Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun Liberal partili üyesi Andrew Duff, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının karartılmasına yönelik girişimlerin katılım müzakerelerinin durdurulmasına yol açabileceğini söyledi. İngiliz siyasetçi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ihlal edildiğini vurguladı.
Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının soruşturulmasının engellenmesine yönelik girişimlere Avrupa Birliği (AB) içerisinden bir tepki daha geldi. Brüksel merkezli ABHaber’e konuşan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi İngiliz vekil Andrew Duff, “Eğer yargıya müdahale devam ederse Türkiye-AB müzakere sürecinin durdurulması gündeme gelir.” dedi. Avrupa Parlamentosu (AP) Liberal grubuna mensup olan Duff, “17 Aralık sonrası yaşananlar bize Türk devletinde bir kriz olduğunu gösteriyor. Bir kaos ortamı var. Erdoğan, tüm gücü elinde toplamak istiyor. Basın, yargı vesaire.” ifadelerini kullandı.
Daha önce de hem AP hem de AB Komisyonu’ndan hükümete soruşturmaların seyrini etkileyecek gayri hukukî müdahalelerden kaçınması ikazı gelmişti. ABHaber’e yaptığı değerlendirmelerde Hizmet Hareketi’nin devlet idaresinde modern hukuk ve demokratik ilkeler çerçevesinde şeffaflık talebine de değinen Duff, “Fethullah Gülen, Türkiye’de yolsuzluğa karşı. Bence haklı.” şeklinde düşüncelerini ifade etti. İngiliz siyasetçi, “Avrupa Parlamentosu Türkiye raporuna 17 Aralık süreciyle ilgili çok sayıda değişiklik önergesi verildi. Tüm bu gelişmeleri (17 Aralık sonrası) Gezi Parkı ve yeni bir anayasa yapılamaması noktasında değerlendirmeliyiz.” dedi. Duff, Ergenekon süreciyle ilgili sorulan sorulara ise, “Ergenekon yargı süreci şüpheli. Güvenilebilir bir yargılama süreci olmadığı birçok kuşkuları barındırdığı ortada” cevabını verdi. Duff’ın açıklamaları AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) yapılmak istenen değişikliklere yönelik ikazının üzerine geldi. Önceki gün Twitter’dan paylaştığı mesajında Füle, HSYK’nın fiilen Adalet Bakanlığı’na bağlanmasını öngören tasarıyla ilgili, tekliflerin AB kriterleri ile uyumlu olup olmadığının tetkik edilmesini talep ettiğini aktardı.
Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ise dün yolsuzluk operasyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, “Türkiye’de tam olarak hukuk devleti ne yazık ki işlemiyor. Yolsuzluk kim tarafından yapılmış olursa olsun ister bakan, ister bakanın oğlu, ister bir hoca... Hiç kimse yasanın üstünde değildir. Bunu (yasaları) bir kere çiğnerseniz zaten kimse yasalara saygı göstermez.” uyarısı yaptı. Türkiye’nin kendisine Rusya’yı örnek aldığı izlenimi edindiğini söyleyen Özdemir, bunun iyi olmadığını düşündüğünü belirtti.
Avrupalı yargıçlar: Hükümet yargı üzerinde hakimiyet kurmak istiyor
Yirmi iki Avrupa ülkesinin yargıç derneklerini temsil eden Demokrasi ve Özgürlükler İçin Avrupalı Yargıçlar Birliği (MEDEL), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısını değiştirmeyi öngören yasa tasarısına tepki gösterdi.
MEDEL'den yapılan yazılı açıklamada, söz konusu tasarısıyla hükümetin yargı üzerinde hakimiyet kurmayı amaçladığı ifade edildi. Açıklamada, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının koruyucusu HSYK'nın yapısında acil değişiklik öngören düzenlemenin tehlikeli olduğuna dikkat çekilirken, "Kanun teklifi, yargıçların ve savcıların kariyerlerine ve yargının iç işleyişine hükümetin doğrudan müdahalesine izin vermektedir. Bu değişiklik teklifi, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin yargı bağımsızlığı hakkında kabul görmüş asgari standartlara aykırıdır." ifadeleri yer aldı.
Türk hükümetinin yargı üzerinde hakimiyet kurma girişimini şiddetle kınadığını belirten MEDEL, AB'ye ve Avrupa Konseyi'ne bu girişimin tehlikeli sonuçlarına dair rapor hazırlayacağını duyurdu. AB'nin ve insan hakları örgütlerine de yasa değişikliği teklifini kınamaları yönünde çağrı yaptı. Açıklamada, "MEDEL, bu değişikliğin demokrasiye ve Türkiye'de yargı erkinin bağımsızlığına bir saldırı olduğunu Türk makamlarına derhal bildirmeleri için çağrı yapmaktadır. Son olarak, MEDEL, Türk parlamentosuna seslenmektedir ve Türkiye'nin, demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarına saygı gösterilen ülkeler topluluğunun bir üyesi olarak kalması için bu düzenlemeyi reddetmesini istemektedir." açıklamasında bulundu.
1985'de kurulan Medel 22 Avrupa ülkesinin yargıç birliklerini temsil eden çatı dernek olarak faaliyet gösteriyor. Türkiye'den Yarsav'ın da üyesi olduğu MEDEL, aynı zamanda Avrupa Konseyi'nde gözlemci dernek statüsünde bulunuyor.
http://www.zamanfransa.com/haber/tuerkiye/yargiya-mudahale-surerse-ab-sureci-durabilir.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder