Son zamanlarda özellikle muhafazakâr kesimin tercih ettiği ‘su geçiren ojelerin’ aslında su geçirmediği belirtiliyor.
Maltepe’deki biyokimya laboratuvarında deney yapan yüksek kimya mühendisi Kudret Livaoğlu, ojelerin hiçbir şekilde su geçirmediğini söylüyor. Livaoğlu, deneyi “Ojeyi su geçirgenliği olan filtre üzerine sürüp kuruttuktan sonra bir süre su üzerinde beklettik. Filtre kâğıdının alt yüzeyini incelediğimizde hiçbir şekilde su geçişi olmadığını gördük. Bu ojelerin su bazlı olması ojenin su geçirdiği anlamına gelmiyor.” diyor. İslam hukukçusu Saffet Köse ise “Bu tür ürünler altına su da geçirmiyorsa yıkanması gereken organlar yıkanmamış kabul ediliyor. Bu durumda abdest ya da gusül alınmamış oluyor.” ifadesini kullanıyor. Ojenin suyu tırnağa geçirmemesi ve abdeste engel olması sebebiyle Hindistan’da bir kozmetik firması su geçiren oje ürettiğini açıkladı. Ancak Livaoğlu, “Zaten bu bilimsel yönüyle de mantıklı bir durum değil. Bu tipte formülasyonların diğer ojeler gibi çözücü, alkol, formaldehid, tuloen, phytalat, asetat, glikol ether gibi zararlı kimyasallar, uçucular ve dolayısıyla koku içermediği doğru. Ancak yine de su bazlı akrilik bir polimer içeriyor. Akrilik, plastiğin ana maddesidir ve plastik kaplı bir tabakanın su geçirmeyeceğini bu alanda uzman olmayanlar da anlayabilir.” diye konuşuyor.
Livaoğlu, “Hindistanlı bu firmadan ürünü ben de aldım. Bu ürünlerin su bazlı olması zararlı solventler içermemesi anlamındadır. Yani sağlık için daha iyidir, fakat bu su geçiriyor anlamına gelmez. Aynı durum duvar boyalarında da var.” diyor. Muhafazakâr kesim için bunun cazip görülen tarafının herhangi bir çözücüye ihtiyaç duymadan soyulma yöntemi ile çıkarılabilmesi olduğunu söyleyen Kudret Livaoğlu, şunları kaydediyor: “Ojenin soyulma yöntemi ile çıkıyor olması maalesef ki su geçirdiğini göstermiyor.”
http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/ojenin-su-bazli-olmasi-su-gecirmesi-anlamina-gelmiyor.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder