15 Nisan 2014 Salı

Doğru eş sadece tanışarak bulunmaz

Doğru eş sadece tanışarak bulunmaz


Şimdiki gençlerin evlilik işlerine akıl erdirmek mümkün değil. Önce bir tanışma devresi yaşıyorlar. Karşılıklı birbirlerini tanımak istiyorlar, nasıl bir yuva kuracaklarına dair… İşte bu dönemde erkekler konuşuyor, kızlar dinliyor. Sonra işler biraz ilerleyip nişan olunca, o zaman kızlar konuşuyor, erkekler dinlemeye başlıyor. Peki, evlenince ne oluyor dersiniz? Evet, evlenince de ikisi konuşuyor, bütün mahalle dinliyor.




Ne yazık ki çok acı. İç sızlatan bir durum. Ev, içindeki insanlara göre evdir. Bir evde yaşayanlar ne kadar insanî değerleri paylaşıyorsa o kadar huzur ve mutluluk olur. Evde bir dert varsa insan sebebini kendinde, kendi insanlığında, hakiki insan olma yolculuğundaki eksikliğinde aramalıdır.


Sevdiklerimize acı çektirmekten korkmalıyız. Onları üzmemeliyiz. İnsan eşini, çocuklarını üzmek ister mi? Hareketlerimiz sonuçlara yol açar. Bugün eker, yarın biçeriz. Aile bireylerini üzecek davranışlara daha baştan girmemeliyiz.


Sevgimiz herkesi kapsayacak kadar genişlemelidir. Hepimiz Adem’in çocukları değil miyiz? Hepimiz büyük bir ailenin parçası değil miyiz? Niye paylaşamıyoruz ki dünyayı? Egolarımız o kadar büyümüş, o kadar kabarmış ki canavarlaşmışız. Oysa egoizm depresyon nedeni, diğergamlık ise mutluluk sebebidir. Aslında hepimiz bir sofranın çevresindeyiz. Dertleri paylaşır azaltırız, sevinçleri paylaşır çoğaltırız. Kimsenin nasibini kimse yemezmiş. Kapının ardından kimin çıkacağı, ne getireceği belli olmaz. Bereketin kimde ve nerede olduğunu bilemeyiz.


SİZE LAYIK EŞ NEREDEDİR BİLİNMEZ

Günümüzde eş adayını bulma konusuna yanlış inançlar var. Sanki tanışarak evlenince ve görücü usulü evlenmeyince en yakışıklı erkek, en güzel kız bulunacak. En ideal, ahlâklı eş gezerek bulunur; en kötü, uygunsuz eş görücü usulü ile denk gelirmiş gibi yanlış bir kanı var. Bunların hepsi yanlıştır. Görücü usulü ya da tanışarak asıl olan size layık bir hayat arkadaşının, doğru ve uygun eşin bulunmasıdır. Bu her iki usulle de olabilir. Kararı eninde sonunda bireyin kendi verecektir.


Bu nedenle nasibin geldiğinde, çevrendekiler gösterdiğinde ya da tanıştırıldığında adayı değerlendir. Baştan hayır dersen nasibini tepmiş olursun. Kendini kader çizgisinde araya sokmuş olursun. Müdahale edersen sonuçlarına katlanırsın. Bu alışverişte dikkatli olmalısın. O’ndan sana gelen mesajlara dikkat etmelisin. Evlenirken büyüklerin görüşlerinden de istifade etmek gereklidir. Uygun eşi bulmak kadar, uygun eş olmak da önemlidir.


Aşure dertlere derman, şifalı, latif bir tatlıdır. Farklı birçok üründen, meyve ve tahıllardan meydana gelmiş tatlı bir gıdadır. Aşurede kullanılan her gıda kendini diğerlerinde eritmiş, hepsi bir bütün olmuştur. İnsanın en zorlandığı şey kendi benliğinden kurtulmasıdır. Bunu başarmak zordur. Başaranlar da hem kendileri hem aileleri adına kazançlı çıkar. Her renkten değişik zevkler yayarlar çevrelerine. Birçok polenden tat alan arıların midelerinden balı çıkarmaları gibi. Bir kilo bal on milyon polenden alınan tatların karışımıyla oluşur. Birlikten kuvvet doğar, güç doğar.


İnsan sıfır olmalı, sıfır noktasını yakalamalıdır. Kendini değil, başkalarını düşünmelidir. Eşine, çocuklarına merhametli, kerem sahibi olmalı gerekirse kendinden taviz vermeli ve aile bütünlüğünü sağlamalıdır.


Nefis azgındır ve insanı yanıltır. İster de ister. Şeytan da onu kışkırtır. Ama insan kendisinde bir çekirdek olarak var olan iradesini kullanır ve aile bütünlüğünü korursa kazananlardan olur. Temel sır kendini değil başkalarını düşünmektir. Kurtulmak, kurtarmaya bağlıdır. Kurtulmak egoist olmamaya, diğergam olmaya bağlıdır.



http://ift.tt/1l23tXL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder