LDP Genel Başkanı Toker, bir gazete yöneticisinin kendisine “Paralel devlet var, deyin, sizi manşet yapayım.” teklifinde bulunduğunu açıkladı. Toker, prensip icabı gazete ve gazetecinin ismini açıklamak istemedi. “İktidarın resmî gazetesi” demekle yetindi.
Liberal Demokrat Parti (LDP) lideri Cem Toker, Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümete yakın çevrelerce gündeme getirilen ‘paralel devlet’ suçlamalarına ilişkin dikkat çekici bir ifşaatta bulundu. Toker, hükümete yakın bir gazetenin “gazetecilik etiğine uymayan yayınları doğrultusunda yapacağı değerlendirmelerin manşetten yayınlama” teklifinde bulunduğunu söyledi. “Ahlaksız teklifi reddettim. Manşetleri de ahlaksız teklifleri de onların olsun!” diyen Toker, ‘ahlaksız teklif’in hükümet ve hükümet medyasının çaresizliğini ortaya koyduğunu belirtti: “Bizim ilkelerimizi çiğneyeceğimizi düşünen gafil aslında kendi acizliğini ortaya koyuyor. Çünkü biz en son genel seçimlerde sonuncu olmuş bir partiyiz. O kadar acz içindeler ki bize geldiler. Hukuk dışı söylemlerine ne sağdan, ne soldan ne büyüğünden ne küçüğünden hiçbir partiden, siyasal görüşten destek bulamadıkları için LDP gibi seçimlerde sonuncu olmuş bir partiden destek almak istiyorlar. İlkelerimizden taviz vermeyeceğimizi söyleyip gönderdik.”
Cem Toker, teklifi yapan gazete ve gazetecinin ismini prensip icabı açıklamak istemedi. Sadece “iktidarın resmi gazetesi” demekle yetindi. Gazetelerin tartışılan gündemle ilgili yayın çizgilerine bakılınca tahminde bulunmanın zor olmayacağını ifade etti: “Meslek etiğini unutmuş gafilin ismini prensibim gereği açıklamayacağım. Ancak ilk aklınıza gelen isimde yanılmazsınız. Gazeteciliği bir kenara bırakıp iktidarın resmi yayın organlığına tenezzül eden bir gazete.”
LDP lideri Toker, ‘paralel devlet’ iddiasını da gerçekçi bulmadı. Bu konuda şu yorumu yaptı: “Yargının faaliyetleri kendisine dokununca yargının paralel devlet olduğuna dair spekülasyon yapmak demokrasinin ‘d’sinden anlamadıklarını gösterir. Chek and balans ile yargı demokrasilerde denetim unsuru olarak öne çıkar. Hukukun evrensel ilkelerini göz ardı ederek kendi yargılarını oluşturmak istiyorlar. Türkiye’de olan da budur.”
http://ift.tt/1hqhL2M
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder