Türkiye’de her 100 kişiden dördünde görülen panik atak hastalığı, toplum genelinde giderek yaygınlaşıyor.
Özellikle iş hayatındaki zorlayıcı çalışma ortamı ve özel hayatta karşılaşılan sıkıntılar, panikataklarını iki kat artırıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kürşat Altınbaş, çevre faktörlerinin, sıkıntılı çalışma ortamlarının ve travmatik sebeplerin, hastalığın ortaya çıkmasına ya da şiddetlenmesine yol açabileceğine dikkat çekiyor. Panikatağın kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görüldüğünü, en önemli belirtilerinin kalp çarpıntıları, terleme ve nefes darlığı olduğunu aktaran Kürşat Altınbaş, şu bilgileri dile getiriyor: “Aslında halk arasında panikatak olarak bilinse de hastalığın doğru adı panik bozukluğu. Panik atakları, hastalığın belirtilerinden bir tanesi. Tekrarlayan panik ataklarına eşlik eden, ‘Ataklar bir daha olur mu?’ kaygısı, biz ona beklenti kaygısı diyoruz ve bazen buna eşlik eden kaçınmalar, hastalığın bütününü oluşturuyor. Hastalık belirtisi daha çok kalple ilgili; kalp çarpıntısı, terleme, ölüm korkusu yaşama, kaygılar, solunum sistemiyle ilgili nefes darlığı, nefes alamama gibi belirtiler. Mide bağırsak sisteminin etkileri, bazen düşünsel belirtilerin eşlik ettiği bir tablo aslında. Panik bozukluğunun tek bir nedeni yok ama bizim biyopsikososyal model dediğimiz biyolojik, psikolojik ve sosyal çevresel etkenlerin bütünüyle ortaya çıkan bir hastalık, panik bozukluğu.” Psikiyatrist Kürşat Altınbaş, ilaç ve psikoterapi ile düzenli ve doğru tedavinin, hastalığı en geç iki yılda tamamen ortadan kaldırdığını ve kişinin eski sağlığına kavuştuğunu ifade ediyor.
http://www.zamanfransa.com/haber/guendem/aile-saglik/is-ve-ozel-hayattaki-sikintilar-panikatagi-tetikliyor.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder