18 Haziran 2013 Salı

Başarımı baba ilgisine borçluyum

Başarımı baba ilgisine borçluyum


Bebeklik döneminde baba ilgisi gören çocuklarda ileride nadiren davranış bozuklukları görülüyor. Bu çocuklar, akranlarına göre zeka, espri anlayışı, dikkat süresi ve öğrenme hevesi bakımından da avantajlı oluyor.




Çocuğum dünyaya geldiğinde, yetişmem gereken uçaklar ve ödenecek faturalarla meşguldüm. Biraz büyüdüğünde, “Senin gibi olmak istiyorum baba.” demeye başladı. İşyerine telefon açıp, “Baba, eve ne zaman geleceksin?” diye sorardı ikide bir. “Ne zaman geleceğimi bilmiyorum oğlum. Ama geldiğimde birlikte güzel bir vakit geçireceğimizden emin olabilirsin.” derdim hep. Yıllar öylece geçip gitti.



Oğlum üniversiteden mezun oldu. Bu durumda birçok baba gibi, benim de söylemem gerekenler vardı. “Seninle gurur duyuyorum oğlum. Gel şöyle biraz oturalım.” Gülümseyerek, “Arkadaşlara sözüm var baba. Sonra görüşürüz oldu mu?” karşılığını verdi. Seneler aktı. Emekli oldum. Artık vaktim vardı. Oğlum ise başka bir şehirde iyi bir iş bulmuştu, orada yaşıyordu. Bir gün ona telefon ettim. “Eğer sence de uygunsa, hafta sonu buraya gel de hasret giderelim.” dedim. “Sevinirim baba. Bir bakayım, müsait bir vakit bulabilirsem gelirim. Ama şu sıralar işlerim çok yoğun. Fakat seninle görüşmeyi ben de çok istiyorum.” dedi. “Peki, ne zaman gelirsin oğlum?” diye sordum. “Ne zaman olur bilmiyorum, baba. Şimdi bir iş görüşmem var, ona yetişmem gerek. Geldiğimde birlikte güzel vakit geçireceğimizden emin olabilirsin.” dedi. Telefonu kapattığımda oğlumun çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini anladım. Örnek aldığı babasına benzediğini…



Bu sadece bir öykü olsa da benzer yaşantılar çevremizde yeterince mevcut. Erkekler, çocukları ile çok az iletişim kuruyor. Onlarla ilgili olarak sadece ileriye yönelik kararların alınmasında sorumluluk taşıyorlar. Genellikle evin geçimini sağlayarak babalık vazifesini yerine getiriyorlar. Oysaki babaların, özellikle ilk 12 ayında bebeklerine gösterdikleri ilgi ve sevgi, çocuğun ileri yaşlardaki davranışları, zekâsı ve başarılarını doğrudan etkiliyor.



Her kadının ruhunda ve yapısında doğuştan verilen bir annelik duygusu var. Bu duygu hamilelik sürecinde besleniyor, emzirme ile de zirveye ulaşıyor. Erkekler ise babalık hissini bebeğiyle ilk defa karşı karşıya geldiğinde duyuyor. Çocukla yakından ilgilenmek erkeğin babalık hissini daha da pekiştiriyor. Bu ilgi sadece erkekte olumlu sonuçlara yol açmıyor. Bebeğin ileriki yaşlarda sergileyeceği davranışlarını da etkiliyor.



Geçtiğimiz aylarda sonuçları Journal of Child Psychology and Psychiatry Dergisi’nde yayımlanan araştırmaya göre babalar, bebeklerine ilk bir yılda sevgi ve ilgi gösterirse bu çocuklarda ileride daha nadiren davranış bozukluğu görülüyor. Baba ilgisinin olumlu etkisi, erkek çocuklarında daha da fazla oluyor. İngiliz bilim adamları, 192 aile üzerinde baba-bebek ilişkisini analiz eder. Araştırmada bebekler bir yaşına geldiğinde, davranış gelişimleri ve durumu değerlendirilir. Sonuç olarak bebeklerine yoğun ilgi gösteren babaların çocuklarında daha az davranış sorunu görülürken, daha çok kendisiyle meşgul olan babaların evlatlarında ise davranış sorunlarının arttığı belirlenir.



Özellikle bebeklik döneminde baba ilgisi gören çocuklar, okul yaşlarında da zekâ seviyesi, espri anlayışı, dikkat süresi ve öğrenme hevesi bakımından avantajlı oluyor. Aynı zamanda ergenlik döneminde çocuğun kendi değerlerine daha kolay sahip çıkmasını sağlıyor ve arkadaş baskısına direnme gücünü artırıyor.



BABALIK NE ZAMAN HİSSEDİLİR?

Çocuklar için 0-1 yaş arası psikolojik ve fizyolojik açıdan hızlı bir gelişim dönemi. Psikolog Havva Gül Dikici’ye göre bu süreçte bebekler, yetişkinlerin ağız hareketleri, jest ve mimiklerini karmaşık da olsa taklit ediyor. Kendisiyle ilgilenen kişiyle bağ kuruyor. Özellikle 2 haftalık olduklarında babasının sesini öğreniyor ve bunu diğer erkek seslerinden ayırt edebiliyor. Dört haftalık olduğunda ise anne, baba ve yabancılara karşı öngörülebilir davranış farklılıkları gösteriyor. Bir bebeğin kiminle olduğunu görmeden, davranışlarını gözlemleyerek annesiyle mi, babasıyla mı yoksa bir yabancıyla mı iletişim kurduğu anlaşılabiliyor. Genelde babayla beraberken bebeklerin omuzları kabarıyor, yüzünde hevesli bir bekleyişin ve oyun isteğinin ifadesi oluyor. Kaşları havada oluyor, ağzını açıyor, gözleri parlıyor. 4 haftalıkken, babasından annesine göre daha heyecanlı bir ses tonuyla konuşmasını beklemeye başlıyor. Babanın görüntüsü uzaktan belirdiğinde bebeklerin kendine özgü beden dili “İşte buradasın! Hadi beni al!” diyor.



Tam da bu noktada aklımıza “Baba bebeğin hayatında bu kadar önemli bir etkiye sahip iken erkekler, niçin özellikle 0-12 ay dönemlerinde onlarla ilgilenmiyor?” sorusu takılıyor. Uzmanlara göre birçok erkek, bebeğin altını değiştirme, banyosunu yaptırma, uyutma gibi işlerin annenin görevi olduğunu düşündüğü için kadını bebekle baş başa bırakıyor. Neyse ki son yıllarda bu düşünce biraz kırıldı. Hatta bazı ailelerde çocukların bakımında birincil rolü üstlenen babalar oluyor. Bununla birlikte bazı kadınların birtakım yanlış yaklaşımları, erkeğin babalığı tam olarak hissetmesini geciktiriyor. Anne, ‘bir şey olur’, ‘bakamaz’ endişesiyle bebeği babadan sakınıyor. Kadınlardaki diğer yanlış davranış ise “Bugün bebeğin altını 10 kere temizledim, şimdi sıra sende”, “Al biraz da sen bak” diyerek çocuk bakımını erkekte külfet oluşturacak hale dönüştürmeleri. Haliyle durum, bir süre sonra erkekte görev olarak algılanıyor ve bıkkınlığa yol açıyor. Havva Gül Dikici, bu hususta kadınlara bir öneri sunuyor: “Eşiniz eve geldiğinde, onu suçlamadan ve yaptığınız işlerden şikayet etmeden ihtiyacınızı dile getirirseniz, babası severek ve isteyerek çocuğuyla ilgilenecektir.”



http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/basarimi-baba-ilgisine-borcluyum.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder