Başbakan Erdoğan, son günlerde meydanlarda sürekli ‘ablaları’ hedef gösteriyor. Kendisi için öğrencilere beddua ettirildiğini anlatıyor.
Ancak bir gün önce söyledikleriyle bir gün sonra dile getirdikleri birbiriyle çelişiyor. Cumartesi günkü Sivas mitinginde, “Yurtlarda yavruları bedduaya kaldırıyorlar. Hale bakın. Bu ne zillettir.” dedi. Aynı gün Yozgat’ta iddiasını bir adım ileri taşıdı ve “Bugün Yozgat’ta yanıma bir grup genç kız geldi. Dediler ki ‘Başbakan’ım biz evlerde kalıyoruz, bizi gece ibadete kaldırıyorlar ve size beddua ettiriyorlar.” ifadelerini kullandı. Ertesi gün Afyonkarahisar ve Kütahya’da ise, “Dün Sivas’ta bir olay yaşadım. 8 kızımız valilikte yanıma geldiler. Başı açık ve örtülü. Bunlar paralel yapının evlerinde kalıyor. Dediler ki, ‘Başbakan’ım bizi ciddi baskı altına alıyorlar. Geceleri ablalar bizi kaldırıp size beddualar yaptırıyor.’ Çok daha ilginci, ‘Sizinle ilgili yalan yanlış dezenformasyonla bize bilgi aktarıyorlar. Ailenizle ilgili aktarıyorlar. Biz inanmıyoruz ama biz de korkuyoruz. Çünkü bizim ailelerimize de yalan haberler göndermek suretiyle bizi karalayacaklarından korkuyoruz’ diyorlar. Bunun insani, vicdani, İslami bir yanı olabilir mi?” dedi.
Açıklamalardaki çelişkiler dikkat çekici. Öncelikle bu kızlar yurtta mı kalıyor, evde mi? İkinci olarak Başbakan’ın yanına hangi şehirde geldiler? Başbakan bir konuşmasında Sivas’ta, diğer konuşmasında Yozgat’ta diyor. Gazeteciler Sivas ve Yozgat’ta Başbakan’ı adım adım takip etti. Ve hiçbirisi 8 kişilik bir grubun Başbakan’la görüştüğünü görmedi. Başbakan, herhangi bir yerde kapalı bir toplantı da yapmadı. Programına uydu. Diğer yandan gerçekten yurtta kalan böyle birileri var mı? Bu yurtların isimleri ne? Her iki şehirdeki öğrenci yurtlarının yöneticileri de yurtlarda kalan hiçbir öğrenciye beddua ettirmediklerini anlattı.
Başbakan’ın açıklamalarındaki çelişkiler ve iddialarının dayanaktan yoksun olması, Camia’ya yönelik açık bir karalama kampanyası olduğunu gözler önüne seriyor. Diğer yandan Afyonkarahisar’daki beddua ile ilgili sözlerinin devamında vahim bir nokta daha var. Aynen şöyle diyor: “Çok daha ilginci, ‘Sizinle ilgili yalan yanlış dezenformasyonla bize bilgi aktarıyorlar. Ailenizle ilgili aktarıyorlar. Biz inanmıyoruz ama biz de korkuyoruz. Çünkü bizim ailelerimize de yalan haberler göndermek suretiyle bizi karalayacaklarından korkuyoruz’ diyorlar. Bunun insani, vicdani, İslami bir yanı olabilir mi?”
Başbakan, bu sözlerle yurtlarda kalan genç kızlara şantaj yapıldığını ima etmeye çalışıyor. Bu noktada Başbakan’a iki basit soru soralım: Madem kızlar size gelmiş ‘bize şantaj yapılıyor’ demiş. Neden onlara ‘savcılıklara suç duyurusunda bulunun’ demediniz?
Yok eğer böyle bir şey yoksa, olay tamamen bir mizansense bu iftiraya girmez mi? Ve bunun insani, vicdani ve İslami bir yanı var mı?
Uluslararası medya çarpıtması
Başbakan, Afyonkarahisar’da uluslararası medya organlarını da eleştirdi. “Uluslararası medya dün Yozgat’taki toplantıyı ‘Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ını protesto etmek için toplanan kalabalık’ diye verdi. Bunların cibilliyeti bozuk. Dürüstlük diye bir şey yok. Sosyal medyada bu şekilde yapıyorlar.” dedi. Ancak uluslararası medyada Yozgat mitingiyle ilgili bir çarpıtma olmadı. Erdoğan’ın bu sözlerle ‘dış güçler bize karşı’ algısını güçlendirmeye çalıştığı belirtiliyor.
http://ift.tt/1dtNLQx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder