27 Haziran 2013 Perşembe

Çocukları gurbette Türkçeyi unutmasın diye blog kurdular

Çocukları gurbette Türkçeyi unutmasın diye blog kurdular


Yurtdışında büyüyen çocuklar, ailelerin bütün çabasına rağmen Türkçeyi doğru bir şekilde öğrenemiyor. Amerika’nın küçük bir kasabasında bunu dert edinen bir grup Türk anne, çocukları için bir blog kurdu. Yazı, resim, fotoğraf, şiir ile ilgili blogda paylaşımlar yapan çocuklar, hem kültürlerini tanıyor hem de Türkçelerini geliştiriyor.




Pensilvanya’da küçük bir kasaba Saylorsburg. Ortalama 20 Türk ailenin yaşadığı bu kasabada Türk anneleri çocuklarının Türkçe’den uzaklaşmaması için ellerinden geleni yapıyor. İnternetin sadece bir oyun mecrası olmadığınıçocuklara göstermek isteyen anneler, onların Türkçe konuşma ve yazma kabiliyetlerini de geliştirmek için “canlaracan” adında bir blog oluşturmuş. Yurtdışında büyüyen Türk çocuklara Türkçelerini unutturmamak amacıyla açılan blog sayesinde, yazdıkları yazılar, yaptıkları resimler ve çektikleri fotoğraflarla kendi kültürlerine dair bir algı oluşturmak istiyorlar. Sitede yazı, şiir, resim, fotoğraf, powerpoint sunum hazırlama, sorulan sorulara cevap verme, konuyla alakalı internetten, kitaplardan örnekler bulup paylaşma, arkadaşlarının yazılarını okuyup yorum yazma gibi puan kategorileri var. Yarışmalar düzenleniyor, hediyeler veriliyor. Sitenin kendi çapında hayranları da var. Çocukların Türkiye’deki akrabaları özellikle büyükanne ve büyükbabaları. Her hafta gurbetten gönderilen mektup gibi yazıları okuyor, telefon açıp tebrik ediyorlar.



Blog kurucusu Esra Şimşek, “çocuklarımızın kendilerini değerlerimizle değil, arkadaşlarının istediği şekle bürünerek kabul ettirme çabası bizi çok korkuttu. Çocuklarımıza, talebelerimize daha iyi nasıl sahip çıkabiliriz? kaygısıyla başladık bu işe” diyor.



Çocukların okul arkadaşları gibi sürekli instagram, facebook gibi sosyal medya araçlarında vakit harcadığını belirten Şimşek, “En mazbut ailelerin çocukları bile Amerikalıların beğendiği türden resimleri seçiyor, beğeniyor, sayfalarında paylaşıyor. Bunlara ‘Hayır, yasak!’ demek hiçbir şey kazandırmadığı gibi sadece çocuklarımızı toplumdan dışlamış oluyor. Ama onlara alternatif sunduğumuzda, güzel şeyler için gayret ettiğimizde, çok daha farklı neticeler elde ettik.” ifadelerini kullanıyor. Fatma Saraç’ın kızı da Canlaracan’da yazıyor. Saraç, blogdan önce kızının internette chat ortamlarına girmek istediğini söylüyor. Yasaklar konulsa da bir süre sonra arkadaşlarından etkilenip girdiğini fark etmiş. Artık içinin rahat olduğunu dile getiren anne Saraç, “Kızımız, 11 yaşına gelince bizim çok kontrol edemeyeceğimiz web sayflarına girmek istedi. Fakat Canlaracan’a başladıktan sonra, o web sayfalarına ve chat’lere ihtiyacımız olmadı. Kendi çektiği fotoğrafları, yaptığı resimleri daha güvenilir bir ortamda paylaşıyor ve çok mutlu oluyor.” diye konuşuyor.



Mukaddes Sablak’ın oğlu Tuleyb de baştan beri siteye yazı gönderenlerden. 11 yaşındaki Tuleyb siteden çok memnun. Ona göre Türkçe öğrenmek böyle daha eğlenceli: “Siteden ödevi alınca biraz düşünüyorum ve lazımsa araştırma yapıyorum. Sonra her akşam en az yarım saat ayırıyorum. Yazı yazmak çok zor, bazen önce İngilizce yazıyorum ve sonra Türkçesini yazmaya çalışıyorum. Yazdıklarımı anneme okuyorum, çok yanlışlar çıkıyor. Annem ‘Şimdi sen bu cümlede ne demek istedin bana bir anlat’ diyor. Okuldaki öğretmenim, Mrs. Burkett de biliyor bu siteyi. Ona gösterdim ve ne yaptığımızı anlattım. Çok beğendi ve sürekli ‘Bu haftanın konusu ne?’ diye soruyor.”



Amerika’daki okullarda iyi imkanlar olduğunu ifade eden Mukaddes Hanım, çocukların da her şeyin kalitelisini istediğini belirtiyor. Çocukların sunulan şeylere göre kendilerine verilen değeri ölçtüklerini kaydeden Sablak, oğluyla yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Amerika’da çocuklara çok güzel kitaplar hazırlamışlar. Eğitim programları öyle zengin ki çocuklara metotlu bir şekilde Türkçe öğretmek için gayret etmiyorsanız, baştan savma bir yaklaşımla onların ilgisini çekmek çok zor oluyor. Çocuklar her şeyin kalitelisini, iyisini, özenle hazırlanmış olanını biliyor. Bu sitedeki ilgi de onları çok etkiliyor. Tuleyb, ürünlerinin siteden yayınlamasını sabırsızlıkla bekliyor. Yazısı çıkınca evde bir bayram havası oluyor. Arkadaşlarının gönderdiklerini de heyecanla okuyor, yorumlar yazıyor.”



http://www.zamanfransa.com/haber/dunya/cocuklari-gurbette-turkceyi-unutmasin-diye-blog-kurdular.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder