek, ''Ben böyle mutluyum diyemezdim. Dönmekten başka seçeneğim yok.'' ifadelerini kullandı. Sakozy, ülkesinin kendisine kazandırdığı tecrübeleri yeniden onlarla paylaşmak zorunda olduğunu belirtti. 59 yaşındaki politikacı, Fransa'nın, bugünkü iktidar ve aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin (FN) arasında sıkışmasına göz yumamayacağını da sözlerine ekledi.


Yeni bir alternatif politik oluşumun sinyalini veren Sarkozy, sağı bir araya toplamak istediğini söyledi. Kendisinin de aday olduğu Halk Hareket Birliği (UMP) Genel Başkanlığı için isimleri geçen eski Dışişleri Bakanı Alain Juppe ve eski Başbakan François Fillon'a da ihtiyacı olduğunu dile getiren Sarkozy, ''21'inci yüzyılın ilk siyasi oluşumu için yeni bir coşku, birliktelik oluşturacağız.'' ifadelerini kullandı.


Kendi dönemiyle ilgili gelen eleştirilere de değinen Fransa eski Cumhurbaşkanı, koltuğu Cumhurbaşkanı François Hollande'a devrettiğinde, dünyanın büyük bir ekonomik krizle boğuştuğunu hatırlattı. Nicolas Sarkozy, ona rağmen ekonomik büyümenin yüzde 4, işsizliğin ise bugünkünden 1 milyon daha az olduğunu savundu. Sarkozy, benim dönemimde dünyadaki kriz Fransa'yi geriletiyordu, şimdi ise Fransa'daki kriz Avrupayı geriletiyor.'' şeklinde konuştu.


Hakkında açılan yolsuzluk davalarıyla ilgili soruya ise Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, ''Hiçbir endişem yok. Eğer bir korkum olsaydı geri dönüş kararı vermezdim.'' cevabını verdi. Kozmetik devi L'Oreal'in sahibi Lilliane Bettencourt'dan seçim kampanyası için usulsüz bir şekilde mali yardım aldığı ile ilgili davayı hatırlatan Sakorkozy, ''Soruşturma 2,5 sene sürdü. 4 kez arama, 22 saat gözaltında kaldım. Sonunda hakkımda takipsizlik kararı verildi. Peki benim itibarımı kim bana geri iade edecek?'' sorusunu yöneltti.


Sarkozy, son olarak kendisini yıllarca dinlediği ortaya çıkan yakın danışmanı Patrick Buisson ile ilgili soruya da, bunun gibi ihanetleri hayatında az da olsa yaşadığını belirtti.



http://ift.tt/1tS6q3D

Fransa'da pilotların grevi bir hafta daha uzadı

Fransa'da pilotların grevi bir hafta daha uzadı


Fransa'da ulusal hava yolu şirketi Air France pilotlarının grevi 26 Eylül'e kadar devam edecek.




Air France pilotlarının çoğunluğunun üye olduğu SNPL AF Alpa Sendikası'ndan yapılan açıklamada, grevin 26 Eylül'e kadar uzatıldığı belirtildi. Açıklamada, yapılan oylamada sendikaya üye pilotların yüzde 80'inin grevin uzatılması yönünde görüş bildirdiği kaydedildi. Diğer hava yolu sendikası SPAF'dan dün yapılan açıklamada ise grevin bitiş tarihinin 24 Eylül olacağı duyurulmuştu.


Grevin 6'ıncı gününde Air France uçaklarının sadece yüzde 45'i normal seferlerini gerçekleştirirken, greve katılan pilotların oranının yüzde 60 olduğu kaydedildi. Air France'dan yapılan açıklamada ise Pazar günü uçuşlarda ise daha fazla aksaklık olacağı duyuruldu. Yarın için sadece uçakların yüzde 38'inin normal seferlerini gerçekleştireceği, greve katılan pilot oranının ise yüzde 65'e yükseleceği aktarıldı.


Grev, Air France pilotlarının şirketin, kendi bünyesinde kurulan ucuz bilet satan havayolu şirketi Transavia'ya ağırlık vermek istemesi üzerine başlamıştı. Air France pilotlarının üye olduğu üç sendika, şirketin düşük maliyetli havayolu şirketleri ile rekabet etme planının pilotları mağdur edeceğini kaydetmişti. Sendikalar ile Air France arasında 15 Eylül'den beri sürdürülen görüşmelerde henüz bir sonuca ise ulaşılamadı.


Son olarak Başbakan Manuel Valls, grevin ülke ekonomisi ve imajına zarar verdiğini belirterek bir an önce sonlandırılması çağrısında bulunmuştu.



http://ift.tt/1uvBkwM

Fransa Dışişleri Bakanı 150 Iraklı sığınmacıyı havaalanında karşıladı

Fransa Dışişleri Bakanı 150 Iraklı sığınmacıyı havaalanında karşıladı


Terör örgütü Irak- Şam İslam Devleti'nden (IŞİD) kaçan 150 Iraklı Fransa'ya sığındı. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, ülkesine sığınan 150 Irak vatandaşını havaalanında karşıladı.




Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Fabius'un bu sabah ülkesine sığınan 150 Iraklı mülteciyi Roissy Havaalanı'nda karşıladığı belirtildi. Açıklamada, mültecilerin Fransa'dan Irak'a 10 ton insani yardım götüren uçakla Fransa'ya getirildikleri belirtildi.


Bakanlık, Fransa'ya giriş yapan mültecilerin farklı etnik gruplardan olduğunu duyudu. Sığınmacıların birçoğunun Fransa'da bulunan yakınlarının evinde, bazılarının ise kendilerini misafir etmek isteyen Fransızların yanında kalacağı kaydedildi. Son olarak 21 Ağustos'ta da 40 Iraklı mülteci Fransa'ya giriş yapmıştı.


Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, geçen hafta Irak'a yaptığı ziyarette, Fransa'da akrabaları bulunan zor durumdaki Iraklıların durumunu inceleyeceklerini belirtmişti.


Daha önce Doğu Azınlıkları Yardım Derneği(AEMO) tarafından yapılan açıklamada, Fransa'ya IŞİD'den kaçan Iraklı Hristiyanlara vize kolaylığı sağlaması çağrısında bulunulmuştu. AEMO'ya göre Fransa'nın Erbil Konsolosluğu'na başvuran Iraklı Hristiyanların sayısı 2 bini geçti.


Bu arada Fransa'nın Irak'a sağladığı insani yardım miktarının da 87 tona çıktığı duyuruldu.



http://ift.tt/1uvBiEW

Fransa siyasetinde yeniden Sarkozy dönemi

Fransa siyasetinde yeniden Sarkozy dönemi


Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden yaptığı açıklamada aktif siyasete geri döneceğini açıkladı.




Sarkozy, muhalefetteki eski partisi Halk Hareket Birliği'nin (UMP) 29 Kasım'da gerçekleştirilecek kongresinde parti genel başkanlığı için aday olduğunu duyurdu.


Koltuğunu François Hollande'a kaptırdığı son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, siyasetten çekilme sinyali vererek ''Ülkeme hizmetim artık farklı olacak.''ifadelerini kullanan Sarkozy'nin yeniden dönüş kararı, Fransa'da siyaset arenasını hareketlendirdi.


UMP'de genel başkanlık için isimleri geçen eski Dışişleri Bakanı Alain Juppe ve eski Başbakan François Fillon, Sarkozy'nin geri dönüşüne mesafeli yaklaştı. 2017 yılında düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını da açıklayan Juppe, Sarkozy'nin geri dönüş kararının UMP'nin başkanlık yarışını zenginleştireceğini belirti.


Sarkozy'nin dönüşünü yorumlayan iktidardaki Sosyalist Partisi (PS) Genel Sekreteri Jean-Christophe Cambadelis ise Sarkozy'nin siyasi konjonktür sayesinde kendi geçmişini halka unutturabileceğine inandığını iddia etti. Eski cumhurbaşkanının ülkeyi yönettiği dönemde elde ettiği bilançoyla yargılanacağını vurgulayan Cambadelis, Sarkozy'nin, ''Halka ne öneriyorsun? Cumhurbaşkanı olduğun 5 yıl boyunca neden gerçekleştiremedin?''sorusundan kurtulamayacağını dile getirdi.


LE PEN: SARKOZY'NİN ADAYLIĞI PASTANIN ÜZERİNDEKİ KİRAZ

Sarkozy'nin geri dönüş kararına bir diğer eleştiri ise aşırı sağ parti Ulusal Cephe (FN) Onursal Başkanı Jean Marie Le Pen'den geldi. Le Pen, Sarkozy'nin 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması durumunda ikinci tura dahi kalamayacağını iddia etti. 86 yaşındaki siyasetçi, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güçlü adayı kızı FN lideri Marine Le Pen'in Sarkozy gibi kolay bir rakibe karşı yarışmaktan mutlu olacağını da sözlerine ekledi. Le Pen, ''Sarkozy'nin adaylığı Marine için pasta değil, pastanın üzerindeki kiraz olur.'' ifadelerini kullandı.


Nicolas Sarkozy'ye yakınlığıyla bilinen eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın eşi Bernard Chirac ise 59 yaşındaki politikacının yeniden siyasi tartışmaların içine girmesini doğru bulmadığını ifade etti. Nicolas Sarkozy'nin Fransa için önemli işler başardığını belirten Chirac, Sarkozy'nin UMP Genel Başkanlığı'ndan ziyade 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendisini hazırlaması gerektiği yorumunda bulundu. Sarkozy'nin adaylık açıklamasını memnuniyetle karşılayan eski İçişleri Bakanı Claude Gueant de 59 yaşındaki liderin yeniden Fransa'yı toparlayabileceğini savundu.


FRANSIZLARIN 3'TE 2'Sİ SARKOZY'NİN DEĞİŞTİĞİNE İNANMIYOR

UMP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıklayan Sarkozy'nin şimdilik Fransızları ikna etmesi ise bir hayli zor gözüküyor. Fransa eski Cumhurbaşkanı'nın adaylığını açıkladığı saatlerde Odoxa araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen anket, Fransızların 3'te 2'sinin Sarkozy'nin değiştiğine inanmadığını ortaya koydu. Ayrıca ankete katılanların yüzde 55'i de Sarkozy'nin geri dönüş kararına olumlu bakmadığını kaydetti. Ankette Nicolas Sarkozy cephesini sevindiren tek sonuç ise, Fransızların yüzde 60'ının eski cumhurbaşkanının, François Hollande'a göre daha iyi olduğu yönünde verdiği yanıt oldu.


7 SORUŞTURMADA İSMİ GEÇİYOR

Nicolas Sarkozy'nin halkı ikna etmeyi başarması durumunda ise 2017 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar hakkında açılan davalardan aklanması gerekecek. Geçtiğimiz Temmuz ayında, yolsuzluk suçlamasıyla 15 saat gözaltında tutulan eski Cumhurbaşkanının halen soruşturmaları devam eden 7 davada ismi geçiyor. Sarkozy'nin siyasi kariyerini tehdit eden davalar arasında, 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçim kampanyasına Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi tarafından usulsüz para aktarıldığı ve kendi döneminde işadamı Bernard Tapie'ye usulsüz bir şekilde 400 milyon Euro'luk ödeme yapıldığı ile ilgili iddialar da yer alıyor.


Nicolas Sarkozy'nin 29 Kasım'da gerçekleştirilecek UMP Genel Başkanlık seçimlerinde ipi göğüsleyeceğine ise şimdiden kesin gözüyle bakılıyor. Seçimlere kadar Fransa'yı karış karış gezeceği belirtilen Sarkozy'nin yeniden Elysee'ye çıkması Cumhurbaşkanı François Hollande'ın adaylığına bağlı. Fransız kamuoyuna yansıyan son anketlere göre, 2017'de Hollande ile Sarkozy arasındaki olası ikinci tur mücadelesinde yarışı 59 yaşındaki Sarkozy'nin rahat kazanacağı öngörülüyor..



http://ift.tt/1uvBhRm

19 Eylül 2014 Cuma

Sarkozy: Aktif siyasete geri dönüyorum

Sarkozy: Aktif siyasete geri dönüyorum


Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, aktif siyasete geri döneceğini açıkladı.




Sarkozy, muhalefetteki eski partisi Halk Hareket Birliği'nin (UMP) 29 Kasım'da gerçekleştirilecek kongresinde parti genel başkanlığı için aday olduğunu duyurdu. Sarkozy, yayınladığı mesajında, "Kendi politik ailemin genel başkanlığı için adayım." ifadelerini kullandı.


Nicolas Sarkozy, "Fransa'nın mevcut bulunduğu durumunu görüp seyirci kalmak terk etmek demektir.'' vurgusunda bulunurken, siyasi tartışmaların giderek alçalması ve muhalefetin önemsiz konularda fikir ayrılığına düşmesinin kendisinin dönüşünü zorunlu hale getirdiğini aktardı.


Fransızların kaygılarına yeni cevap verilmesi gerektiğini belirten Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı, Fransızlara yeni bir politik seçenek sunmak istediğinin altını çizdi.


Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da dün basın mensuplarına yaptığı açıklamada, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin adaylığı ile ilgili, ''Geçmişte ülkeyi yönetenler gelecekte de ülke yönetimine talip olabilir. Demokrasi budur.'' ifadeleriyle değerlendirmişti.



http://ift.tt/1qRlFKh

Fatih Altaylı: Gazeteciliğe sızdırılmış pislikler var

Fatih Altaylı: Gazeteciliğe sızdırılmış pislikler var


Medyada ‘Alo Fatih’ diye bilinen M.Fatih Saraç’ın, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ile Fatih Altaylı’nın kovulması hakkındaki telefon konuşmalarına, Altaylı dün köşesinden cevap verdi.




Altaylı, bu tür hadiseleri daha önceden de bildiğini belirtirken, Habertürk gazetesinin sahibi işadamı Turgay Ciner’in her zaman kendisini bu tehditlere karşı koruduğunu dile getirdi. Bugünlerde yapılan gazeteciliğin 28 Şubat sürecinden bile kötü durumda olduğunu dile getiren Altaylı, “Onlar gazeteci falan değil. Bu mesleğe sızdırılmış pislikler.” dedi.


Önceki gün dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ile Habertürk’te bulunan M.Fatih Saraç arasında geçen bir telefon konuşması basına yansımıştı. Telefonda Erdoğan, Saraç’tan gazeteci-yazar Fatih Altaylı’yı yazılarından dolayı uyarmasını, hatta gerekirse ‘Kapının önüne koymasını’ söylüyordu. Bir süre önce Habertürk’ün genel yayın yönetmenliğinden ayrılan Altaylı, bu telefon konuşmalarına dün cevap mahiyetinde bir yazı kaleme aldı. Fatih Altaylı, kendisinin bu olaylardan çok daha önce haberinin olduğunu söylerken, “Doğrusu benim kovulmamın talep edildiği ‘tapeler’ beni hiç şaşırtmadı. Çünkü ‘Alo Fatih’ tapeleri yayınlanıp halkın bir bölümü beni ‘Alo Fatih’ zannederken de ben bunlardan haberdardım. Bazıları beni ‘Başbakan yalakası’ olmakla suçlarken, dönemin Başbakan’ı defalarca benim kovulmamı talep ediyordu. Çünkü bir Fatih, diğer Fatih’e rağmen gazetesinde gazetecilik yapmaya çalışıyordu. Bu da hoşa gitmiyordu.” ifadelerini kullandı.


Fatih Altaylı, o dönemde gazetenin sahibi işadamı Turgay Ciner’e kendisini kovması için de çok fazla baskı geldiğini ve bundan dolayı istifasını verdiğini aktarırken, Ciner’in ise kendisine, “Sen beni tanımıyorsun galiba.” dediğini yazdı. Altaylı, yazısının sonunda da 28 Şubat sürecinde ‘Askerler istedi’ bahanesiyle Dinç Bilgin tarafından Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar ve Mehmet Barlas’ın işine son verilmesine değindi. Altaylı, özetle şunları yazdı: “Ama o gün ile bugün arasında çok önemli bir fark var. O zaman gazeteciler, diğer gazetecilerle aynı fikirde olmasalar, hatta hasım olsalar bile “Bunları kovun’’ diye yazmazlardı. Bugün siyasetçilerin yaptıkları beni ne şaşırtıyor ne de üzüyor. Ama gazeteci kisvesi altında dolaşanların yaptığı kelle avcılığına inanamıyorum. Ama yine üzülmüyorum. Çünkü biliyorum. Onlar gazeteci falan değil. Bu mesleğe sızdırılmış pislikler.”



http://ift.tt/1wLXr6G