Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kardeşleri ve akrabaları, Erzurum’un ardından İstanbul’da da bir araya gelerek karalama ve iftiralara tepki gösterdi. Wow Otel’de düzenlenen ‘Gülen Aile Buluşması’ programında aile adına açıklama yapan Hocaefendi’nin yeğeni Kemal Gülen, mesnetsiz ithamlara karşı, “Yalancılığı ve ırkçılığı, müfterilerine iade ediyoruz.” dedi. Devlet imkânlarını tepe tepe kullanarak yapılan kara propagandanın vicdanları yaraladığını dile getirdi ve ekledi: “Siz hangi hakla devletin medya gücünü, emniyet güçlerini arkanıza alarak yalan ve iftira kampanyası düzenliyorsunuz?”
Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümet medyasının Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ne mesnetsiz ithamları hız kesmeden sürüyor. Haksız ve ağır ithamlar vicdanları yaralarken, karalama kampanyasına sessiz kalamayan Hocaefendi’nin akrabaları bir araya gelerek iftiralara ikinci kez cevap verdi. İki hafta önce Erzurum’da düzenlenen ‘Gülen Aile Buluşması’ dün de İstanbul Wov Otel’de gerçekleşti. Programda Hocaefendi’nin kardeşleri Salih Gülen, Kudbettin Gülen, Mesih Gülen, Seyfettin Gülen, Nurhayat Seven, Fazilet Korucuk ve akrabası Sevgi Kutlukay kameraların karşısına geçti. Aile adına açıklamayı okuyan Hocaefendi’nin yeğeni Kemal Gülen, özetle şu tespit ve mesajlarda bulundu:
Hocaefendi’nin Susturulmaya çalışılması, zulmün ne kadar azgın hale geldiğinin ispatı: Bugün buradan bütün dünyaya haykırmak isteriz ki; hayatının bütün dönemlerine şahit olduğumuz Fethullah Gülen Hocaefendi, bu milletin yetiştirdiği ve dünyanın bağrına bastığı büyük bir düşünce ve aksiyon insanıdır. Onu inciten, Anadolu insanını incitmiş olur. Onun gönlünü kıran milletimizin gönlünü kırmış olur.
Devlet imkânlarını kullanarak yapılan kara propaganda, vicdanları yaralıyor: 3 ayı aşkın bir süredir Hocaefendi’ye ve onu sevip takdir eden Camia’ya karşı devlet imkânları ile akıl almaz bir linç kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya, bizzat ülkenin Başbakanı’nın yönlendirmesi ve teşviki ile gerçekleştiriliyor. Türkiye’de öfke tarafından esir alınmış bir iktidar aklı var. Bazı insanlar bu aklın yönlendirdiği sele kendilerini kaptırmış ve onlar da öfkenin, nefretin esiri olmuştur. Sağduyu ve vicdan işlemez hale gelmiştir. İktidar partisinin kullandığı kırıcı ve yıkıcı siyaset dili kitleleri birbirlerine karşı ötekileştirmiş ve kutuplaştırmıştır. Devlet imkânlarını tepe tepe kullanarak yapılan ve dokunulmazlık zırhı arkasına sığınılarak icra edilen kara propaganda vicdanları yaralıyor, yürekleri dağlıyor. Ailesi olarak biz de soruyoruz: Siz hangi hakla devletin medya gücünü, emniyet güçlerini arkanıza alarak yalan ve iftira kampanyası düzenliyorsunuz? Kimin vergisini kimi yok etmek için kullanıyorsunuz?
İlim adamlarının vefasızlığını esefle karşılıyoruz: Mümin, Müslüman ve kul hakkına inanan insanların ağzından çıkan kin, nefret, düşmanlık kokan bu hakaretleri, Hocaefendi’nin beyanını ödünç alarak ifade edelim, kendilerine hiç ama hiç yakıştıramadık. Hocaefendi ile birlikte milletin istikbali adına yıllarca omuz omuza hizmet ettiklerini gözlemlediğimiz Diyanet camiası, ilahiyat fakültelerindeki ilim adamları ve kanaat önderlerinin suskunluğu bir yana, birkaç ham ve hasta ruhun medya aracılığı ile hak hukuk tanımaz insanların değirmenlerine su taşımalarını da esefle görüyor, bu vefasızlığı ve kadirbilmezliği anlayamadığımızı beyan ediyoruz.”
Hep istiğna düsturuyla yaşadı: Bu millet de şahittir biz de şahidiz ki Fethullah Gülen Hocaefendi hayatı boyunca hep istiğna düsturuyla yaşadı. Kimsenin yardımını kabul etmedi, hiçbir fani karşısında eğilip bükülmedi. Paraya, mala, mülke, makama şöhrete ve kibre boyun eğmedi. Bu güzel insanın dava aşkına, mahviyet düşüncesine, murakabe ve muhasebe şuuruna 75 yıllık ömrü içinde binler, yüzbinler, milyonlarca insan şahit oldu.
Değil saraylar, Hocaefendi’nin kendine ait bir çadırı dahi olmamıştır: Maalesef bazı çapsız tetikçiler kirasını ödeyerek ikamet ettiği vakıf tesislerini, onun şahsî malı imiş gibi göstererek onu “malikânede yaşıyor” yalan ve iftirasında bulundular. Hocaefendi’nin tüm hayatı halkın içinde geçmiştir. Değil saraylar, malikâneler, evler, kendine ait bir çadırı dahi olmamıştır. Hatta kardeşlerinin zengin olmaması için ‘iki yakaları bir araya gelmesin’ diye Allah’a yalvarmıştır.
Başbakan’ın Hocaefendi’yi yuhalatmaktan nasıl bir zevk aldığını merak ediyoruz: İhtimal gerçek paralel yapının üstü örtülmek istendi. Fakat Hocaefendi’nin hafta boyunca yaptığı makul ve barışçıl açıklamaların hiçbiri Başbakan’ı aylardır devam ettirdiği seviyesiz saldırıdan vazgeçiremedi. Hatta Erzurum’da hemşehrilerimize seslendi. Biz hayretler içindeyiz. Alvarlı Efe’nin manevi terbiyesinden geçmiş, şehrin yetiştirdiği bu nadide insanı yuhalatmasından Başbakan’ın nasıl bir zevk aldığını merak etmiyor değiliz. Hocaefendi hakkını helal etse bile bizim yürek yangınımızın arşı ihtizaza getireceği ümidini taşıyor, bu yangına destek veren medya kuruluşlarını da insaf ve izana davet ediyoruz.
Hocaefendi, siyasÎ rakipmiş gibi partizanların önüne atılıyor: Sokaklar gergin, miting meydanları alev topu gibi. Öfke dağları oluşmuş, bir kıvılcım bekliyor patlamak için. Mütebessim gözlerin yerini ateşli bakışlar almış, kardeşler bile birbiriyle kavga ediyor, rakiplere acımasızca saldırılar yapılıyor, bu arada Hocaefendi de sanki bir siyasi rakipmiş gibi haddi aşmışlar tarafından muvakkaten aklı başından gitmiş partizanların önüne atılıyor. Hayır, buna hakkınız yok. Onu sevenleri üzmeye hakkınız yok. Tahrikçileri dünyada hukuka, mahşerde mizana havale ediyoruz. Durma bilmeyen bu iftiralar ve hakaretler karşısında biz buradan bir kere daha o duanıza âmin diyor ve sizin masumiyetinizi karalamaya çalışanları da âmin demeye çağırıyoruz.
Bu hizmetleri ne iftiralar durdurur ne de yalanlar: Muhterem büyüğümüzün teşvikleriyle başlayan milletimizin bugününe ve yarınına, hatta bütün insanlığa yapılan şu hizmetler, Allah’ın izni ve inayetiyle devam edecek, kervan yürüyecektir. Bu kervanı yine Allah’ın lütfu ve keremi ile ne iftiralar durdurur, ne de yalanlar. Biz buradan bir kez daha sağduyu çağrısı yapıyoruz. Bizler Gülen ailesi olarak Peygamber Efendimiz’in ‘Zalim de olsa, mazlum da olsa, kardeşine yardım et!’ emrine uygun davranacağımıza, dövene elsiz, sövene dilsiz ve derviş gönülsüz gerek istikametinde, her türlü kavga ortamından uzak kalacağımıza söz veriyoruz.
Sahte delil üretilecek diye endişe duyuyoruz
Kemal Gülen, Camia’ya yönelik operasyon iddiaları hakkında da şu endişeyi paylaştı: “Örgüt, çete ve casusluk gibi lafların ardından değerli aile büyüğümüz hakkında bir dava açılacağı artık meydanlarda söyleniyor. Ortada hiçbir suç olmadığı ve şu ana kadar hiçbir suç bulunamadığı halde, kanun gücünü zorlamak adalet duygusuyla bağdaşmıyor. ‘Suçu ispatlanmamış herkes masumdur’ karinesinin değerli aile büyüğümüz için uygulanmadığı ve daha baştan suçlu kabul edilerek yargısız infaz yapıldı. Biz de aile olarak sahte delil üretilecek olmasından endişe duyuyor, memleketimizin geleceği adına kaygılarımızı paylaşıyoruz.”
Soyumuza iftira atılarak çifte ırkçılık yapılıyor
Soyağacımız çok net bilindiği halde gerçek dışı iddialar ortaya sürülüyor ve bu yolla Hocaefendi hakkında farklı bir imaj oluşturulmaya çalışılıyor. Biz ırkçı değiliz, her türlü ırkçılığa da karşıyız; ancak bir kısım karanlık odakların Hocaefendi’nin soy kütüğünü başka göstererek çifte ırkçılık yaptığının da farkındayız. Hiç kimse ırkı, rengi, soyu ile suçlanamaz; ama gerçek dışı bilgilerle hem nispet edilen bir ırk hem de onunla ilgisi olmayan bir aile zan altında tutulmak isteniyor. Cahiliye âdeti olan ırkçılığı ve nifak alameti sayılan yalancılığı müfterilere iade ediyoruz.
Türkçe Şöleni için her şeyimiz emrinize âmâde
Kemal Gülen, Başbakan Erdoğan’ın Türkçe Olimpiyatları’nı yaptırmayacağına ilişkin duyanları hayret eden açıklamasına da temas etti: “Türkiye sevdalısı bu kadar insanın yetişmesi neden zorunuza gidiyor bir anlayabilsek. Velev ki zorbalıkla bu kurumların kapılarını milletimize açmadınız, şöleni tertip edenlere buradan sesleniyoruz, biz aile olarak söz veriyoruz ki tarlalarımız bahçelerimiz evimiz neyimiz varsa şölen yapmanız için hepsi emrinize amadedir.
Açılımlara en başından destek verdi
Hocaefendi’nin çözüm sürecini sekteye uğratmaya çalıştığı iftirasını da yalanlayan Kemal Gülen, şunları söyledi: “Hükümet sonunu iyi getiremese bile bazı güzel açılımlar yapmış, Hocaefendi de biz de aile olarak demokrasi adına ümit verici bu gelişmeleri alkışlamıştık. Hocaefendi, Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı gibi hayırlı adımların hepsini ta baştan itibaren ‘Sulhta hayır vardır’ diyerek desteklemiştir. Değerli aile büyüğümüzü açılım karşıtı göstermek en azından insafsızlık olur.”
http://ift.tt/1jm3byk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder