9 Temmuz 2014 Çarşamba

Ramazan’da rahmet kapısını tövbeyle aralayın

Ramazan’da rahmet kapısını tövbeyle aralayın


Gufranla tüllenen Ramazan ayında Rabb’imiz daha da cömert oluyor ve kendisine samimiyetle yönelen kullarının hata ve günahlarını bağışlıyor. Kula düşen ise Peygamber Efendimiz’in (sas) müjdesiyle günahlara kefaret olan Ramazan ayını tövbe ve istiğfar ile değerlendirmek.




Mübarek Ramazan ayı, günahların affı için çok önemli bir kapı. Kul, Allah’a en çok yaklaştığı bu dönemde tövbe kapısını aralamalı. Ramazan ayının günahlara kefaret olduğunu belirten ilahiyatçı-yazar Dr. Mehmet Yavuz Şeker, “Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor, ‘Beş vakit farz namaz, cuma namazları, Ramazanlar kendi aralarındaki (büyük günahlardan uzak kalındığı müddetçe) günahlara kefarettir.’ Nasıl tövbe bizim günahlarımıza bir kefarettir. Aslında şu idrak ettiğimiz Ramazan ayı da bizim günahlarımıza kefaret olabilir. Eğer gündüzlerini oruçla, Kur’an-ı Kerim okumakla, gecelerini de teravih namazıyla güzel bir şekilde geçirebilirsek Ramazan bizim geçmiş günahlarımıza kefaret olabilir. Ramazan ayı potansiyel bir tövbedir.” ifadelerini kullanıyor.



Tövbenin değil, tövbeyi yapan insanların üç kısma ayrıldığını aktaran Şeker, “Fethullah Gülen Hocaefendi tövbeyi anlatırken iki kelime daha koyuyor yanına. Tövbe, inabe ve evbe. İnsanların doldurmuş olduğu bir piramit gibi düşündüğümüzde piramidin en alt kısmında avam halkı temsil eden insanların bir tövbesi vardır. Bu insanların tövbesi şu şekilde oluyor. Bir günah işleniyor, açık net bir yanlışlık yapılıyor. Sonra bu günahın neticesinde o insanın kalbinde burkuntular meydana geliyor. O haliyle o insan Cenab-ı Hakk’a yöneliyor. Biraz daha piramidin ortalarına doğru yükseldiğimizde piramidin ortasını da havas, has denilen insanlar teşkil ediyor. Bu insanlar da Cenab-ı Hakk’a yöneliyor. Onların da kendilerine göre bir günah anlayışı var. Bu insanlar ise net açıktan bir günah işlemiyor. Ama maiyet adabına aykırı her türlü düşünceden ve davranıştan sonra Cenab-ı Hakk’a yöneliyorlar. Piramidin en üstünde ise peygamberler ve peygamberlerin hakiki mirasçısı olan insanlar var. Bunların da Allah’a yönelmeleri var. Bunun adı evbe oluyor. Bunlar da olmayan ama insan ve beşeriyetin muktezasından diyerek insanlığımızdan kaynaklı bir hata oluverir diye Cenab-ı Hakk’ın istemediği bir iş yapar düşüncesiyle tir tir titriyor ve o halleriyle Allah’a yöneliyor.” bilgisini veriyor.



Tövbenin en önemli şartının pişmanlık olduğunu belirten Şeker, “Bunun dışında işlenen günahtan uzaklaşmak, o günahı bir daha işlememeye azmetmek. Tövbe ve istiğfarla o duygu ve düşünceyle Cenab-ı Hakk’a yönelip tövbemizi kabul etmesini rica etmemiz, affımızı O’ndan talep etmemiz de tövbenin şartlarındandır.” diyor.



http://ift.tt/1joSRqa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder