27 Şubat 2014 Perşembe

Neden camide siyasete hayır diyoruz?


Geçen hafta yayınladığımız “Camide siyasete hayır” başlıklı haber geniş yankı buldu. Paris'teki görevini tamamlayan Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu ve Fransa Türk Federasyonu Başkanı Namık Şahin'in çağrıları toplumun geniş kesimleri tarafından desteklendi.




Camilerin siyasallaşması endişeleri nedeniyle, Fransa’da 50. yılına giren Türklerin yakın tarihini hatırlayıp dersler çıkarmamız gerekiyor. 80'lerin Türkiye’sini unutmuş olabiliriz. Gençlerimiz de belki bilmez. Ancak, o bunalımlı yılları Fransa’ya taşımak isteyenlerin neden olduğu tahribat hatırlanmalı. Fransa’da derneklerin o yıllarda tüzüklerini sadece konsolosluklardan aldığını, o yıllarda aynı camide namaz kıldığı halde “komünizm propagandası yaptığı” gerekçesiyle cami derneklerinden kongre kararı ile ihraç edilen Türkler olduğunu unutmayalım. O dönemde, diplomatlarımızı şehit eden Asala terörünü ya da Orly saldırısını kınamak, anmak ve hatırasını canlı tutmak adına dahi bir araya gelememiş bir topluma dönüşmüştük.


Bu tehlikeli yükseliş, 90’lı yılları da unuttuğumuzu gösteriyor. Birden bire ortaya çıkan ve camileri mesken tutan holdingler ve bu holdinglerin yüksek kazanç vaadi ile inançlı insanları nasıl mağdur ettiğini ne çabuk unuttuk. Avrupa’yı karış karış gezen holdingçiler o yıllarda camileri kullanmıştı. Camilerde namazın ardından hisseler dağıtıldı, paralar toplandı. O şirketler iflas etti fakat mahkemeleri hala sürüyor. O yıllarda holdingçilere güvenerek öne atılanların ve akrabalarına ön ayak olanların mahcubiyeti henüz geçmiş değil. Yakınlarıyla ve hatta cami dernekleriyle arası açılanları unutmamak gerekiyor.


Bugün daha vahimi o kara dönemlerde bile hassasiyetini korumuş, tüm topluma açık ve saygın konuma gelmişDİTİB camilerinin deTürkiye'deki çekişmenin içine çekilmek istenmesi. Türkiye siyasetinin hiç olmadığı kadar fırtınalı olduğu ve parti liderlerinin halkı kutuplaştırmaktan çekinmediği şu günlerde, camilerde milletvekillerininsiyaset yapması kime ne kazandıracak? Aynı cami derneklerine üye ama başka siyasi partilere destek veren vatandaşlar ne düşünecek? Bir kaç camide çıkan kavgaları siz görmezden gelebilirsiniz ama yaşanan hadiseleri yaklaşan felaketin habercisi olarak değerlendiriyorum.


İlk önce “Milli İradeye saygı” isimli siyasi propaganda toplantılarına ilginin az olması nedeniyle bu üzücü gelişmeleri duyurmak istemedik. Milletvekilleri siyasi propagandasını yapsın diye ezan saatinin ileriye alınmasını, okunan ezanın yarım kesilip siyasi toplantıya devam edilmesi gibi üzücü görüntüleri de geniş kitlelere duyurmak istemedik. Ancak, camilerin siyasi amaçla kullanımı hala devam ediyor. Fransa'da yaşayan Türklerin tarihinin kaydını tutan ve şimdiden akademisyenlerin arşivine yoğun ilgi gösterdiği Zaman France gazetesinin tarihe not düşmesinin zaruriyet haline geldiğini gördük. Bizim hiç bir şehri, cami derneğini ya da ismi hedef almamız söz konusu değildir.


Türkiye siyasetin sorumsuzca kullandığı kutuplaştırıcı dil nedeniyle bölünmüş durumda. Ancak, Fransa'daki Türklerin Türkiye'deki gelişmeleri yok sayma şansı olmasa da, Türkiye'deki kavgaları böylesine Fransa'ya taşıma lüksü de yok. 2 ay önce aralarında hiç bir sorunu olmayan, uyum içinde yaşayan insanları binlerce kilometre uzakta yaşanan ve hiç bir dahili olmadığı bir kavgayla ateşe atmak sorumsuzluktur.



http://ift.tt/1hkEXBk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder